Paylaşılamayan bir Holokost güncesi...

Anne Frank’ın günlüğünden sonra, Holokost’ta yaşamını yitirmiş diğer bir genç kızın, 14 yaşındaki Rutka Laskier’in günlüğü üç yıl önce gün yüzüne çıktı. Yad Vaşem Holokost Merkezi’ne teslim edilen 60 sayfalık günlük Polonya ile İsrail arasında anlaşmazlığa yol açtı

Nelly BAROKAS Kültür
17 Eylül 2008 Çarşamba

Rutka Laskier Holokost’ta öldürüldü. Öldüğünde sadece 14 yaşındaydı. Polonya’nın güneyindeki Bedzin Gettosu’nda bir günlük tutmuştu. Kendisini neyin beklediğini gayet iyi biliyordu. 20 Şubat 1943’te günlüğüne şu satırları yazdı: “Son kez yazdığımı hissediyorum… Dışarı çıkamıyorum, bu da beni deli ediyor… Bu Auschwitz veya bir çalışma kampına gönderilmeyi beklemek anlamına geliyor.”

Rutka Laskier’in Auschwitz hakkında nasıl bilgi sahibi olduğu çok açık değil. Bir gazeteci veya ünlü bir yazar olmayı düşleyen Anne Frank gibi, Rutka Laskier de 60 sayfalık günlüğünün bir gün okunmaya değer olacağını düşünmekteydi. Bir okul defterine bazen mürekkepli kalem, bazen de kurşun kalemle yazılmış günlük, masum bir genç kızın bakış açısı ile Nazi vahşetini yansıtıyor.

Günlüğün sona yakın bir bölümünde Rutka duygularını şöyle ifade etmiş: “Artık bitti, insan bir kez ölür diyebilsem… Ama diyemiyorum, tüm vahşete rağmen yaşamak ve yarınları görmek istiyorum.”

Rutka, ailece yaşadıkları evin mal sahibinin kızı Stanislawa Sapinska ile arkadaştı. İki arkadaş, Rutka’nın son dakikada günlüğü döşeme taşlarının altına gizleyeceği, Stanislawa’nın da savaş sonrasında günlüğü gizli bölmeden açığa çıkaracağı konusunda anlaşmışlardı.

Rutka Laskier’in annesi ve erkek kardeşi ile birlikte, Auschwitz’e gelir gelmez gaz odalarında öldürüldükleri tahmin ediliyor. Sapinska gerçekten de o eve döndü ve bulduğu günlüğü 60 yıl sakladı. Üç yıl kadar önce günlüğü gösterdiği Polonyalı bir tarihçi, Rutka Laskier’in ailesinin izini araştırmaya başladı. 1982’de yaşamını yitiren Rutka’nın babası Yaakov Laskier yerleştiği İsrail’de yeni bir aile kurmuş, Holokost’ta yitirdiği ailesi hakkında hiç konuşmamayı tercih etmişti. Yaakov Laskier’in Rehovot’ta yaşayan kızı Dr. Zahava Laskier Scherz günlüğü öğrenince heyecandan titremeye başladı.

GÜNLÜK HANGİ ÜLKEYE AİT?

Medyada “Polonyalı Anne Frank” olarak ilan edilen Rutka Laskier’in günlüğü ilk kez Polonya’da yayınlandı. Kitabın yayınlanması vesilesi ile Bezdin belediye tiyatrosunda düzenlenen etkinliğe kentin belediye başkanı ile İsrail elçisi de katıldı.  Kudüs’teki Yad Vaşem Holokost Merkezi’ne bağışlanan günlüğün orijinali İbraniceye ve “Rutka’s Notebook: A Voice from the Holocaust” adıyla İngilizceye çevrildi.

Bir süre sonra Polonya yasalarının ihlal edildiği, Rutka Laskier’in günlüğünün Polonya kültürel mirasına ait olduğu, bu nedenle Polonya devlet arşivlerinden izin alınmaksızın ülkeden çıkarılmasının suç oluşturduğu iddia edildi.

Bunun sonucu olarak Stanislawa Sapinska ve günlüğün İsrail’e teslim edilmesinde etkin olan Bezdin Belediye Başkanı Radoslaw Baran’a karşı soruşturma açıldı. Her ikisi hakkında üç yıl hapis cezası talep ediliyor. Oysa Stanislawa Sapinska bugün 85 yaşında.

KOLLEK ÇÖZÜMÜ

İsrail bu kişilere siyasi iltica hakkı tanıyabilir. Diğer bir seçenek de uzun yıllar Kudüs belediye başkanlığı görevinde bulunmuş Teddy Kollek’in bir zamanlar uyguladığı ilginç bir yöntem… Kollek, Marc Chagall’ın vasiyeti üzerine Fransa’daki bazı eserlerini izin almaksızın Kudüs’teki İsrail Müzesi’ne getirtmişti. Fransa buna şiddetle itiraz etti. Ama yine de Kollek’in bulduğu çözüm sayesinde bir anlaşma zemini sağlandı. Chagall’ın eserleri İsrail Müzesi’nden, Fransa arazisi sayılan Kudüs’teki Fransız Konsolosluğu’na getirildi ve hemen müzeye geri götürüldü. Bu kez izinler alınmış, yasal bir prosedür gerçekleşmişti.

Diğer bir seçenek de Polonya’nın bu soruşturmayı kapatması… Fakat söz konusu sadece Rutka Laskier’in günlüğü değil… Son zamanlarda gün yüzüne çıkan diğer bir Holokost günlüğünün İsrail ile Polonya arasında tartışma konusu olduğu iddia ediliyor.