Piyasalar sıkıntıda...

Ekonomi
31 Ekim 2008 Cuma

Geçen hafta tahmin ettiğim gibi piyasalar ve özellikle Türkiye için çok zorlu geçti. Usd/Try kurları 2006 yılından beri en yüksek seviyesine çıktı, IMKB ve diğer borsalar sert düşüşlerine devam etti. Bununla beraber finans sektörü hariç diğer sektörler hakkında da batık dedikoduları çıktı. Şu anda sadece piyasa oyuncuları değil bütün dünya bu krizin bir an önce sonlanmasını istiyor fakat  piyasalardaki satış baskısı devam ediyor ve güven bir türlü yerine gelmiyor. Son iki haftadır yatırımcıların korktuğu nokta ise dünya ekonomisinin yavaşlamasının beklenenden kötü olması. Bu hafta bu satış baskısını azaltabilecek bir hafta çünkü ayın son haftası olması itibariyle ABD’de yoğun bir veri akışı bulunuyor. Bu dataların iyi gelmesi ya da kötü gelmesi sonucu faiz toplantısından önce yapılacak bir faiz indirimi piyasaları kısa vadede de olsa rahatlatabilir.

Geçtiğimiz hafta ABD ve diğer ülkelerde üst üste kötü gelen veriler ve haberler sonucunda piyasalarda bir bozulma yaşandığını gözlemledik. Buna rağmen Cuma günü açıklanan mevcut ev satışları verisi uzun zamandır ilk kez beklenen seviyelerin üzerinde gerçekleşti. Ancak Cuma günü General Motors’un battığına dair dedikodular ve ABD endeks vadeli sözleşmelerinin piyasalar açılmadan önce taban yapması Cuma öğleden sonra piyasaları bir hayli endişelendirdi. Bence General Motors gibi ABD ile özleşmiş bir firmanın batması reel sektör ve istihdam açısından büyük bir problem olur ve piyasadaki panik havası artarak devam eder. Ayrıca bu olayın yaşanması ABD vatandaşlarının ikinci bir çelişkiye düşmesine de sebep olabilir. O da 700 milyar dolarlık kurtarma paketi ile zengin Wall Street firmalarını kurtaran hükümetin General Motors gibi on binlerce insanın çalıştığı bir ABD şirketini kurtarıp kurtarmaması gerektiği. Önemli dünya ülkelerinin yardım paketlerinin onaylanmasının kimseye büyük miktarlarda yararını göremediğimiz şu dönemde böyle bir batık piyasalardaki korkuyu kat ve kat artıracaktır. Umarım böyle bir durumla karşılaşmayız.

Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan fon çıkışları ile birlikte Türkiye’de zor günler geçiriyor. Buna rağmen geçtiğimiz hafta S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmeyeceğini açıklaması, IMF ile yapılan görüşmeler, Merkez Bankası’nın ve hükümetin olayın ciddiyetinin farkına varıp bazı aksiyonlar almaya başlaması bizim açımızdan sevindirici gelişmeler olarak göze çarpıyor. Ayrıca faizlerini değiştirmediğini açıklayan TCMB Para Politikası Kurulu gerektiği durumda faizleri arttırabileceğinin sinyallerini de verdi. Buna rağmen özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülke kategorilerinde ülkelerin kendilerini finanse edecek durumdan uzak oldukları ve IMF ile bu açıklarını fonlamaya çalışmaları bile Türkiye’yi zor durumda bırakıyor. Bu yaşanan Türkiye’de de yaşanabileceğini fiyatlamak zorunda olan yatırımcılar Türkiye’den kısa vadede de olsa uzak durmaya çalışıyor.

Bu gelişmeleri  sizlerle paylaştıktan sonra yine kısaca piyasalar hakkında beklentilerimi dile getirmek istiyorum. Türkiye borsasının özellikle dolar bazında müthiş değer kaybettiğini ve bazı şirketlerin fiyatlarının olması gerektiğinin altında olduğunun farkındayım. Bono ve tahvil faizlerinin de geçen senelere göre oldukça cazip fiyatlara geldiğine de katılıyorum. Doları olan yatırımcının parasının en azından bir kısmını bozdurması gerektiğine de inanıyorum. Dolayısıyla bu aksiyonların ve ürünlerin hepsi uzun vadede önemli getiri imkanları sunacak. Buna rağmen giden paranın en azından bir miktarının geri dönmeye başladığını ve piyasalardaki panik satışının sona erdiğinin sinyallerini gördükten sonra bu işlemleri yapmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye veya yurt dışında yaşanan somut bir gelişme sonucu piyasalarda olumluluğunun en azından bir nebze geri geldiğini düşündüğümüzde bu işlemler yapılmalı. Sonuç olarak piyasaların düzelmesi herkese çok güzel getiriler sunacak ama bunun zamanını iyi kollayıp ona göre hareket etmek gerekiyor. O zaman gelene kadar kazançların daha sınırlı ve kısa vadeli olmasını bekliyorum. İyi haftalar.