ABD’den üçlü zirve önerisi

İsrail ve Filistin arasında altı aydır devam eden barış görüşmeleri tıkanınca ABD üçlü zirve önerdi. Taraflar teklife sıcak bakmıyor

Dünya
11 Haziran 2008 Çarşamba

ABD, İsrail ve Filistin ile arasındaki barış sürecini canlandırmak ve İsrail ile Filistin arasındaki temel meselelere çözüm bulmak amacıyla üçlü bir zirve yapılmasını önerdi.

Gerek İsrail gerekse Filistin halen devam etmekte olan doğrudan ikili görüşmeleri mazeret göstererek bu öneriye karşı çıktı.

Bu arada Filistin baş müzakerecisi Ahmed Kurey, iki tarafın taslak bir barış metninin kaleme alınması konusunda uzlaştığını ve söz konusu metinde sınırlar, Kudüs’ün durumu ve mülteci konusu gibi temel konularda tarafların duruşunu netleştireceğini söyledi.

ABD tarafı adına üçlü zirveyi öneren isim ise, ülkenin Dışişleri Bakanı Rice oldu. Geçtiğimiz hafta Washington’da İsrail Başbakanı Olmert ile bir araya gelen Rice, görüşmeyi takip eden günlerde İsrail ve Filistin arasında üçlü bir zirve yapılmasını ve bu zirvenin birkaç hafta içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.

Öneri ile ilgili olarak bölgeye gelecek olan Rice, burada yapacağı temaslarla zirve fikrinin kabul görmesi için zemin arayacak.

ABD tarafı, iki tarafın da barış sürecinde gerekli esnekliği göstermediğini düşünüyor ve bu nedenle sürece müdahale etmek istiyor. Rice’ın İsrail Dışişleri Bakanı Livni ve Filistin baş temsilcisi Kurey ile yapacağı görüşmelerde de ülkesinin söz konusu kaygısını taraflarla bir kez daha paylaşması bekleniyor.

Zirvenin Kudüs’te olması konusunda bir plan yok. ABD Avrupa ya da Washington’un bu zirve için uygun olacağını düşünüyor.

İsrailli üst düzey bir yetkili, söz konusu zirvenin gerçekleşmemesi durumunda bile, bu fikrin en azından İsrail ve Filistin tarafının barış sürecine ivme kazandıracak bir talep olduğunu belirtiyor.

İkili görüşmeler sınırlar, güvenlik ve mültecilerin statüsü konularına geldiğinde tıkanmış ve uzun bir süredir İsrail-Filistin müzakerelerinde ilerleme sağlanamamıştı.

Altı ay önce başlayan sürecin bugün tıkanma noktasına gelmesine karşılık taraflar, kendi taraflarının görüşlerini yazıya dökerek tıkanıklığı aşmaya çalışıyor. Bu yaklaşımın varolan büyük problemlerin çözümü olmayacağı herkes tarafından kabul edilmekle birlikte, bugüne kadar yazılı olarak sınırlar, Kudüs, güvenlik ve mülteciler gibi konularda hiçbir belge olmamasının eksikliğine dikkat çekiliyor.