“Yine yeni yeniden”

Aralık ayı sonunda gerçekleştirilen Festiladino, Judeo Espanyol dilinde yeni beste yarışmasında İzzet Bana & Estreyikas d’Estanbol Çocuk Korosu ikincilik ödülüne layık görüldü. Bu yolculuklarında kendilerine eşlik eden Yusuf Kohen’in yaşananları aktardığı yazısına yer veriyoruz

Toplum
14 Ocak 2009 Çarşamba

Evet, şarkı sözü olan bu başlığın durumumuz için en uygun başlık olacağını düşündüm, çünkü İzzet Bana & Estreyikas d’Estambol Korosu 2005 yılında katıldığı ve üçüncülük elde ederek büyük başarı gösterdiği Festiladino şarkı yarışmasına tekrar katıldı ve “Yine Yeni Yeniden” başarı elde etti.

O günkü Şalom Gazetesi’nden konuyu takip etmiş olanlar hatırlayacaklardır, bu yarışma dünya üzerindeki Ladino dilinde şarkı sözü yazanların yolladıkları şarkıların çeşitli şarkıcı veya gruplarca seslendirilmesiyle gerçekleşiyor. 2006 yılındaki yarışmada bize uygun şarkı olmadığı için katılamadık. 2007 yılında yarışma yapılamadı ve yıl 2008: Yarışmada bize uygun bir şarkı var. “Ke lo bueno de savor” isimli Amalia Baruch & Maty Levy tarafından yazılıp bestelenmiş olan muhteşem bir şarkı. Bunu belirleyen yarışma organizatörleri İzzet Bana ile temasa geçtiler. Tabii her an buna benzer davetler için tetikte bekleyen Bana, daveti kabul etti ve İspanya konser turnesinden daha yeni dönmüş olan grup üyeleriyle paylaştı. Bu kez geçen seferki 20 kişilik grup yerine sadece on bir kişilik grup gidebileceği için grup üyeleri arasında çok zor olan bir seçim yapıldı. Dafna Beri, Nesli Kohen, Reysi Sabah, Yoel Yakup Kohen, Alara Alkan, Cem Kaspi, Cefri Beharti, Rakel Saranga, Doruk Barokas, İzel Nahmiyas, Rayka Zavaro ile onlara müzikleriyle eşlik edecek olan, flütüyle Barış Zilberman, gitarıyla İzi Eli bu yarışmaya katılma şansını elde ettiler.

Ardından zorlu provalar başladı. Gitarist İzi Eli’nin büyük desteği ile İzzet Bana zoru başardı ve bir taraftan standart çalışmalarına devam ederken diğer taraftan seçilen çocukların bu parçayı en iyi şekilde icra edebilmeleri için çalışmalarını sürdürdü. Tabii yarışmaya katılmak bu kadar kolay değildi. Grubun masraflarının karşılanması için çeşitli donatör olabilecek gruplarla ilişkiye geçen İzzet Bana İsrail’deki masrafların karşılanmasını sağladı. Uçak masraflarını verebilen velilerden,  geri kalanı ise Türkiye Hahambaşılığı’ndan alındı, masraflara katkı amacıyla bir de konser organize edildi.

Grubumuz aralık ayının son günlerinde bazı velilerle beraber yola çıktı. Grup üyeleri İsrail’deki günlerinde Ağlama Duvarı’nda dünya barışı ve kendi başarıları için dua ettiler, zaman asansörü ile Kudüs’ün tarihini yaşadılar ve Yad Vaşem (Holokost) Müzesi’nin çocuk bölümünde Yanuş Korzçak ile orkestrasının abidesini gezdiler.

Kısa bir provanın ardından yılbaşından hemen önce Tel Aviv şehrinde Ramat Aviv’deki Rozin Oditoryumu’nda yüzlerce Ladino severin katılımıyla ayakta alkışlanan bir konser verdiler. Öncelikle Moti Adanalı sahne alarak grubumuzun tarzından çok farklı da olsa güzel bir konser verdi. Sonrasında sırayı alan çocuklar arka arkaya şarkılarını söylemeye başladılar. Şarkı aralarında sunucu Kobi Zarko ve İzzet Bana tarafından yapılan Ladino dilindeki açıklama konuşmaları sık sık seyircilerin alkış ve kahkahalarıyla kesildi. Çocuklar, rengârenk kostümlerini hemen her şarkıda değiştirerek, şarkı sözlerine uygun danslar ederek, Ladino ile rap bile söyleyerek konser salonunu dolduran insanları ve kendilerini coşturdular. Çoğu Türkçe de konuşan misafirlerin mutluluğu vücutlarının her hareketinden rahatlıkla okunuyordu. Koro üyesi çocukların her biri tam profesyonel gibi  hareket etti. Daha önce verilen konserlerin faydası ile sanki her gün konsere çıkıyormuşçasına rahattılar. Mikrofonu tutuşları, teknik aksaklıkları ve kendi hatalarını seyirciye yansıtmamaları, şarkıyı hareketleriyle seyirciye yaşatmaları gibi özelliklerle profesyonellere taş çıkartırcasına eğitimli ve rahat bir konser verdiler.

Ertesi sabah İsrail gezimizin asıl nedeni olan Festiladino yarışması için erkenden Kudüs Tiyatrosu’na prova için gidildi. Geçen seferki gibi Rony Weiss şefliğindeki Kudüs Senfoni Orkestrası ve onlu yaşlarının başındaki on bir küçük çocuk.

Grubumuza flütüyle eşlik eden Barış Zilberman’a parçamız sırasında orkestraya katılma şerefi verilmişti. Yarışma saati yaklaşıp da gönüllü annelerin eşliğinde kıyafetler giyilince heyecan da doruğa çıktı. Bu arada İzzet Bana ailelere hoş bir sürpriz yaparak konser bileti ayarladı ve oy verebilmemizi sağladı. Çünkü bu yarışmada oylar, katılan biletli seyircilerce verilebiliyor. Biletinizin arkasındaki numaralardan beğendiğiniz şarkıcının numarasını işaretleyip görevlilere veriyorsunuz ve en çok oyu alanlar dereceye giriyorlar.

Sonunda yarışma başladı ve beklenen an geldi, sunucu grubumuzun adını anons edip çocuklar sahneye çıkmaya başlayınca veliler de terlemeye başlamışlardı. Önce müzik ardından çocukların sesleri ve hepimiz bulutların üzerindeydik, dünya durmuştu, sadece çocukların en büyük kozları olan dansları vardı. Öylesine, büyülenmiş gibi, tek vücut halinde sahneyi seyrediyorduk. İşin ilginç tarafı çocuklar ve Barış yine kendinden emin, yine rahattılar. Şarkı ne zaman bitti, alkışlamaktan ellerimiz nasıl şişti anlamadık. Ve diğer yarışmacıların çıkışıyla rutin devam etti. Tüm şarkılar bitip de oylar verilmeye başlandığında biz veliler de çevremizdekileri dilimizin yettiğince grubumuza oy vermeye yönlendirmeye çalıştık.

Kısa bir aranın ardından birkaç eğlendirici parçadan oluşan artistik bölüm için şarkıcılar sahne aldılar. Bunlardan biri olan Moti Moreno Armoza’ya grubumuz da eşlik etti ve düğün kına gecesi şarkılarından bir potpuri sundular. Konuşmalardan sonra önce yarışmanın mimarı Matilda Koen Sarano’ya bir plaket verildi. Derken grubumuzun adı anons edildi. Evet! “Ke lo bueno de savor” adlı şarkının yaratıcıları Amalia Baruch & Maty Levy; seslendirenler: “Las Estreyikas d`Estambol & İzzet Bana” anonsuyla grubumuz daha önceki katılımında üçüncü olduğu yarışmada bu kez ikinci olma başarısını elde etmişti.Plaketi alan İzzet Bana çocuklara uzattı ve onlar da plaketle dans ederlerken seyirci koltuklarında çocukların sevincini paylaşan bir alkış vardı. Birinci açıklandı ve bizim için mutlu bir tesadüf ile yeni bir gurur vesilesi ortaya çıktı.

Birinci olan “Primer amor” şarkısını Türkiye’den Haim Vitali Sadacca & Reneta Sibel Yolak yazdı, İsrail’den Noa Godel & Tzahi Sitton seslendirdi. Onları da hararetle kutladık. Birinci olan şarkı tekrar söylendi ve seyirciler dağılmaya başladı. Dışarıya çıktıklarında gördükleri ilk şey, plaketleriyle fotoğraf çektiren, bağrışan, aileleri ve sevdikleriyle kucaklaşan sevinç içinde zaferlerini gururla yaşayan ve müzik CD lerini satmaya çalışan çocuklardı.

Hızla giyinip binanın dışına çıktığımızda saat gece yarısı olmuştu ve yılbaşı kutlaması olarak birbirimize sarıldık. Kutlamanın devamı hostelde hamburger yiyip sohbet etmekti. Ama mutlu, ama gururlu, ama sevinç dolu bir yemekti. Yemekte profesyonel bir rehber olmamasına karşın ilk günden beri bizi yalnız bırakmayan organizatörlerimizden güler yüzlü Zelda Ovadia  ve Moşe Shaul da bizimle sevincimizi paylaşıyorlardı.

Ertesi günü ülkemize geri dönerken hepimiz çok rahatlamıştık. Havaalanından çıkarken bizi karşılayanların tezahüratlarına kupamızı göstererek karşılık verdik.

Evet, bu kez de İzzet Bana & Estreyikas d’Estambol (İstanbul’un Yıldızcıkları) için standart hale geleni yapmış, ”başarmıştık” ve gelecek başarılar için hazırlanmak üzere evlerimize dağıldık.

Bu zaferde emeği olan başta çocuklara ve ailelerine, müzisyenlerimize, çocukların tüm ihtiyaçlarıyla ilgilenen gönüllü anneler Suzi Barokas, Betül Zavaro ve Sibel Saltiel’e, grubumuzun paparazziliğini yapıp fotoğraf ve videoyla başarıları ölümsüzleştiren “kendime” ve tabii ki İzzet Bana ile ellerinden geleni yapan sponsorlarımıza sonsuz teşekkürler.

Grubumuza destek olmak isteyenler müzik cdmizi Şalom Gazetesi’nden temin edebilirler.

Unutmadan, müziğe meraklı çocuklara tavsiyem bu zevki tatmak için vakit geçirmeden İzzet Bana ile irtibata geçmeleridir. Hepimizin içinde bir cevher gizlidir, sizin içinizdeki cevher müziğe yönelikse onu ortaya çıkartacak olan kişi İzzet Bana’dır.