Obama’ya en yakın Yahudi

Kasım ayındaki tarihi başkanlık seçimlerinden galibiyetle çıkan Barack Obama’nın zafer konuşmasından sonra telaffuz ettiği ilk kelime Rahm Emanuel oldu. Yeni Başkan Obama, Emanuel’i Beyaz Saray Genel Sekreterliği’ne atadığını açıkladığında İsrail’de adeta bayram havası esti.

Virna BANASTEY Diğer
4 Şubat 2009 Çarşamba

Kasım ayındaki tarihi başkanlık seçimlerinden galibiyetle çıkan Barack Obama’nın zafer konuşmasından sonra telaffuz ettiği ilk kelime Rahm Emanuel oldu. Yeni Başkan Obama, Emanuel’i Beyaz Saray Genel Sekreterliği’ne atadığını açıkladığında İsrail’de adeta bayram havası esti. İsrail kamuoyunun “Beyaz Saray’daki adamımız” diye adlandırdığı Emanuel’in görev süresinde İsrail’in ne kadar savunuculuğunu yapacağı ise büyük bir soru işareti.

29 Kasım 1959’da Chicago’da dünyaya gelen Rahm Israel Emanuel, Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’ndeki önde gelen isimlerinden biri. Demokrat Parti’nin Nancy Pelosi, Steny Hoyer, ve Jim Clyburn’dan sonra, Temsilciler Meclisi’ndeki dördüncü ismi olan Emanuel seçim dönemlerindeki mücadeleci tavrı ve mali kaynak ile bağış toplama konusundaki yeteneği ile tanınıyor.

Kudüs doğumlu bir baba ile Chicago’lu bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Emanuel kalabalık bir ailede büyüdü. İki erkek kardeşinin yanı sıra şu anda 14 yaşında olan evlatlık bir kız kardeşe de sahip olan Rahm eğitimine Yahudi okulunda başladı.1967 Savaşı’nın yaşandığı yıl da dâhil olmak üzere yazlarını erkek kardeşleri ile birlikte İsrail’de geçiren Emanuel, 1981 yılında üniversiteden mezun oldu. 1985 yılında ise Northwestern Üniversitesi’nde ‘İletişim ve Hitabet’ masterını tamamladı.

Emanuel’in eşi Amy ise düğünlerinden kısa bir süre önce Yahudiliğe geçti. Bir oğlu, iki kızı olan çift Chicago’nun Anshe Şalom Modern Ortodoks Cemaati’nin de üyesi.

Emanuel politik kariyerine kamu yararı ve tüketici hakları teşkilatı ‘Illinois Public Action’ile başladı, daha sonra ise yerel ve ulusal politikada devam etti. 1984 yılında Amerikan Senatosu seçimlerine hazırlanan Demokrat Paul Smith için çalışan Emanuel daha sonraları da birçok adayın seçim kampanyalarında yöneticilik yaptı.

Emanuel, eski başkanlardan Bill Clinton’un kampanyasının hem danışmanlığını yaptı, hem de mali komitesini yürüttü. 1993-1998 yılları arasında ise Beyaz Saray’de Clinton’un üst düzey danışmanlarından biri olan Emanuel, 1998 yılında bu görevinden istifa etti.

2002 yılında Temsilciler Meclisi’ne seçilen Rahm Emanel bu tarihten sonra ABD Kongresi’nde hızla yükselmeye başladı. Emanuel, 2004 başkanlık seçimlerinde de Demokrat Parti’nin seçim kampanyasında görev aldı.

Emanuel 2002’de yürüttüğü kampanya boyunca, Başkan Bush’un Irak’taki konumunu desteklediğini fakat Başkan’ın mevcut durumu Amerikan halkına daha iyi açıklaması gerektiği savundu. Sosyal konularda liberal tutumu ile tanınan Emanuel, Ortadoğu meselelerinde de fikir beyan etmekten hiç çekinmedi. Haziran 2007’de Filistin’de ortaya çıkan şiddeti ve Arap ülkelerini İsrail’e yaptıkları baskıyı Filistin’e de yapmadıkları için kınadığını belirtti.

6 Kasım 2008’de Emanuel, Barack Obama’nın ‘’Beyaz Saray Genel Sekreterliği” görevini kabul etti. Emanuel’in bu pozisyona getirilmesi, bazı Cumhuriyetçiler tarafından fazla partizan görüldüğü için tepkiler neden olsa da, bazı kesimler bu atamayı Obama’nın Ortadoğu konularına ağırlık vereceğinin en önemli işaretlerinden birisi olarak yorumladı.

Cumhuriyetçi Parti`nin önde gelen isimlerinden John Boehner, Rahm Emanuel`in `yönetimin işleyişinden sorumlu en üst düzey yetkili` olarak atanmasını eleştirdi; bunun, Obama`nın, ülkeyi merkezden yöneteceği vaadiyle çeliştiğini söyledi. Diğer taraftan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ise, Rahm Emanuel`in üstün siyasi yeteneğe sahip bir isim ve doğru bir seçenek olduğunu belirtti.

Obama’nın teklifini kabul etmesinin ardından bir açıklama yapan Emanuel, “Beyaz Saray’da görev yapmanın ne kadar büyük bir ayrıcalık olduğunun farkındayım ve Amerikan halkına borçlu olduğumuz sorumluluklarımız konusunda alçakgönüllüyüm. Amerika’nın ihtiyaçlarını karşılamak için elimden geleni yapacağım. Yapacak çok işimiz var. Amerikalılar Washington’a çok açık bir mesaj gönderdi- işi bitirin” dedi.

Rahm Emanuel, Beyaz Saray’daki görevine atanmasının ardından babasının İsrail basınında yer alan ve Arapları rencide edici demecinden dolayı Arap-Amerikan toplumundan özür diledi. Baba Benjamin Emanuel`in Ma`ariv Gazetesi’nde yer alan “Tabii ki Başkan’ı İsrail yanlısı olması yönünde etkileyecek. Neden yapmasın ki? Ne yani, o bir Arap mı?” sözleri üzerine Rahm Emanuel, “Ne ben ne de benim ailem o değerler üzerine büyütülmedik.’dedi.

ABD`deki Yahudi lobisinin en etkili kişilerinden bilinen Emanuel, Türkiye`yi de yakından tanıyan biri. Geçen yıl, Ermeni tasarısının ABD Kongre`sinden geçişini Meclis Başkanı Nancy Pelosi`yi ikna ederek geçirtmedi.

Göbek adı Israel olan Emanuel, İsrail-Filistin konusunda Bush Yönetimi’nden farklı bir tavır sergilemesi beklenen Obama`yla randevusuz görüşebilen tek kişi. Seçildiği gün `İsrail gazetelerinde` `Beyaz Saray`daki adamımız` başlığıyla manşete taşındı. New York Times Gazetesi Emanuel`in giderek daha fazla medyatik bir hale geldiğini yazarak `en güçlü ikinci adam` ifadesini kullandı.

Beyaz Saray Genel Sekreteri, ABD Başkanı’nın sağ kolu gibi çalışıyor. Bu makam, başkanlık sistemiyle yönetilen ABD’nin ‘başbakanlığı’ gibi işliyor. Genel Sekreter, bakanlardan ve hatta Başkan Yardımcısı’ndan daha önemli bir rol oynuyor. Bu makamda oturan kişi, Başkanı ne zaman isterse görebilen, randevusuz görüşme yapabilen ender isimlerden. Genel Sekreter, siyasi danışmanlığın yanı sıra, Başkan’ın gündemini de şekillendiriyor. Sadece resmi işlerde değil, gündelik hayatında da onun sağ kolu oluyor.