basından / Gazze ve Türkiye

Dünya
14 Ocak 2009 Çarşamba

(...)

Aynı zamanda Gazze krizi de devam ediyor. Son gelen haberlere göre Hamas ateşkesi reddederek İsrail’i yeniden bölgeyi işgal etmeye kışkırtıyor. Bu şekilde daha rahat mukavemet edeceği bir durum yaratılmış olacak. Buna karşılık İsrail aman diletene kadar saldırısını sürdürme niyetinde. Ancak Gazze’nin yeniden işgalinin kendisine maliyetinden de ürküyor. FransaMısır ortak yapımı olan ateşkes planının yürümeyeceği, daha bir süre kıyımın süreceği anlaşılıyor. Madalyonun öbür yüzü...

Bu savaşın Türkiye’ye maliyetinin tam ne olacağı ise ortalık durulduktan sonra anlaşılır. Şimdiden şu kadarını söylemek mümkün: Savaşın çıkması Türkiye’nin çok önemsediği her tarafla konuşma becerisinin olayların akışına etki edemediğini gösterdi. Türkiye ne iki buçuk yıldır temasta bulunduğu Hamas askeri kanat lideri Halid Meşal’in ateşkesi uzatmayı reddini ne de en az altı aydır bu savaşa hazırlanan İsrail’in insafsız saldırısını engelleyebildi.

Bunun yanısıra Başbakan Erdoğan’ın çeşitli nedenlerle kullanmayı seçtiği dil, Türkiye’yi Hamas’ın taleplerini Güvenlik Konseyi’ne taşımaya hazır diye takdim etmesi,, bu şekilde taraflara eşit mesafede kalamadığını göstermesi Ankara’yı olması gerekenden ve olduğundan daha etkisiz bir oyuncu haline getiriyor.

Bu bağlamda İsrail başbakanı Olmert’in telefonuna çıkmamak veya (Haaretz gazetesinin yazdığına göre) Dışişleri bakanının ziyaret talebini reddetmek infial halindeki toplumun yüreğini soğutabilir. Ancak Türkiye’nin olayları yönlendirme imkanlarını ciddi şekilde kısıtlar. Güvenilirliğini zedeler. Nitekim bu sonuçlar son ateşkes çabalarında Türkiye’nin devrede olmasına rağmen ön planda gözükmemesiyle de ortaya çıkmaya başladı.

Son olarak bir noktaya daha değinmek gerekir. Dünyadaki Müslüman olan ve olmayan pek çok toplumda olduğu gibi Türkiye’de İsrail’in saldırısının insani maliyeti haklı olarak yürekleri burktu, insanları isyan ettirdi. Ancak Arap ülkeleri bir yana bırakılacak olursa, İran dahil İsrail karşıtlığının bu denli şiddetli bir ırkçılığa, antisemitizme ve intikam çağrılarına yol açtığına tanık olunmadı. Belki bunun üzerinde de düşünmek isteyen çıkar.

Soli ÖZEL
Sabah Gazetesi
11 Ocak 2009