Piyasalarda seçim beklentisi

Rafi OJALVO Ekonomi
5 Kasım 2008 Çarşamba

Geçen hafta piyasalar son zamanlarda görmediğimiz kadar olumluydu. Mevcut ev satışları verisinin beklenenden iyi gelmesi, beklenildiği gibi FED’in faiz indirimlerine devam etmesi ve bazı şirket karlılıklarının beklenen seviyelerin üzerinde gelmesi piyasalardaki olumluluğun en azından kısa vadede devam etmesine yardımcı oldu. Bu hafta ABD’de 4 Kasım Salı günü seçimler var. Seçimlere kadar gündemin politika olacağını fakat daha sonrasında bazı imalat endekslerinin ve haftanın son gününde açıklanacak tarım dışı istihdam rakamlarının beklentinin dışında gerçekleşmesinin piyasayı etkileyebileceği inancındayım.

Gerçekten son yılların en olumlu haftalarından birini yaşadık. Olumsuz haberlerle ve dedikodularla çalkalanan uzun bir sürenin ardından geçen hafta ABD reel ekonomisinde beklenenden iyi gelen mevcut ev satışları ve bazı büyük şirket karlılıklarının ekonomideki yavaşlamadan en azından kısa vadede etkilenmemiş olmaları piyasalara kısa vadede destek oldu. Bununla beraber FED’in yüzde 1.5 olan faizlerini 50 baz puan indirerek yüzde 1’e indirmesi ve yaşanan olumsuzlukların devamı durumunda bu indirimlere devam edebileceğini söylemesi piyasaları mutlu eden gelişmelerden bir başkası oldu. Japon Merkez Bankası’nın bile zaten yüzde 0.5 olan faizlerini yüzde 0.3’e çekmesi gelişmiş ülke merkez bankalarının piyasaları canlandırmak için ellerinden geleni yaptıklarının bir göstergesi. Bütün bunlar bu yavaşlamayı durdurup batıklara bir çare olabilecek mi? Daha evvelki yazılarımda sizlere LIBOR faizlerinden bahsetmiştim. LIBOR faizleri günde bir kere bankaların birbirlerine borç vermeye razı oldukları gösterge faiz niteliği taşıyor. Bu faizlerin son iki haftadır gevşiyor olması son zamanlarda yaşanan kredi krizinin dinmeye başladığını gösteriyor. Bununla birlikte ABD borsalarının dalgalanma oranının göstergesi olan VIX’te de bir gevşeme söz konusu. VIX’in bir miktar aşağı gelmesi piyasaların en azından geçen hafta ne yaptığından daha emin olduğunu gösteriyor. Bütün bu gelişmelere rağmen uzun vadede olumlu düşünmeye başlamak için henüz erken. Kredi krizinin şirketlere ve bireylere yansımalarının daha tam olarak netleşmediği kanaatindeyim. Bunu da ancak dördüncü çeyrek verileri gelmeye başladığında görebileceğiz. Mesela bu hafta Cuma günü Ekim ayı tarım dışı istihdam rakamları krizin yansımalarını görebilmemiz için önemli bir gösterge. Bununla beraber Pazartesi deklare edilecek olan Ekim ayı ISM imalat endeksi de tarım dışı istihdam rakamları kadar olmasa da dikkat etmemiz gereken verilerden biri olarak göze çarpıyor.

Türkiye’de geçtiğimiz hafta olumlu gelişmelerden nasibini aldı. Borsalara yabancı girişlerinin belirginleşti ve kurlar da tarihi zirvelerinden 1.50’li seviyelere gevşedi. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunun kredi notunun düşürüldüğü bir dönemde bizim notumuzun sabit kalması ve krizin Türkiye’ye şu an için belirgin bir şekilde yansımaması Türkiye için gerçekten olumlu gelişmeler. Kurların bu kadar oynak olduğu bu son çeyrek Türkiye için de önemli bir test olacak. Bu üç ayda verilerin olumlu gelmesi durumunda 2009 başında yurt dışı piyasaların olumlu bir döneme durumunda Türkiye’ye ciddi bir sermaye girişi yaşanabilir. Bununla birlikte son gelen ihracat verilerinin uzun zamandan sonra ilk defa gerilemesi yatırımcıları dikkatli olmaya zorlayacaktır. Petrol ve emtia fiyatlarının önemli miktarlarda gerilediği şu dönemde Türkiye’de açıklanacak olan enflasyon verileri bu hafta dikkat etmemiz gereken bir başka husus. Buna rağmen son aylarda yurt dışı yatırımcının ülkemize giriş yaptığı bu gibi zamanlardan sonra Türkiye’de piyasaların biraz daha dirençli olduğunu gözlemliyorum. Ancak Salı günü ABD’de yapılacak seçimin ardından yurt dışına bağlı seyrimizin devam edeceği kanaatindeyim.