Tora’nın sanata yansıması

Amatör ve profesyonel 27 sanatçı, Tora’da yer alan peraşaları inceledi ve kendilerine ifade ettiklerini tuval üzerinde resmetti. Sanatçıların eserleri Mayıs ayında bir etkinlikle tanıtılacak.

Tuna SAYLAĞ Şalom
29 Nisan 2009 Çarşamba

Tuna SAYLAĞ

Tora’nın sanata yansıması

Yurtdışında gördüğü bir sergiden etkilenerek, “neden bizde de olmasın” düşüncesiyle HEGKOM Başkan yardımcısı Ester Asa’nın başlattığı Resimli Tora Projesi, uzun bir çalışma döneminin ardından hayata geçiyor. Sanatsal koordinatörlüğünü Esti Saul’ün yürüttüğü etkinliğin açılışı Mayıs ayı başında Ulus Özel Musevi Lisesi’nde gerçekleşecek

Projede yer alan profesyonel/ amatör  27 sanatçımız; Beki  Almaleh, Betsi Kebudi, Claire Ancel, Emili Şayir, Estel Lita Russo, Esti Saul, Etel Anter, Eti Koen, Fanny Taranto, Fortüne Aseo, Jale Aldiş, Jasmine Taranto, Jozef Habib Gerez, Korin Gavriyeloğlu, Lika Ören, Max Maçoro, Musa Albukrek, Röne Batı, Sara Hatem Selim Yuhay, Selma Ertovi, Seyfi  İşman, Verda Habib,Viktor Hayim Bahar, Virna Saul, Vivi  Menase ve Vivyan Varon’dan oluşuyor.

Eserlerin İzzet Keribar tarafından çekilen fotoğrafları bir Tora rulosu içinde yer alıyor. Sergi kapsamında tabloların asıllarının yanı sıra bu Tora rulosu da sergilenecek. UÖML salonlarından sonra sergi, Neve Şalom Kültür Merkezi’nde halkın ziyaretine açılacak.

Ester Asa’ya projenin gerçekleşme sürecini ve amacını sorduk...

“Bu projeyi Venedik’te bir galeride, içinde peraşaların resmedildiği bir Tora rulosunu gördükten sonra tasarlamaya başladım. Neden aynı çalışmayı Türkiye’de kendi sanatçılarımızla yapmayalım dedim. Projenin, ressamların kendi özgün fikirlerini aktarabileceği kolektif bir çalışma olarak gerçekleşmesinin ilgi çekici ve motive edici olacağını  düşündüm ve bu düşüncemi Hahambaşılık Eğitim Komisyonu ile paylaştım. Herkes çok heyecanlandı. Bunun üzerine  Esti Saul’den bu konuda bana yardımcı olmasını ve birlikte çalışmayı teklif ettim. Kendisi önerimi kabul edince  yola çıktık. Bu projenin içerisinde sadece ressamlarımız değil ebru ve patch work sanatçılarımız da yer alıyor. Herkese gereken bilgileri verdik, amacımızı anlattık. Peraşaları açıklayan ve yorumlayan kaynak kitapları  hediye ettik. Herkesin sorumlu olduğu peraşayı kurayla tespit ettik. İlk toplantımızı Aralık 2007’de gerçekleştirdik. Daha sonraki toplantılarımıza ravlarımız da katılarak sanatçıları peraşalarla ilgili danışmanlık yaptılar.Ve uzun bir çalışma döneminin ardından projemizi, “Resimli Tora” adlı bir kitapla da taçlandırarak, tamamladık

Projenin amacı Tora’nın resimlerle anlatılması; Tora bildiğiniz gibi 54 tane peraşadan oluşur ve her bir peraşa bir çok konuyu içerir. Her sanatçı bir veya daha fazla peraşayı inceleyerek kendisine ifade ettiklerini özümsedi ve daha sonra duygularını tuvale aktardı. Ressamlarımızı figüratif anlatımla sınırlandırmayıp tekniklerinde de serbest bıraktık. Türkiye’deki ressamlarımızın, bildiğim kadarıyla, din temalı çalışmaları pek yok. Oysa dini konular diğer ülkelerde sık sık resmediliyor. Bu projeyle bir ilke imza atan sanatçılar, eserleri aracılığıyla Tora eğitimine de katkıda bulunmaları güzel bir bir olay, diğerlerine de örnek olmasını ümit ediyorum. Bir sonraki projelerimiz de obje yapmak da olacaktır. Her zaman düşünmüş ve üzülmüşümdür; niye mezuzalarımızı, hanukiyalarımızı, Şabat ve pesah örtülerini yurt dışından satın alalım? Oysa bunları gerçekleştirebilecek çok değerli ve yetenekli insanlarımız var.”

Yaklaşık bir yıl once katıldığım proje toplantılarının birinde bazı sanatçılarımıza konuyla ilgili duygularını sormuştum. Bakalım neler söylemişler...

Sara Hatem: Bu projeyi başlattığı için Ester’i tebrik ediyorum.  Proje beni bir sanatçıdan çok insan olarak  ilgilendirdi, coşturdu. İnsan diyalogları, ilişkileri açısından  çok güzel bir çalışma. Dinle ilgili olmayanlar farklı bir alanla tanıştı. Diyaloğun yanı sıra yararlı tartışmalar da çıktı aramızda. İnsanı insan yapan düşünme mekanizması devreye girerek yeniden kendimizi sorgulamaya başladık.

Jale Aldiş: Bizim daha önce birlikte çalıştığımız bir atölye grubumuz vardı. Etel Anter, Lika Ören, Vivi Menase ve ben. Son bir kaç senedir biraz kopmuştuk. Kimimiz kendi atölyesinde çalışmaya başladı, kimimiz resimden uzaklaştı. Bu projenin bizim için en hoş tarafı dördümüzü tekrar bir araya getirmesi oldu. Peraşaları aldıktan sonra ilk tepkimiz “eyvah şimdi ne yapacağız”oldu, çünkü sonuçta aşina olduğumuz bir konu değildi.Daha sonra bize verilen kitap ve dökümanlardan kendi peraşalarımızı okuyarak bize ne anlam ifade ettiğini, ne tür duygular uyandırdığını konuştuk. Bunları nasıl resimleyeceğimizden çok  bize hisettirdiklerini irdelemeye çalıştık. Çok keyfliydi.

Fani Taranto: Esti Saul tarafından bu projeye davet edildiğimde ne yapılacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Daha sonra kütüphanemde ilgili kitapları bulmak için araştırmaya başladım. Tora  kitabından bana verilen peraşayı buldum ve okudum, çok da keyif aldım. Umarım duygularım tuvale yansıyacaktır. Diğer çalışmaları görmeyi de sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca Singapur’da bulunan kızım Jasmin de bu projeye  katılacak. O da bu çalışmanın içinde bulunmaktan mutlu.

Selma Ertovi: Ester Asa beni aradığı zaman çok mutlu oldum. Bu projeyi başlattığı için onu tebrik ediyorum. Daha önce de ortak  çalışmalar yapılmıştı, ama bu  konusu itibarıyla daha farklı. Bana göre olması gereken bir proje, çok güzel işler çıkacaktır. Çocuklarımıza miras bırakacağız. Değişik ülkelerde sergilenmesinin planlanması biz Türk sanatçılar için de iyi olacaktır.

Claire Ancel: Genelde kolaj ve karışık teknik çalışıyorum. Osmanlı eserleri üzerine çalışmalarım oldu. Fakat bir ara neden Yahudilik ile ilgili bir şeyler yapmıyorum diye düşünmüş ve konuyla ilgili iki üç tablo gerçekleştirmiştim. Onları Neve Şalom Sinagogu’na hediye ettim. Orada sergilenmeleri beni çok mutlu etti. Bir de Sol Moreno yarışması olmuştu, orada da bir araya gelmiştik. O yarışmada kazanılmış bir birincilik ödülüm var. Bu çalışmaların içinde olmak bana her zaman şevk veriyor. Şimdi de bu projeye başlamanın heyecanı içindeyim.

Esti Saul: Bu projede ben de varım. Zannederim Eylül ayında Bodrum’dayken Ester beni aradı ve Venedik’te gördüklerini anlattı. “Bu projeyi burada nasıl gerçekleştirebiliriz?” diye sordu. Projeyi çok beğendim. Benim için sanatçı, üç dört seneden beri resim yapan, resimle yoğunlaşan ve birlikte bir atölyede resim çalışan kişilerdir  ya da en azından sanat severdirler. Deniyor, galeri, müze geziyordur. Bu kişileri desteklemek, kendilerini ortaya koyabilecekleri bir amaç vermek lazım dedik ve o şekilde başladık. Her hafta okunan bu peraşaları herkes takip edip sanatla da ilgilenseydi dünyada belki de hiç savaş olmayacaktı.

Habib Gerez: Çok güzel bir proje Yahudi Cemaati’nin bu gibi etkinliklerle ilgilenmesi beni çok mutlu ediyor. Yaklaşık 57 yıldır sanatın içerisindeyim. Fakat ne yazık ki, kırk- elli yıl evvel cemaatin sanata olan ilgisi çok zayıftı. Bugün 20 bin kişi kaldık ama güzel faaliyetler yapılmaya başlandı. Bunların artması en büyük dileğim. Bu projenin arkasından başkalarının üretilmesi gerekir.  Musevi toplumunun da sanat alanında söyleyecek sözü olduğunu ortaya koymak gerek

Beki Almaleh: Uzun senelerden beri Şalom okuyucusuyuz ve orda her hafta bir peraşa yayınlanıyor.  Bunca senedir bir kez bile peraşaları okumadım.  Fakat bu projeyle merak ettim ve nerdeyse verilen bütün kitapları bitirmek üzereyim.

Son söz de Rav Nafi Haleva’nın...

“Çok eğitici bir çalışma. Çocuklarımızın hayal gücünü genişletmek, Tora’yı öğretmek, anlatmak açısından çok yararlı bir proje olduğunu düşünüyorum. Insanlara Tora’yı sevdiren, onun güzelliklerini resimle anlatan bir çalışma. Tora’nın kutsiyetini bozmayan her türlü resim onunla bağdaşır. Ama biz bunu geç idrak ettik. Bu işler yurt dışında çok sık yapılıyor. Resim yapmak dinimizde hiç bir zaman yasak olmamıştır.”