40 ülkeden antisemitizmle ortak mücadele kararı

Londra Antisemitizm ile Mücadele Konferansı’nın son gününde Türkiye’nin de dâhil olduğu 40 ülke, “antisemitizme karşı durma” bildirisini hazırladılar

Dünya
25 Şubat 2009 Çarşamba

Medyada antisemitizm söylemlerindeki hissedilir artış ile Yahudiler ve Yahudilere ait malvarlıklarına yöneltilen saldırıları ele alan Londra Deklarasyonu, 40 ülkeden 125 parlamenter tarafından imzalandı. Ulusal hükümetlere, parlamenterlere, uluslararası kurumlara, politik ve sivil liderler ile sivil topluma çağrıda bulunan bildirge, ayırımcılığa karşı durma, demokratik ve insan haklarına saygılı toplum anlayışı, toplumların karşılıklı saygı ve vatandaşlık temelinde kurulması ve antisemit olarak nitelendirilen her türlü harekete karşı mücadele verilmesi noktalarına dikkat çekiyor.

İmzalana doküman parlamenterlerin, bu zorlu mücadele için gerektiğinde aksiyon almaları sözünü de veriyor.  Deklarasyon, son dönemde Yahudilere karşı eski tip önyargılı dilin yeniden canlandığını; Yahudiler, Yahudi inancı ve İsrail’in varlığına karşı kullanılan medya dilinin politik aksiyonlara dönüşmesi ihtimaline karşı tüm ülkelerin alarma geçtiği maddesine yer veriyor. Salı günü yapılan basın açıklamasında, deklarasyonun özellikle İran ve Venezüella söylemlerine karşı oluşturulduğu, hükümet destekli antisemitizm ve devlet destekli antisemitizm ile mücadele etme amaçlı olduğu paylaşıldı.

İmzalayan taraflar, Yahudi karşıtlığı ve İsrail Devletini hedef alıcı eylemlerde bulunanları deşifre etme, zorlama ve izole etme sözünü de vermiş oldular. Aynı zamanda hükümetler, her tür Holokost inkârına karşı durmaya da davet edildi. İran’ı da hedef alarak konferansta, Holokost’u inkâr eden yabancı bir lider, politikacı ve toplum temsilcisinin sözlerine itiraz edilmesi gerektiği belirtildi.

Katılımcıları içerik ve organizasyonu ile hayran bırakan konferansın etkisi gelecek dönemlerde yapılacak takiplere bağlı. Fakat başlangıcın Londra’da ve bu kadar önem verilerek gerçekleştirilmesi oldukça büyük önem taşıyor. Bazı kişilere göre, yeni antisemitizmin ana kaynağı İngiltere.

Parlamenterler, hükümetlerine ve Birleşmiş Milletler’e, kurumlarını antisemit olaylara haklılık kazandırmak için kullandırmama çağrısında bulundu.  Parlamenterler ayrıca, Birleşmiş Milletler’in 2001 Durban ırkçılık karşıtı konferansı gibi, ana odağın İsrail ve antisemit söylemlerin oluşturduğu bir toplantının bir daha asla parçası olunmaması gerektiğine de imza attılar.

Deklarasyon ile Avrupa Birliği Bakanlar Kurulu antisemitizm ile mücadeleye çağrılarak, Yahudi ve İsrail düşmanlığına karışan ülke ve politikacıların izole edilmesini talep ediliyor. Aynı zamanda, internet uzmanlarından oluşacak bir grup oluşturarak online Yahudi düşmanlığının ölçülmesi ve uluslararası boyutta yanıt verilmesi isteniyor.

Konferansa katılan ve konferansın kurucularından Irwin Cotler, yeni dünyada yepyeni ve karmaşık, küresel gelişen bir antisemitizm olduğunu ve bu durumun, İkinci Dünya Savaşı ile sonuçlanan 1930’ların atmosferinden çok daha öldürücü olduğunu belirtti. Susmanın bir seçenek olmadığını belirten Cotler, zamanın alarm çalmak ve aksiyon almayı gerektirdiğini, tarihin buna benzer zamanlar konusunda eğitici olduğunu, nefretin Yahudiler ile başlayıp başkalarına da uzandığını, antisemitizm kötülüğünün herkesi tehdit ettiğini sözlerine ekledi.

İngiliz Parlamento Üyesi ve parlamento antisemitizm ile mücadele komitesi başkanı John Mann,”Internet, küresel medya, aşırı sağın kuvvetlenmesi ve İsrail karşıtı solun varlığı, eski ve yeni antisemit teorilerin hayat bulmasına zemin oluşturdu,” yorumunda bulundu. Mann, Durban Konferansı’nın bu gidişatın doruk noktası olduğunu da sözlerine ekledi. Mann, antisemitizmi toplumda oluşacak diğer hastalıklı düşüncelerin başlangıcı olarak nitelendirdi ve şimdi önlem alınmaması durumunda, herkesin ağır bedel ödemek zorunda kalacağını sözlerine ekledi.

İngiliz Meclisi’nin başka bir üyesi olan Michael Gove da, “Anti-Siyonizm, yeni antisemitizmdir,” yorumunu yaptı. Gove, kimi aşırı İslami grupların aşırı sol ile birleşerek İsrail’in var olma hakkını sorguladığını belirtti. İngiliz vekil, “Bu nedenle, İsrail’in varlığını savunma, ırkçılık karşıtı mücadelenin merkezini oluşturmalı,” dedi.

Londra Konferansı’na, Parlamentolararası Antisemitizm ile Mücadele Koalisyonu, İngiltere Dışişleri Bakanlığı ve cemaatler ev sahipliği yaptı. İki günlük konferans süresince parlamenterler ve uzmanlar, antisemitizm ile mücadele stratejileri sundular.