Zamana direnen Aşkenaz Cemaati Sinagogu gabayı: Moşe Horman

Nostaljik bir Beyoğlu gezisinin ardından Aşkenaz Cemaati’nin onarımda olan binasına vardığımda Cemaat Başkanı Av. Binyamin Poluman ve Gabay Moşe Horman tarafından karşılandım. Aynı zamanda Denet Gıda’da da çalışan Horman söyleşi öncesi oldukça heyecanlıydı

Toplum
25 Mart 2009 Çarşamba

Avusturya kökenli Aşkenazlar tarafından projesi Mimar Gabriel Tedeschi’ye yaptırılan Yüksekkaldırım Aşkenaz Sinagogu, 23 Eylül 1900 tarihinde Hazzan Valdovski’nin okuduğu dualar, Adolf Rosenthal’in Türkçe ve Almanca konuşması ile açıldı. Sefer Toralar Hahambaşı Moşe Halevi’nin başında bulunduğu kortej tarafından dualarla yerine kondu. Bir zamanlar İstanbul’da bulunan birkaç Aşkenaz Sinagogu’ndan halen hizmette kalan tek sinagogdur. Avrupa stili cephesi ve Polonya etkili tahta pagoda stilindeki Ehal ve Teva’sı ile geleneksel Sefarad ve Romaniot sinagoglarından farklı bir görünüme sahiptir.

Moşe Horman kimdir? Gabaylık görevini ne zaman ve nasıl üstlendiniz?

1963 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Annem Sefarad, babam ise Aşkenaz kökenli idi. Çocukluk yıllarımda Şişli Talmud Tora’ya devam ettim. Ancak bayramlarda babamla beraber Aşkenaz Sinagogu’na gelirdik. Hayli kalabalık bir yahid topluluğu olurdu.

Geçmiş dönem gabayımız; Cemaat Başkanımız Sadi Feldman’ın desteği ve teşvikiyle 13 sene önce bu görevi üstlendim.

Bir gabayda olması gereken özellikler sizce nelerdir?

Gabay, cemaati toparlayan, yahidleri bir araya getiren, iyi konuşmasını bilen, yapıcı, istekleri makul ölçüde karşılayan, güleryüzlü, yahidlerin sinagoga gelmelerini teşvik eden, davranışlarıyla örnek bir insan olmalıdır.

Aşkenaz Sinagogu hangi günler ibadete açık? Faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Sinagogumuz her gün duaya açık. Hafta arası çok kalabalık olmasak bile ibadetimizi devam ettirmeye çalışıyoruz. Her hafta İYD’nin hazırladığı seudamız var. Bunu yanı sıra Roş Aşana ve Kipur Bayramları arasına denk gelen Şabat günü Hahambaşı Rav İsak Haleva, tüm cemaat ileri gelenleri, yöneticileri ve başkanlarının davet edildiği geleneksel bir Şabat yapıyoruz.

Ayrıca, yardımcı hazanımız Daniel Aruh, peraşa ve şahrit okuyan Sabetay İyigör ve genç arkadaşımız Rafi Feldman’ın da katkılarını unutmamalıyız. Artık yaşı oldukça ilerlemiş olan Haham David Gordner duaya katıldığı zaman eski anılarımız canlanır, duygusal anlar yaşarız. Bayramlarda ve özel günlerde Yönetim Kurulu ve Rav Mendy’nin katkılarıyla yurt dışından korolar gelir. Bildiğiniz gibi iki senede bir Yom-Aşoa Holokost’u Anma Günü’nü sinagogumuzda gerçekleştiriyoruz. Bazı davetlerde kalabalık olduğu zaman Schneidertemple’ı da kullanıyoruz.

Aşkenaz Sinagogu özellikle turistlerin çok ilgisini çekiyor.  Aşkenaz Cemaati’nin tek sinagogu olduğu için ziyaret etmek istiyorlar. Bizler de elimizden geldiğince onları ağırlamaya gayret ederiz.

Bir Sefarad sinagogu ile karşılaştırırsak farklı ritüeller var mı?

İstanbul’da yaklaşık 250 Aşkenaz aile var. Ancak Sefaradlar da buraya geliyorlar. O nedenle her iki topluma da hitap eden kitaplarımız var. Dua esnasında farklı uygulamalar, zamanlamalarda değişiklikler olabiliyor. Örneğin, Tefila bittikten sonra misafirleri onurlandırmak için yapılan dua Aşkenazlara özeldir. Geçtiğimiz hafta sonu Amerikalı bir öğrenci grubu ziyaretimize geldi. Çok neşeli, şarkılı bir Şabat geçirdik. Sefaradlarda biraz daha ciddiyet olur. Burada ise tevada danslar bile yapılıyor.

Rav Mendy’nin katılımı ile yahid sayınızda artış olduğunu görüyoruz. Sizce bunun nedenleri nelerdir?

Rav Mendy Chitrik’in katılımı ile de dualarımız farklı bir boyut kazandı. Kendisi yurt dışında yakından tanındığı için birçok misafiri de beraberinde getiriyor. Ayrıca Türkçe’yi de çok iyi kullanabiliyor. Bu nedenle haftanın peraşasını Türkçe ve herkesin ilgisini çekebilecek şekilde, esprilerle süsleyerek açıklıyor. Yabancılar var ise İngilizce tercümesini de yapıyor. Çeşitli hikâyeler veya başından geçmiş ilginç olayları da konuşmasına ekliyor. Bunun yanı sıra bazı duaları da Türkçe okuyor. Bu şekilde insanları, özellikle de gençleri Aşkenaz Sinagogu’na gelmeleri için teşvik etmiş oluyor. Bizler de onun öğretilerinden yararlanıyoruz.

Düğün, Bar-Mitzva, Bat-Mitzva, tefilin gibi güzel günlerden bahsedelim biraz da…

Düğünlerde de Sefaradlardan farklı olarak bazı değişiklikler oluyor. Bir süredir Aşkenaz hahamımız olmadığı için geleneksel uygulamalar yapılamıyordu. Rav Mendy’nin gelişiyle tekrar o günlere döndük. Örneğin düğünlerde gelin, damadın etrafında yedi kere döner. Bunun gibi daha birçok farklılıklar var. Sefarad Cemaati ile aramızda olan bir anlaşma var. Biliyorsunuz erkek Aşkenaz ise, düğünü mutlaka sinagogumuzda oluyor. Ayrıca Aşkenaz bir babanın oğlunun Bar-Mitzva’sı da burada yapılıyor.

Son bir cümle ile söyleşimize son verirken nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Sinagoglar insanlarla güzeldir. Aşkenaz Sinagogu yalnız Aşkenazlara değil, Sefaradlara da açıktır. En büyük arzumuz geleneklerimizi, birlik ve beraberliğimizi korumak ve ibadethanelerimizi yaşatmak.