İsrailli Arapların çoğu İsrail’de yaşamayı tercih ediyor

İsrailli 1,721 Yahudi ve Arap arasında yapılan anketin sonuçlarına göre, halkın büyük çoğunluğu, karşılıklı saygı ve eşit fırsatlar altında birlikte yaşamak istiyor. Kennedy Okulu tarafından düzenlenen anket, İsrailli iki halk için beklenenden daha umutlu bir tablo çiziyor

Dünya
2 Temmuz 2008 Çarşamba

Harvard Üniversitesi'nin Kennedy Yönetim Okulu'nun yaptığı bir anketin sonuçlarına göre İsrailli Arapların yüzde 77’si İsrail’de yaşamayı başka herhangi bir ülkede yaşamaya tercih ediyor. Hem Yahudi hem Araplardan oluşan 1,721 İsrailli ile yapılan ankete göre, Yahudilerin yüzde 73’ü ve Arapların yüzde 94’ü İsrail’in “Arap ve Yahudi vatandaşların karşılıklı saygı ve eşit fırsatlara sahip olduğu bir toplum” olmasını istiyor.

Kennedy Okulu tarafından yapılan açıklamaya göre sonuçlar birlikte yaşamaya dair beklenenin üzerinde belirtiler gösteriyor. İsrail içindeki bazı bölgelerde Arap ve Yahudiler arasındaki gerginliğin artmakta olduğu bir dönemde yürütülen anketin sonuçları şaşırtıcı olarak değerlendirildi. Anket, İsrail’in bağımsızlığının 60. yılı kutlamaları ile İsrailli Araplar tarafından uygulanan boykotlarla aynı zamana denk geldi. İsrailli Arap milletvekilleri boykotun sebebinin Araplara yaygınca uygulanan ayrımcılılık olduğunu söylerken, Likud milletvekili Limor Livnat İsrail meclisi Knesset’in Arapça’yı ülkenin resmi dillerinden kaldırmasını teklif etmişti.

Ancak Kenndey Okulu’nun Kamu Yönetimi Merkezi Araştırma Yöneticisi ve anketin baş araştırmacısı Todd Pittinsky sonuçların tam tersi bir tablo çizdiğini belirtti. Pittinsky, medyanın çoğunlukla İsrail’deki Yahudiler ve Araplar arasındaki ayrımlara odaklandığına ancak barış içinde birlikte yaşamak için sarfedilen ortak ve içtenlikli çabaların yeterince yansıtılmadığına dikkat çekti.

Anketin sonuçlarına göre Yahudi vatandaşların yüzde 68’i Arap ve Yahudi vatandaşlarının yakınlaşmasına katkıda bulunması amacıyla Yahudi okullarında konuşma Arapçası öğretilmesini destekliyor. Verilere göre İsrailli Yahudilerin yüzde 69’u, birlikte yaşamaya katkıda bulunmanın bireysel bir sorumluluk olduğuna da inanıyor.

Pittinsky, bu konuda şöyle diyor: “Her gün, birlikte yaşamak için yaratıcı denemeler yapılıyor. İsrail’de insanlar kültür alışverişini mümkün kılan halkevlerine koşuyor. Örneğin Hand in Hand (El Ele) okul ağları gibi çift dilde eğitim veren okullarda Yahudi ve Arap gençleri kültürel olarak birbirlerine aşina hale geliyorlar. Bunlar da roketler ve yol kesmeler kadar ilgiyi hak ediyor. Böyle çabalar beslenmeli, incelenmeli, fon sağlanmaslı ve medyada bildirilmeli. Sonunda, en başarılı çabalar daha geniş çapta uygulamaya konmalı”.

Hayfa Üniversitesi’nden araştırmacıların desteğiyle İbranice ve Arapça olarak yürütülen araştırmalar, çok sayıda birlikte yaşam projelerine destek vermiş olan alan B. Slifka tarafından fonlandı. Slifka, “Bu rapor, İsrail içindeki Arap ve Yahudilerin her zaman kuşkuyla yaklaşılan birliğinin yalnızca erişilebilir olduğunu değil, bunun için büyük bir toplum desteği olduğunu da gösterdi” dedi. “Bundan sonra,Yahudi ve Arap halklarının desteklediği türden yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi, eğitim, yerleşim, gelir gibi birliği zayıflatan diğer ayrımların yeniden şekillendirilmesi için atılacak adımlar İsrailli politikacılara düşüyor.