Beklenmeyen Barış: 2008’de İsrail-Filistin barışı ihtimali

26 Haziran 2008 günü “The Washington Institute” adlı düşünce kuruluşu senelik “Zeev Schiff’ Ortadoğu Güvenlik Konferansı”nın ilkini düzenledi. İsrailliler ile Filistinliler arasında bir barışın gerçekleşme olasılığının tartışıldığı konferansta İsrail eski Genelkurmay Başkanı Emekli General Amnon Lipkin-Shahak da yer aldı. Bu yazı konferans raportörlerinden Geri Pozez’in Shahak’ın yaptığı konuşmadan hazırladığı özettir

Dünya
30 Ekim 2008 Perşembe

Barış süreci 50 yıldır sürüp gidiyor. Süreçle gelen her zamanki hayal kırıklıkları bir yana, şimdi hem iyimserlik hem de kötümserlik var. İyi tarafından bakarsak iki lider, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ve Filistin Özerk Yönetimi (FÖY) Lideri Mahmud Abbas, düzenli ve yapıcı toplantılar yapıyorlar. Fakat bu toplantıların yapıcı olmasına rağmen çoğu İsrailli bu senenin sonuna kadar bir barış anlaşmasının sağlanabileceğini düşünmüyorlar.

Peki, insanlar neden bu kadar karamsar? El-Fetih iki devletli çözüme inansa da, örgüt geçtiğimiz birkaç sene içerisinde iki önemli başarısızlığa uğradı. İstenilen reform ve yeniliklerin bir türlü yapılamaması (örgüt eski ve yaşlı yöneticilerini devre dışı bırakma konusunda ki tereddüdü ile bu durumu devam ettirmektedir) Filistinlileri hayal kırıklığına uğrattı ve 2006 Ocak tarihinde yapılan seçimleri kaybetti. Bunun akabinde 2007 Haziran’ında Hamas militanları Gazze’de El-Fetih güvenlik birimlerini yenilgiye uğratarak bölgeyi hâkimiyet altına aldı. FÖY’nin pek karizmatik olamaması da halkın örgütün misyonuna destek vermesini zorlaştırdı. Arkasında halk desteği olmayan Abbas’ın Kudüs’ün statüsü, mültecilerin dönme hakkı ve sınırlar gibi en önemli konularda müzakere yapması gerçekçi mi?

İsrail tarafında ise Başbakan ve hükümeti ağır eleştiri altında ve erken seçim yaklaşıyor. Bu durumda bir barış anlaşması yakın zamanda gerçekleşebilecek gerçek bir olay olmaktan uzak bir hedef gibi görünüyor. Örneğin, bu süreçte koalisyonun küçük ortaklarından Şas Partisi bırakın Kudüs’ün iki taraf arasında bölünmesini, müzakere konusu olarak açılmasını bile hükümetten ayrılma sebebi saydı. Bunun yanı sıra İsrail’in Batı Şeria’da yeni yerleşimleri durdurmak ve yasadışı yerleşimleri kaldırmak gibi barış için gerekli ve zor bir işi de gerçekleştirmesi gerekiyor. Şu an için hükümetin halktan ve parlamentodan (Knesset) ciddi bir tepki almadan bunu gerçekleştirebilmesi oldukça zor görünüyor.

Hamas, müzakere masasında taraf olarak yer almamasına rağmen, hala barış anlaşmasında önemli bir rol oynuyor. Kimileri örgütün güç kazandığını söylese de ateşkese razı olması güçten ziyade zayıflık göstergesi de olabilir.  Hamas halkına şiddet kullanarak bağımsızlık elde edeceği vaadinde bulunuyordu fakat bu politika Gazze halkına sadece sefalet ve ıstırap getirdi. Gazze’yi ele geçirmesinden beri Hamas yolsuzluk konusunda El-Fetih’i aratmamaya başladı.  Bölgede halk yaşam mücadelesi verirken arabalarında benzin olan ve iyi bir işe sahip olan yegâne kişiler Hamas üyeleri. Hamas bölgede asayişin sağlanması konusunda ilerleme kaydetmiş olsa da aslında bölge halkına pek fazla bir şey sunmuyor.  Bu yüzden seçimlerden sonra Hamas’ın güç kazanıp kazanmadığı tartışılabilir. Hamas, Batı Şeria’da da aldığı halk desteği ve gizli silah depoları ile epey güçlü görünüyor fakat FÖY ve İsrail Hamas’ı kontrol altında tutuyor. Nerede ve ne zaman Hamas’ın Batı Şeria’da saklandığı yerden çıkacağı ise asıl endişe konusu.

Öte yandan Hamas güçlü olduğu Gazze’de diğer Filistinli örgütlerden tepki görüyor. Bu örgütler Hamas’a ve ateşkese karşı çıkıyor olsa da Hamas FÖY ile İsrail arasında herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyecektir. İki tarafın anlaşması sağlanırsa Hamas bu duruma müdahale edip tekrar şiddete başvuracak ve yeni bir Filistin iç savaşı başlatacaktır.

İsrail’de birçok kişi FÖY’e güvenmediği için bir barış anlaşmasına karşı çıkıyor. Filistinliler ile bir anlaşmaya varmayı destekleyenler bile Abbas ve yardımcılarının olası bir anlaşmayı uygulayabileceklerinden şüphe duymaya başladılar. Bununla birlikte FÖY Başbakanı Selam Fayad’ın iyi yolda ilerlediği söylenebilir. Fayad, Batı Şeria’nın belli başlı şehirlerinde güvenlik ve asayişi tesis etmeyi başardı.

Batı Şeria’daki yerleşimlerin terk edilmesine neden olacağı için de barış anlaşmasına karşı İsrail’de ciddi bir muhalefet var. Batı Şeria’dan çekilmenin açabileceği güvenlik ve lojistik sorunlar bir yana, aşırı yüksek bir maliyeti olacaktır.  Ayrıca ekonomik ve altyapısal sorunların da dikkate alınması gerekecektir.

Her durumda FÖY, Gazze ve Batı Şeria’da asayişi ve düzeni sağlamadan bir anlaşmaya varılamaz. Bölgede güçlü ve merkezi bir Filistin yönetimine ihtiyaç var. Diğer yandan Filistinli mültecilerin dönüş hakkı verilmeden ve Batı Şeria’daki İsrail yerleşimleri kaldırılmadan barış anlaşması yönünde bir ilerleme sağlanması zor olacaktır. Dahası iki tarafın zayıf liderlerinin bir anlaşmaya varmaları da zor görünüyor.

 

The Washington Institute for Near East Policy

PolicyWatch #1386: Special Forum Report