“You just swing on...”

2-16 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek 15. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, kırka yakın konserle İstanbul’u yine bir caz kentine dönüştürecek. İşte, benim bazı favorilerim...

-
2 Temmuz 2008 Çarşamba

İstanbul Caz Festivali bu yıl 15. yaşını kutluyor! Bu müziği seven ve radyo programlarından, piyasaya yeni çıkmış albümlerden ve caz kulüplerinde izleyen gerçek cazseverlerin yanı sıra, yaz aylarına has “değişik” festival ortamlarında boy göstermeyi yeğleyenler, bu yıl çoğunlukla bu tür mekânlara akın edebilecek – zira festival konserlerine bu yıl Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nin yanı sıra Sepetçiler Kasrı, Esma Sultan Yalısı, Kuruçeşme Arena, İstinyePark, Arkeoloji Müzesi Bahçesi, Aya İrini Müzesi, CRR Konser Salonu ve Nardis Jazz Club ev sahipliği yapıyor.

Festivalin onur konuğu ve diğer efsaneler...

İstanbul Caz Festivali bu yıl tuşlu çalgıların sihirbazı, caz ikonu Herbie Hancock’u iki özel konserle ağırlıyor. Kendisine geçtiğimiz yıl “En İyi Albüm” dalında Grammy ödülü kazandıran, Joni Mitchell şarkılarını yorumladığı “The Joni Letters” projesi ile 2 Temmuz gecesi Açık Hava Sahnesi’nde izleyiciyle buluşuyor. “The River of Possibilities” başlıklı konserde Hancock’a iki sıra dışı vokalist Sonya Kitchell ve Amy Keys’in yanı sıra, dünyaca ünlü cazcılar eşlik edecek. Festivalin onur konuğunun trio formatında sunacağı diğer dinleti ise, 3 Temmuz akşamı CRR Konser Salonu’nda. – Açık Hava Sahnesi’nden devam edecek olursak, Bossa-nova’dan sonra gelen Brezilyalı’nın en önemli müzik hareketi Tropicalia’yı başlatan isimlerden, 5 Grammy ödüllü Caetano Veloso’yu 10 Temmuz akşamı İstanbul’da ilk kez konuk ediyoruz. İlk albümünü yayınladığı 1967 yılından itibaren neredeyse her yıl bir albüm çıkaran Veloso, aralarında yakın dostu Pedro Almódovar’ın “Konuş Onunla”sı bulunan birçok filmin müziğine imza attı. Festivalin kaçırılmayacakları arasında..! – Aynı yerde 16 Temmuz akşamı pop, caz ve R&B türlerinin yaşayan en büyük isimlerinden, 7 Grammy ödülü sahibi Al Jarreau ile ondan önce, 4 Grammy ödüllü Dianne Reeves’i dinleyebileceğiz...  Albümlerinden çok sahnede gösterdiği muhteşem vokal performansıyla ün yapan Reeves, güçlü sesi ve pop cazdan gospel’e, blues’dan caza uzanan geniş repertuarıyla dünyanın en önemli caz vokalistleri arasında. Jarreau’dan ise, en sevdiği aşk şarkılarını bir araya getirdiği ve bu yılın başında yayımlanan “Love Songs” repertuarının yanı sıra diğer klasiklerini de söylemesi bekleniyor – ve bu konserde, festivalin “olmazsa olmaz”larındandır kuşkusuz..!

Müzenin bahçesinde ve Boğaz’ın kıyısında caz!

Şimdi gelelim diğer festival mekânlarına: 5 Temmuz akşamı Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde iki müthiş caz konseri bir arada! Saat 21.30’da başlayacak gecede önce yeni İtalyan cazının parlak isimlerinden trompetçi Paolo Fresu, akordeoncu Richard Galliano ve piyanist Jan Lundgren’le birlikte geliştirdiği “Mare Nostrum” projesiyle seyirciyle buluşacak. Birbirinden usta üç müzisyenden oluşan bu ekip, son albümlerinde bir parçayı da Nazım Hikmet’in bir şiirinden esinlenerek bestelemiş. Gece, modern cazın en önemli bestecilerinden Carla Bley’in “The Lost Chords Find Paolo Fresu” adlı özel projesi ile devam edecek. Carla Bley’e basçı Steve Swallow, saksofoncu Andy Sheppard, big band davulcusu Billy Drummond ile projeye ismini veren trompetçi Paolo Fresu eşlik edecek. - Gene aynı yerde, bu kez 8 Temmuz akşamı caz dünyasının iki ünlü ismi geliyor karşımıza: Yarısına henüz geldiğimiz 2008 yılı içine iki albüm birden sığdırmış, eklektik müzik zevkini kendine özgü dinamik yorumuyla bütünleştiren genç caz vokalisti Nnenna Freelon ile müzik kariyerindeki 35 yıla 27 albüm ve 250 şarkıyı sığdırmış, şu sıralarda “Acariocando” adlı son albümünün getirdiği başarının tadını çıkaran Brezilyalı şarkı yazarı-şarkıcı Ivan Lins aynı sahnede buluşuyor. – Festivalin en hareketli gecelerinden biri 2 Temmuz gecesi Esma Sultan Yalısı’nda The Big 3 Palladium Orchestra’nın çalacağı “Mambo Mambo Mambo!” projesi olacak. Bu konserde, mambonun en parlak yıllarında kurulan The Big Three grubunun varisleri Machito Jr. ve Tito Rodriguez Jr. önderliğinde kurulan bu topluluk, hareketli şarkılarıyla izleyicilere yerlerinde duramayacakları bir gece yaşatacak. – Gene Esma Sultan Yalısı’nda 14 Temmuz akşamı sahne alacak bir diğer isim ise Judeo-Espanyol şarkılarının önde gelen temsilcilerinden Yasmin Levy. “Naci en Alamo” ve “La Alegria” gibi kalbe işleyen şarkılarla büyük ilgi uyandırmış Kudüs doğumlu sanatçı, Sefarad müziğinden Ortadoğu müzik geleneğiyle harmanlanmış Endülüs Flamenkosu’na uzanan bir yolculuğa çıkaracak bizleri... İzmir doğumlu olup Sefarad kültürü araştırmalarının yanı sıra şarkı derleyiciliği yapan babası sayesinde bu müzik kültürüyle küçük yaşında tanışan Levy’nin son albümü “Mano Suave”yi bu kış dinlemiştim – kanunu ve uduyla Mümin Sesler’in de yer aldığı, flamenko tarafı ağır basan bu titiz çalışmayı ayrıca meraklısına önermek isterim.

İbrahim Ferrer veya Compay Segundo’yu “kaçırmış” (veya izlemiş de) olabilirsiniz – ancak Buena Vista Social Club’ın hayatta kalan tek üyesi Omara Portuondo ayağınıza kadar gelmişken, 9 Temmuz gecesi Sepetçiler Kasrı’nda muhakkak dinlemelisiniz!  Eleştirmenler tarafından Küba’nın Edith Piaf’ı olarak adlandırılan ve sanat hayatında 60. yılını kutlayan bu efsanevi müzisyen, kendisini en çok etkileyen Küba ve Brezilya şarkılarına yer verecek ve zaman kaydetmeyi hayal ettiği şarkılardan oluşan, henüz yayınlanmamış “Gracias” albümünden örnekler sunacak. – Ve, işte, sadece İstanbul Caz Festivali’ne özel olarak gerçekleşecek “Sing the Truth” başlıklı gecede, ölümünün beşinci yıldönümünde Nina Simone, 15 Temmuz akşamı gene Sepetçiler Kasrı’nda anılıyor! Bu dev caz vokalistinin 41 yıl boyunca müzik direktörlüğünü yürüten gitarist Al Schackman ve orijinal orkestra üyeleri, dört büyük caz vokalistine eşlik edecek. Nina Simone’un sesinden dinlemeye alıştığımız birbirinden güzel caz standartlarından oluşan repertuarıyla Dee Dee Bridgewater, Stacey Kent, Raul Midón ve (NŞKM’nde sunmuş olduğumuz “Jewish Jazz” konserinden anımsayacağınız) Türkiye’nin en iyi caz vokalistlerinden Sibel Köse’yi bu tarihi ortamda dinlemeyi ihmal etmeyin...

 

“Caz kulüpte dinlenir...”

...diyor sevgili dostlarımız Zuhal ve Önder Foçan. Kesinlikle katılıyorum – ama Temmuz’un ortasında yer alan bir festivalde, severek gittiğimiz Galata Kulesi’nin hemen yanıbaşındaki samimi caz kulüpleri “nardis”e yönelirken, ayaklarım birazcık da geriye gitmiyor değil, aslında..! Ne var ki, bu festivalde Avrupalı solistlerle Türkiye’den virtüözleri özel projelerde buluşturan European Jazz Club kapsamında, İstanbul’un bu en güzel caz kulübünde saat 22.30’da başlayacak konserleri de kaçırmamak gerek. Şöyle ki, İsveç’de yaşayan trompetçi Muvaffak Falay’ın “Maffy Falay Quintet – Türkiye-İskandinavya Buluşması” adlı proje 2/7; geniş bir müzikal evrene sahip yetenekli trompetçi Wolfgang Puschnig ve caz formundaki Mozart yorumlarıyla öne çıkan caz piyanisti Sabri Tuluğ Tırpan’ın türler arası gezintileri 3/7; uluslararası caz gitarı üstadımız Önder Focan, Mark Murphy ve John Hammond gibi isimlerle de çalışan trompetçi Oliver Grönewald ile birlikte 4/7; Quartet Muartet ve Wax Poetic gibi gruplardan tanıdığımız Alp Ersönmez’in üçlüsüne trompetiyle Alexander Tassel eşlik etmesi 6/7; sevgili Sibel Köse ve trompetçi Jean-Loup Longnon’un buluşması 8/7; geçtiğimiz yıl “Beatles Jazz” projesiyle festivale konuk olan piyanist Burak Bedikyan’ın Litvanyalı saksofoncu Kestutis Vaiginis ile paslaşmaları 9/7; Türkiye’nin en iyi gitaristlerinden Sarp Maden ve Fransız trompetçi Stéphane Belmondo’nun doğaçlamalara da uzanan ortak caz seyahatine 14/7; Hollanda’da yaşayan gitarist besteci Onur Ataman’ın klasik müzik çalışmalarıyla da tanınan Hollandalı trompetçi Eric Vloeimans ile birlikteliği 15/7; gene Hollanda’da yaşayan bir başka önemli müzisyenimiz piyanist Baki Duyarlar‘ın ise Rotterdam Konservatuarı’nda tanıştığı Belgrad doğumlu saksofoncu Stanislav Mitrovic ile buluşması 16/7 gecelerinde olacak – ve bu ilginç dinletilere, “gerçek” cazseverler bekleniyor..!

Ve tabii ki, New Orleans’ın geleneksel caz bandolarından Coolbone’un Beyoğlu’ndan Kadıköy’e, Nişantaşı’ndan Bağdat Caddesi’ne İstanbul’un değişik semtlerindeki sokak konserleri, aynı grup ve İstanbul Saxophone Quartet ile 6 Temmuz saat 11’de Kabataş’tan yola çıkacak “Barış Manço Caz Vapuru” vs vs – ama yerimiz kalmadı – o halde: “you just swing on..!”