Spor yapmak, fizyolojik bir gereksinimdir...

UÖMO; yaratıcı ve ileriye yönelik vizyon sahibi eğitmen kadrosuyla, öğrencilerinin akademik ve sosyal açıdan gelişimlerine yardımcı olmak için çalışmalarına devam ediyor. Bu bağlamda Beden Eğitimi Bölüm öğretmenleri Yusuf Güngördü, Filiz Salcan, Nesrin Eskioğlu ve İsmail Bingöl hedeflerini ve sporun çocuk gelişimindeki önemini paylaştılar

Sibel KONFİNO Toplum
18 Şubat 2009 Çarşamba

UÖMO Beden Eğitimi kadrosu, gençleri farklı sporlara yönlendiriyor

Çıtayı her zaman yüksek tutan, yeniliklere açık bir eğitim sunmayı hedef olarak belirleyen bir anlayışla çalışan kurumun “Beden Eğitimi” bölümü de aynı amaç için öğrencilerini spora yönlendiriyor: “Her öğrencimizi mutlu olduğu ve sevdiği bir spor dalında belirli bir seviyeye getirmek için çalışıyoruz.”

Söyleşimize UÖMO Beden Eğitimi Bölüm Başkanı olarak çalışmalarınızdan bahsederek başlayalım...

Yusuf Güngördü: 1996 senesinde UÖMO’da göreve başladım. O yıllar içinde spor dallarını, gün sonu antrenmanlarını ve okul içi etkinliklerini düzenlemeye başladık. Bunların dışında beden eğitimi derslerinde bir sistem arayışına girdik. Okulumuzun fiziki ve çevre koşullarına göre hangi branşlarda çocuklarımızı eğitebileceğimize arkadaşlarımla karar vererek 12 branş seçtik. Bunların arasında bireysel sporlar, raket sporları, takım sporları ve derslerin olmazsa olmazlarından olan düzen alıştırmaları yer alıyor. İlk üç sınıfta eğitsel oyunlar ağırlıkta olmak üzere ana sınıflarda kişisel ve beceri özelliklerini geliştirecek çalışmalar yapıyor. Beden eğitimi derslerindeki en önemli amacımız çocuklarımızın hangi spor dalına uygun olduğuna karar vermesini sağlamak ve yeteneğini keşfetmesine yardımcı olmak. İlk derste tüm dalları tanımalarını sağlarken ikinci derste serbest oyuna geçiyoruz. Öğrenciler sevdikleri sporu yine öğretmenlerinin gözetiminde yapıyorlar. Bu uygulama sayesinde derslerimiz oldukça verimli ve keyifli geçiyor.

Ders dışında ne gibi spor faaliyetleri düzenliyorsunuz?

Nesrin Eskioğlu: Ders saatleri dışında özellikle öğle teneffüslerinde okul içi turnuvalar düzenliyoruz. Salon futbolu, basketbol, badminton, şut atma ve penaltı yarışmaları sayesinde öğrencilerimiz enerjilerini doğru ve sağlıklı bir şekilde harcayabiliyorlar. Her turnuva sonunda çeşitli ödüller dağıtıyoruz. Bu konuda Greta Hanım bize çok yardımcı oluyor.

Bunların dışında gün sonu çalışmalarımız var. Katılımcı bir okuluz. Spor kültürünü ve eğitimini iyi bir seviyede vermeye özen gösteriyoruz. Farklı dallarda beceri ve motor özellikleri iyi olan çocukları gün sonu çalışmalarına alıyoruz. Her biri, öğretmenliğin yanı sıra kendi branşlarında uzman olan bir eğitmen kadromuz var. Çocuklardan gelen talep ve potansiyele göre basketbol, futbol, badminton, step dans, masa tenisi branşlarında okul sonrası çalışıyoruz.

Aynı zamanda okul dışı etkinlikleriniz de devam ediyor. Biraz da onlardan bahseder misiniz?

Y.G.: Ülkemizde sadece birkaç okulun gerçekleştirdiği ve okulumuzun tüm mevcudunun katıldığı “Field Day” yani alan sporları günümüz var. Her öğrencinin yapabileceği oranda spor yapmasına olanak sağlıyoruz. Kısa ve orta mesafeli koşu, gülle atma, uzun atlama, beyzbol topu atma gibi müsabakaların yanı sıra etkinlikler ve animasyonlar da gerçekleştiriyoruz. Öğretmen öğrenci arası halat çekme, çuval yarışı ve dans gösterileri de güne ayrı bir renk katıyor.

Bu sene 9. sunu gerçekleştirdiğimiz “kayak kampı”mız da yoğun ilgi görüyor. Her spor dalında olduğu gibi kayakta da okul takımını oluşturmak gibi bir hedefimiz vardı. Bu sene ilk defa İstanbul il yarışlarına katıldık. 8. sınıf öğrencimiz Sunny Meşulam İstanbul Kayak Şampiyonası’nın birinci etabında ilk üçe girdi. 80 kişinin katıldığı ikinci etap yarışlarında ise okulumuzu başarı ile temsil etti. Kamplara katılan çocuklarımızı eğiterek takımımızı büyütmek ve bu dalda da birçok başarıya imza atmayı amaçlıyoruz. Öğrencileri seviyelerine göre ayırıyoruz. Her grubun başında aramızdan bir öğretmen ve bir kayak hocası bulunuyor. Gerçekten çok verimli geçiyor ve çocuklarımıza dağ sporunu sevdirebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kayağın yanı sıra etüd saatlerinde öğrenciler ödevlerini yapabiliyorlar. Poşetle kayma, yüzme ve doğa yürüyüşü gibi eğlenceli etkinlikler de düzenleyerek keyifli bir kamp yaşanmasını sağlıyoruz. Son gün teknik bir yarışma ve madalya töreni gerçekleştiriyoruz.

Geçtiğimiz sene kene salgını nedeniyle gerçekleştiremediğimiz doğa kampına da değinmek istiyorum. Çocuklarımızın sağlığı her şeyden önce geldiği için kampımızı yapamadık ancak onun yerine 15 kişilik bir grup  İzmit Ballıkayalar’a  günü birlik doğa yürüyüşüne gittik. Bu faaliyetimiz de oldukça başarılı geçti.

Son olarak yaz etkinliğimiz olan “Windsurf kampı”mızdan da bahsedelim. Bu sene dördüncüsünü gerçekleştireceğiz. Dünyanın iki numaralı rüzgar sörfü merkezi olan İzmir Alaçatı’da öğrencilerimizi seviyelerine göre gruplara ayırıyoruz. Öğrenciler; temel eğitim ve orta seviyede yirmi saat sörf eğitimi alıyorlar. Spor yaparak, dinlenerek ve eğlenerek bir hafta geçiren öğrenciler ayrıca kampın sonunda gelişimlerini gösteren bir sertifika ile ödüllendiriliyorlar. Amacımız öğrencilerimizin, bireysel becerilerini doğayla bütünleştirip, farklı özelliklerini ortaya çıkarmak ve UÖMO’nun eğitim, spor ve eğlence geleneğini onlara yaşatmak.

UÖMO’yu hangi şampiyonalarda temsil ediyorsunuz? Derece alan öğrencileriniz veya takımlarınız var mı?

Y.G.: Voleybol, yüzme, badminton, basketbol, futbol ve masa tenisinde Beşiktaş İlçe Şampiyonasına, Badminton ile masa tenisi dallarında ise İstanbul İl Şampiyonasına katılıyoruz. Senede en az altı yedi kupa alıyoruz. Burada; ekip olmanın, birlikte çalışmanın ve karar vermenin önemini bir kez daha anlayabiliyoruz.

Farklı bir spor dalını daha öğrencilerinizle tanıştırmayı hedeflediniz. Bunu bizimle de paylaşır mısınız?

İsmail Bingöl: Her sene farklı bir spor dalını öğrencilerimize tanıtmaya çalışıyoruz. Bu sene  Korfbol’u yaygınlaştırmaya karar verdik. Marmara Üniversitesi Gelişmekte olan Spor Branşları Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Lale Güner ve Gelişmekte olan Spor Branşları Federasyonu İstanbul İl Temsilcisi Fahrettin Anlıatamer’in barkovizyon eşliğinde yaptığı sunumda korfbol sporu ile tanıştık. Dünyada hızla yaygınlaşan, kadın ve erkeğin birlikte oynadığı bu sporu 2. dönemde okulumuza getirmeye karar verdik. Bu bağlamda Spor Bölümü olarak MÜ Korfbol takımını davet ederek okulda bir gösteri maçı düzenledik. Korfbol dünyada hızla ilerleyen ve öğrencilere spor alanında evrensel fırsatlar sunan yepyeni bir spor. Dört bayan ve dört erkek oyuncuyla birlikte bu sporun kapalı ve açık alanlarda oynanması da büyük bir avantaj. Bu spor dalının cemaatimize, okulumuza çok uygun olduğuna karar verdik ve eğitimini almaya başladık. Vakfımızın ve yönetimimizin desteğiyle bu projeyi de hayata geçirdik. Belçika ve Hollanda dünyada bu sporun en etkin uygulandığı ülkeler. Bu ülkelerdeki Korfbol Federasyonu ile de iletişime geçerek öğrencilerimize yaz kampı imkanları yaratmayı da düşünüyoruz.”

Sporun bir insanın gelişimine ne gibi katkıları vardır? Sizce okullarda gerektiği kadar önem veriliyor mu?

Filiz Salcan: Spor yapmak; yemek, içmek, uyumak gibi fizyolojik bir gereksinimdir. İnsan; yaşamında kendine değer veriyorsa, çevresine ve ailesine yararlı olmayı hedefliyorsa spor vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Çocuk; spor yaparken kendini disipline etmeyi öğreniyor, güven duygusu gelişiyor, kötü alışkanlıklardan uzak duruyor ve en önemlisi mutlu bir birey olarak yetişiyor. Hayatı pozitif anlamda daha farklı oluyor ve bir adım önde başlıyor.

Elbette ki okulumuzda gerekli önem verilmeye çalışılıyor. Ancak “yeterli mi?” diye sorarsanız “evet” demek pek de mümkün değil. Müfredat ve eğitim sistemi olarak düşünürseniz özellikle akademik başarının önemli olduğu sınıflarda ne yazık ki öğrencilerimizin, velilerimizin beden derslerine ve spora ilgisi azalıyor.

İlköğretimde 82 öğrencimiz gün sonu antrenman çalışmalarına kalıyor. Bu çok büyük bir rakam. Ancak yaşları büyüdükçe dış etkenlerin de çokluğundan dolayı tek haneli sayılara iniyor.

Bizler yine de, çalışmalarımıza ara vermeden devam edeceğiz...