Kristallnacht: Anıyoruz

ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarından American Jewish Commitee (Amerikan Yahudi Komitesi)’nin Başkanı David A. Harris’in Kristallnacht’ın 70. Yıldönümü nedeniyle yayınladığı anma yazısını sizlerle paylaşıyoruz

Dünya
12 Kasım 2008 Çarşamba

Kasım ayının dokuz ve onunda Kristallnacht, yani “kırık camlar gecesi”nin70. yıldönümünü anıyoruz.

Nazi liderlerinin kışkırttığı azgın serseri kalabalıklar, Almanya ve Avusturya’da Yahudi hedeflere saldırdılar.

Zarar çok büyüktü. Yüzlerce sinagog yakılıp kül edildi. Yahudilere ait binlerce dükkân yağmalandı. Yaklaşık 100 kadar Yahudi soğukkanlılıkla öldürüldü. Ve binlerce Yahudi tutuklanıp Buchenwald, Dachau ve diğer toplama kamplarına gönderildi.

Suçları? Yahudi idiler. Bu kadar basitti. Dindar veya ateist, Siyonist veya antisiyonist, burjuva veya sosyalist, hepsi aynı kadere mahkûm edildi.

İkinci Dünya Savaşı resmi olarak henüz başlamamıştı. Savaş 1 Eylül 1939’da, Kristallnacht’tan on aydan kısa bir süre sonra başlayacaktı. Fakat Nazilerin Yahudilere karşı savaşı şimdiden epey yol kat etmişti.

Hedef, Almanya’yı, Avusturya’yı ve neticede Nazi işgali altındaki Avrupa’yı Yahudilerden temizlemekti.

Naziler neredeyse başardılar. 1945’te savaş sona erdiğinde, altı milyon Yahudi, başka bir hesapla Avrupa Yahudiliğinin üçte ikisi yok edilmişti. Ve Vilna’dan Selanik’e, Amsterdam’dan Prag’a, Yahudi uygarlığının antik merkezleri ortadan kaldırılmıştı.

Bu trajik yıldönümünde ve her gün,  hatırlamak ve anmak esastır.

Anavatanları olduğuna inandıkları ülkelere muazzam katkılar yapmış olan ve soykırımcı bir siyasetin hedefleri haline gelen Almanya ve Avusturya’nın Yahudilerini anıyoruz.

Üçüncü Reich tarafından yaratılan, Auschwitz’in “A” sı ile başlayıp gaz odalarında öldürücü madde olarak kullanılan Zyklon-B’nin “Z”si ile sona eren yok etme alfabesini hatırlıyoruz.

Soykırım’ın alevleri arasında sönen, Avrupa’ya yayılmış Yahudi cemaatlerin canlı ve hareketli yaşamlarını anıyoruz.

Nazilerin, kendi tabirleriyle, ‘Nihai Çözüm’ün peşinde amansızca takiplerinde öldürülen bir buçuk milyon Yahudi çocuğu anıyoruz.

Hala kaçıp kurtulma şansları varken, kaç tane sınırın Avrupa Yahudilerine duygusuzca kapatıldığını hatırlıyoruz.

Kendi ülkemiz ABD’nin, Avrupa Yahudileri için yapabileceğinin çok daha azını yaptığını hatırlıyoruz.

Sığınacak bir yer arayan Yahudilere liman olabilecek bir ülkenin, yani İsrail’in, olmadığı bir Dünya’yı hatırlıyoruz.

Nazi Almanya’sının 1938’de, Kristallnacht’tan daha önce, ceza görmekten muaf bir şekilde, Sudetenland’a, sonra Çekoslovakya’nın bir bölümüne ve Avusturya’ya, uluslararası camiadan en ufak bir ses çıkmadan, girdiğini hatırlıyoruz.

Kristallnacht’tan birkaç hafta önce Britanya Başbakanı Neville Chamberline’in Almanya’yı iki haftada üç kere ziyaret ettiğini ve Londra’ya dönüşünde İngiliz kamuoyunu, “zamanımızda huzur olacaktır” diye temin ettiğini hatırlıyoruz.

En sonunda, Nazi Reich’ini yıkan ve Dünya’yı Adolf Hitler’in bin yıllık hükümranlık böbürlenmesinden kurtaran Müttefik Ülkelerin yiğit ordularını hatırlıyoruz.

Avrupa boyunca ve ötesinde, Nazi Almanya’sına karşı öylesine cesaret ve kahramanlıkla savaşan ve onları yenen genç askerin mezarları ile dolu askeri mezarlıkları hatırlıyoruz.

Ve büyük risklere karşın, Yahudileri zarardan korumaya çalışan az sayıda insanın sergiledikleri örnekleri hatırlıyoruz.

Kristallnacht bize, insan ruhu içinde gizlenmiş acımasızlık ve kötülük yapma kapasitesini hatırlatır.

Kristallnacht bize, ileri düzeyde uygarlık seviyeleriyle övünen ulusların, yine de, daha önce hiç tanık olunmamış biçimde patlayan bir barbarlık kapasitesine sahip olduklarını hatırlatır.

Kristallnacht bize, hedef seçilmiş bir toplumun, kendini koruma araçlarından ve kaynaklarından mahkum olunca karşılaşacakları korkunç sonuçları hatırlatır.

Kristallnacht bize; öldürmek, sürgüne göndermek, din değiştirmeye zorlamak, ayırımcılık yapmak veya günah keçisi yapmak ile takıntılı; dini, ırkçı ve siyasi ideolojilerin yüzyıllar boyunca işlediği verimli antisemit toprağı hatırlatır.

Kristallnacht bize, bir toplumun şeytanlaştırılmasından, insanlıktan çıkarılmaya ve sonra da yıkımına sürükleyen kaygan bir eğimin var olduğunu hatırlatır.

Ve Kristallnacht bize, diğer insanlara yapılan kötülükler karşısında sessizliğin bir seçenek, ilgisizliğin bir strateji ve “bir daha asla” sözünün sadece bir slogan olamayacağını hatırlatır.

AJC bugün hatırlıyor, tıpkı dün hatırladığımız gibi ve yarın hatırlayacağımız gibi.  

 

David Harris  

4 Kasım 2008

Çeviri: Dani Altaras