Ocak ayında göreve başlayacak olan ABD’nin yeni Başkanı Obama’nın Dışişleri Bakanlığı için belirlediği isim Hillary Clinton. Clinton’un Dışişleri Bakanlığı oldukça popüler, peki ama anayasaya uygun mu?
4 Kasım seçimleriyle birlikte Amerikan başkanlığına seçilen Barack Obama, kabinesini yıldızlar ile doldurmaya devam ediyor. Tarihin en büyük Amerikan başkanlarından biri olarak kabul edilen Abraham Lincoln’a hayranlığını her fırsatta dile getiren Obama, kabine seçimlerinde de Lincoln’ın izini takip ediyor ve kabinesinde ön seçimlerde rakibi olan kişilere yer vermeye devam ediyor.
Obama’nın yıldız kabinesine atadığı en son aday, belki de “süper yıldız“ diye de tanımlanabilecek Hillary Clinton. CNN televizyonunun gerçekleştirdiği kamuoyu yoklamalarına göre Amerikan halkının % 71’i Clinton’un Dışişleri Bakanı olmasına sıcak bakıyor. Bu rakam, Amerikan politikası ile ilgili olanlar tarafından oldukça yüksek bulunsa da, Clinton’ın adaylığı bazı kesimler tarafında anayasa çerçevesinde sorgulanıyor.
Özellikle de Clinton’a karşı kesimlerin, Clinton’un adaylığının Amerikan anayasasına aykırı olduğunu savunmalarındaki gerekçeleri, anayasasının birinci maddesinin 6. fıkrası. Bu maddeye göre, hiçbir Amerikan Senatörü ya da Temsilciler Meclisi üyesi, görevde olduğu süre içerisinde maaşı artırılmış bir kamu görevine sonradan getirilemiyor.
Başkan Bush, geçtiğimiz Ocak ayında yayınladığı özel emir ile Dışişleri Bakanınki dâhil tüm kabine üyelerinin maaşlarına 4.700 Dolarlık bir zam yaptı. Hillary Clinton ise 2001 yılından beri New York Senatörü. Senatörlük görevini sürdürdüğü esnada Dışişleri Bakanının maaşında 4.700 Dolarlık bir artış gelmesi nedeniyle, bazı otoriteler Clinton’un Obama tarafından bu göreve aday gösterilemeyeceğini savunuyorlar. Clinton’a karşı kesimlerin başında gelen muhafazakâr Judicial Watch grubu, Clinton’un senatörlük görevinin sona ereceği 2013’ten önce bu göreve getirilemeyeceğini savunanların başını çekiyor.
Hukuk otoritelerine göre Clinton’ın Dışişleri Bakanı seçilebilmesinin bir diğer yolu ise Clinton’un Dışişleri Bakanı olarak hiç ya da kendine sunulundan daha az bir maaş almayı seçmesi çünkü Amerikan yasalarına göre kamu görevi maaş almak bir zorunluluk değil. Örneğin New York Belediye Başkanı Bloomberg, maaş almaksızın kamu görevini sürdüren kişilerin başında geliyor. Özellikle geçtiğimiz yıllarda yayınlamış olduğu biyografisi sayesinde milyonlarca dolarlık telif ücreti kazanan Clinton için bakanlıktan kazanacağı paranın hiç de sorun yaratmayacağı düşünülüyor.
Clinton’ın adaylığının önündeki bu sorunu, onun bakan olmasını engellemekten çok onu yıpratmaya yönelik çabalar olarak yorumlanıyor. Halkın Clinton’a verdiği büyük destek ise şimdilik bu çabaları bertaraf edici bir unsur olarak duruyor.
Yeni hükümette Yahudi bakan sayısı artıyor
2009 yılının Ocak ayında yeni meclis kurulduğunda, 45 Yahudi bakan yemin edecek. 32 Yahudi Temsilciler Meclisi’nde yer alırken, 13 Yahudi de Senato’da yer alacak.
Seçilen adaylardan bazıları ise dikkat çekici haberleriyle birlikte hükümete geliyor. Colorado Eyaleti’nin 2. Bölgesini temsilen Temsilciler Meclisi’ne seçilen 33 yaşındaki milyoner girişimci iş adamı Jared Polis, eşcinsel olduğunu saklamayan ilk Temsilciler Meclisi bakanı olacak. İnternet konusundaki başarılı girişimleriyle bilinen Polis, kart şirketi BlueMountain.com ve çiçek satılan Proflowers.com adlı şirketleri de kurmuştu.
Yardımseverliği ile de bilinen Polis, özellikle eğitim konusunda kendini bağış işlerine adadı. 2004’de Amerika’ya gelen göçmenler için İngilizce öğretimi yapan the New America School’u kurmuştu. Seçimleri %60’ı aşan bir oyla kazanan Polis, dinin ve eşcinsel olmasının seçim sonuçlarını etkilemediğini söyledi. Oy verenler için en önemli mevzuların Irak Savaşı, sağlık sistemi ve okulları geliştirme olduğunu da sözlerine ekledi.
New Jersey’nin 3. Bölgesini temsil edecek John Adler ise, 1882’den beri bu bölgede sandalye kazanan ilk demokrat olma özelliğini taşıyor. New Jersey Senatosu’nda 1994-2001 yılları arasında azınlık lideri olarak hizmet veren Adler, Jim Saxton’un yerine geçecek. 1985 yılında karısıyla tanıştıktan sonra Yahudi olan Adler’e yaşadığı bölge olan Cherry Hill’den destek büyük. Adler kendini orta sınıfın problemleriyle uğraşmaya adadı.
Yeni Meclis’te yer alacak Alan Grayson ise Walt Disney World’ü de içine olan Florida’nın 8. Bölgesini de içine alan Orlando’yu temsil edecek. Grayson, Cumhuriyetçi aday Ric Keller’ı geçerek, Meclis’te yerini aldı.