Suriye, Suudi barış planını reddetti

Suudi Arabistan’ın liderliğinde 2002’de başlayan tüm Arap dünyası ile İsrail’i barıştırmayı öngören planın tekrar devreye girmesi söz konusu. Girişimin yeniden ele alınması İsrail’in koalisyon ortakları ve Arap dünyasında olumlu tepkiler alırken Suriye planı samimi bulmuyor

Dünya
5 Kasım 2008 Çarşamba

Suriye, İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres ve Savunma Bakanı Ehud Barak’ın 2002’de başlayan ve ılımlı Arap dünyasından destek gören Suudi barış girişimine katılma önerisini reddetti.

Suudi barış girişimi İsrail’in 1967 öncesi sınırlarına dönmesi karşılığında tüm Arap dünyası ile İsrail arasındaki ilişkilerinin normalleştirilmesini ve Arap dünyasının İsrail tanımasını öngören kapsamlı bir plan sunuyordu.

Konu hakkında görüş belirten Suriye’nin Londra elçilik sözcüsü Cihad Makdissi, İsrail’in 2002 girişimini yeniden canlandırma talebini “yeni bir blöf ve barıştan kaçma denemesi” olarak değerlendirdi. Makdissi görüşlerini “Suriye Yorumu adlı bir blog sitesine yazdığı açık mektup ile ortaya koydu.

Mektupta hiçbir Pan-Arap girişiminin Suriye dışında bir ülkeye 1967 İsrail tarafından ele geçirilen Golan Tepeleri hakkında müzakere yetkisi veremeyeceği, bu yüzden İsrail-Arap girişiminin Suriye’yi ve müttefiklerini zayıflatacağı fikrinin tutarsız olduğu belirtildi.

Bunun yanı sıra Makdissi “Şamir’den Olmert’e (doğrudan veya dolaylı olarak) Suriye ile müzakere eden hiçbir İsrail liderinin, belki Rabin hariç,  barış hakkında açık bir görüşü ve barışın gerçekleşeceğine dair gerçek bir inancı yoktu” diye görüş belirtti.

İsrail Savunma Bakanı ve İşçi Partisi Başkanı Ehud Barak ise İsrailli liderlerin kapsamlı bir Suudi Barış Planını tartıştıklarını açıkladı.

Pazar günü Ordu radyosuna konuşan Barak, Suriye ve Filistinliler ile görüşmelerin sonuç vermediğini, onun yerine tüm bölgeyle kapsamlı bir barışın peşinde koşmanın vaktinin gelmiş olabileceğini belirtti.

Barak demecinde “İran, Hizbullah ve Hamas meselelerinde ılımlı Arap dünyası ile ortak çıkarlarımız var” dedi.

İsrail Devlet Başkanı Peres de geçen ay BM toplantısında İsrail’in farklı barış görüşmelerini tek çatı altında toplamayı önermişti. BM Genel Kurulu’nda söz alan Peres, Suudi Kralı Abdullah’ın girişimim sürdürmesini istemişti. O zamandan beri de Peres İsrailli, Arap ve Batılı yetkililer ile görüşerek bu fikrin gerçekleşmesi için kulis yaptı.

Pazar günkü radyo röportajında Barak, Peres ile tamamen aynı görüşleri paylaştığı ve konu hakkında Başbakan adayı ve Kadima lideri Tzipi Livni ile de görüştüğünü bildirdi. Livni ile konuşmasında sonra Suudi Planı dahil bütün yolları denemek konusunda Livni’nin görüşlere açık olduğu izlenimini edindiğini ifade etti.

Barak, öte yandan, İsrail’in dikkatli ve temkinli ilerlemesi, Arap dünyasının himayesine girmiş gibi görünmemesi gerektiğini söylerken İsrail’in konuya taraf olduğunu ve yeni bir girişim başlatan taraf olmalarının uygun olduğunu belirtti.

Livni ise Barak ile yaptığı görüşme konusunda bir yorumda bulunmadı.

Filistin Özerk Yönetimi (FÖY) tarafından, müzakereci Saeb Erakat konu hakkında belirttiği görüşlerinde Suudi barış girişiminin FÖY ile İsrail arasındaki müzakerelerin önemini azaltmadığını söylerken İsrail’in bu girişimini olumlu bulduğunu söyledi.

Erakat “İsrail’in bunu 2002’den beri yapması gerektiğini düşünüyorum. Bu 1948’den beri Arap dünyasından gelen en stratejik girişim oldu. Bu girişimi tekrar ele almalarını ve uygulamaları için ısrar ediyorum çünkü bu barışa giden yolu kısaltacak” diye konuştu.

FÖY’ün eski bakanlarından analist Hassan Hatip de, İsrail’in altı senelik planı ele almakta geciktiğini fakat planın hala geçerli ve iler adım kaydetmek için en ümit verici girişim olduğunu söyledi. Hatip, Associated Press haber ajansına verdiği demeçte planın hem İsrail hem de Filistinlilerin tüm haklı ve meşru amaçlarını yerine getiren ve üzerinde tüm Arap dünyasının görüş birliğine varabileceği ender girişimlerden olduğunu belirtti.

Bu olumlu görüşlere rağmen İsraillilerin Suudi Planında eleştirdikleri noktalar da bulunuyor. Yakında görevini bırakacak olan İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Suudi girişimini desteklemekle beraber 1967 sonrasında ele geçen bazı toprakların İsrail’de kalması yönünde görüş belirtiyor. İsraillilerin, Suudi girişiminde itiraz ettikleri bir diğer nokta ise çok sayıda Filistinli mültecinin İsrail’e geri gelmesi. İsrailliler çok yüksek sayıda mültecinin gelmesinin ülkenin Yahudi özeliğini kaybettireceğine inanıyor.

Bunun yanı sıra İsrail’in muhafazakâr muhalefet kanadı da girişime sıcak yaklaşmadı.

Muhafazakar Likud partisi milletvekillerinden ve Knesset (İsrail Parlamentosu) Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi üyesi Yuval Steinitz planın İsrail’in savunulabilir bir sınır hakkını tanımadığını, Filistinli mültecilere hem Filistin Devleti hem Yahudi Devleti içerisinde yerleşme hakkı verdiğini, bunun ise iki devletli barış çözümün ruhuna aykırı olduğunu ve kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledi. Steinitz Barak’ın bu demecinin şaşırtıcı olduğunu ve içi boş politik bir jestten ibaret olduğunu da iddia etti.

Arap dünyasında da, Şam’da yapılan Arap Birliği konferansında toplanan Arap dışişleri bakanları planı desteklediklerini fakat planın ilerlemesinin İsrail’in uluslararası anlaşmalarına uyup uymayacağına bağlı olduğunu açıkladılar 

Diğer Arap yetkililer de barış planın iptal edilmesinin söz konusu olmadığını ve başka bir alternatifin sunulmadığını belirttiler.