Enkidu Kitap çocuklara renkli ufuklar açıyor…

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde çocuk kitapları sektöründeki boşluğu ve ihtiyacı farkeden Stella Penso, Zümrüt Alp Özler, Esra Okutan ve Özlem Şekercioğlu adlı dört eski arkadaş, bir araya gelerek Mayıs 2006’da Enkidu Kitap’ı kurmuşlar

Tuna SAYLAĞ
4 Haziran 2008 Çarşamba

“Dev Şalgam” (Aleksei Tolstoy), “Kartal Belediye Plajı ve Mandalina Bahçeleri” (Ebru Erbaş), “Sen Hiç Yeniçeri Gördün mü?” (Zümrüt Alp), “Zıpzıp Tavşan” (Tülin Oral), “Postacı Çocuk 1- Kayıp Mektuplar”, “Postacı Çocuk 2- Piranda’ya Mektup” (Özlem Şekercioğlu), Enkidu Kitap’ın çocuk dünyasına sunduğu, rengarenk resimlerle bezenmiş, eğlendirirken bilgilendiren, birbirinden çekici altı çocuk kitabı…  Kısa sürede küçüklerin ve anne-babaların dikkatini çeken bu kitaplar, Enkidu’nun zaman içinde bu sektörün lokomotiflerinden biri olacağının habercisi.

Şirket kurucularından Stella Penso, bize Enkidu’yu ve hedeflerini anlattı.

Enkidu’nun anlamı nedir?

Enkidu, Gılgamış Destanı’ndan bir karakter (vahşi bir yaratık). Bildiğiniz gibi Gılgamış Destanı,  bilinen ilk yazılı hikaye olup, Mezopotamya’da geçtiği için de bize yakın bir öyküdür.

Enkidu Kitap’ın çalışmalarından söz eder misiniz?

Yayınevimiz kitap ithal etmekten çok yerel yazar ve çizerlerle çalışmayı tercih ediyor. Kurulduktan sonra portföyümüzu oluşturmaya başladık ve 2007‘de TÜYAP Fuarı’na katılarak yayın dünyasına girmiş olduk. İlk satışlarımızı orada gerçekleştirdik. Şu anda yayınlanmış altı kitabımız var, iki yeni kitap da baskıya girmek üzere. Çok hızlı ilerlemek istemiyoruz. Amacımız piyasayı her yönüyle öğrenerek adım adım büyümek.

Kitaplarınız hangi yaş aralığına hitap ediyor?

Genelde yayınlarımız  3 ile 8 yaş arası çocuklara yönelik. Ortalama sekiz yaşından sonra internet, çocuğun hayatının o derece bir parçası oluyor ki, orada artık başka bir dünya ve alışkanlıklar gelişiyor. Biz, çocuklar tam olarak o döneme girmeden hatta bazıları okuma yazma öğrenmeden hayatlarına giriyoruz ve onlara okuma sevgisi aşılamaya çalışıyoruz. Ayrıca okula başladıkları ilk iki sene içinde de okuyabilecekleri kitaplar yayınlıyoruz.

Neden başka bir tür değil de, çocuk kitapları yayınlamaya karar verdiniz?

Okul öncesi çocuklara kitap almak veya okumak anne ve babalarin yeni yeni edindikleri bir farkındalık. Zaten çocuklar, kitap okuma alışkanlığını okula başladıktan sonra değil, daha küçük yaşlarda onların teşvikiyle ediniyorlar genelde. Biz Türkiye’de, bu evreye ait çocuk yayınlarında çok büyük bir boşluk ve ihtiyaç olduğunu gördük, bu yüzden bu alana yöneldik. Ayrıca Türkiye bir çocuk cenneti, milyonlarca çocuk var ama okuma-yazma oranı düşük, okuma alışkanlığı ve sevgisi fazla gelişmemiş. Çocuklara yönelik kaliteli kitap sayısı yetersiz, dolayısıyla bu alan oldukça bakir ve gelecek vaadediyor Bizim gibi aynı boşluğu farkeden başka kuruluşlar da piyasaya girdiler.

Çevremizde bir çok sanatçı ve müzisyen var. Bu zenginliğin kullanılma alanı ise çok dar. Çocuk kitapları da bu yetenekli insanların kendilerini gösterebilecekleri bir sektör. Amacımız bu yerel değerlerle iş birliği yaparak bir Türk markası oluşturmak. Ancak uzun vadede sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp yurt dışına açılmayı ve global bir marka yaratmayı hedefliyoruz. Son iki sene bizim için sektörü tanıma, öğrenme ve uyum sağlama dönemiydi. Önümüzdeki ekim ayında Frankfurt Kitap Fuarı’na katılacağız. Oradaki yabancı yayınevleriyle bağlantılar kurup sipariş almaya çalışacağız. Dileğimiz uluslararası bir yayınevine dönüşebilmek. Hedefimiz dünya ama bunun için ilk once kendi ülkemizde sağlam bir ismimizin olması gerekiyor. TÜYAP’a katılan İsviçreli bir pazarlamacı kitaplarımızı portföyüne aldı; mesela geçen ay iki kitabımızı- “Sen hiç Yeniçeri Gördün mü?” ve “Zıpzıp Tavşan”- Kore ve Taiwan’a pazarladı. Biz de çevirilerini yaparak yolladık, şimdi onlardan cevap bekliyoruz.

Kitaplarınızın konularını nasıl belirliyorsunuz?

“Zıpzıp Tavşan” dışındaki kitaplarımızın konuları aslında içerikle ilgili çizgimizi de ortaya koyuyor. Çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz: İstanbul, Anadolu…O kadar çok malzeme var ki…İstanbul’u anlatan çocuk kitabı yok mesela, semtlerini, tarihi zenginliklerini. Yayınların çoğu ithal olduğu için çocuklar kendi dünyalarıyla ilgili olmayan kitapları okuma veya dinleme durumunda kalıyorlar. Bu kitaplarla çocukların yaşadıkları çevreyi, ülkeyi tanımalarını ve bakış açılarını kaliteli bir görsellikle zenginleştirmesini istiyoruz.

Yakında çıkacak yeni kitaplarınız var mı?

Şu anda iki yeni kitap basım aşamasında, bir kaç tane daha olacak. Bunları biraz da Franfurt Kitap Fuarı’nı düşünerek seçmeye çalışıyoruz.

Tanıtım çalışmaları yapıyor musunuz?

Hem Enkidu’yu tanıtmak hem de okuma sevgisini yaygınlaştırmak için farklı metodlar geliştirmeye, şimdiye kadar yapılmamışı denemeye çalışıyoruz. Okuyucuyla birebir iletişime geçiyoruz.Bunun için okul ve yuvalarda atölye çalışmaları yapmaya başladık. Bunlar çizim atölyeleri; çocuklar belirlenen bir tema çerçevesinde kendi çizimlerini gerçekleştiriyorlar. Ayrıca birlikte kitaplarımızı okuyoruz veya cd’den dinliyoruz. Buralarda stand da kuruyoruz. Bu atölye çalışmaları önemli bir satış kanalı oluşturuyor. Bu farklı satış kanallarını kullanmak  önemli çünkü bir kitapçıya gittiğiniz zaman seçmek ve aynı zamanda fark edilmek çok zor oluyor, oraları birer kitap deposu gibi. Gerçi kitapçılarda olmamak da söz konusu değil ama satış açısından sadece bu ortamlara bel bağlamamak lazım. Görünmek ve tanınmak için başka kanalları da kullanmak şart: internet, okul atölyeleri, okul kitap şenlikleri gibi. Santral İstanbul’daki kitapçı, İstanbul Modern kitaplarımızın satıldığı farklı noktalar.

Dev Şalgam: ithal ettiğimiz tek kitap, İngiltere’den getirtik (Barefoot Books), cd’sine özel müzik bestelendi, hikayeyi tiyatrocu Ömer Vatanartıran seslendirdi. Bu yöntemi uygun başka kitaplarımızda da uygulamak istiyoruz. Kitap cd’leri anne ve babalara da kolaylık sağlıyor. 

Kitaplarınızla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Çok olumlu tepkiler alıyoruz. Kitaplarımızı görenler çok beğeniyorlar. Şimdilik iyi gittiğimizi hissediyoruz. Basında da pozitif yazılar çıktı. Nur Çintay (Radikal), Naim Dilmener (Milliyet Sanat) ve başka gazeteciler kitaplarımız hakkında  güzel yazılar yazdılar.

Biraz da projelerinizden söz eder misiniz?

Kitaplarımızı herkese ulaştırmak istiyoruz, özellikle satın alamayanlara. Anadolu’daki çocuklara. Bu amaçla bir sponsor programı başlatmak istiyoruz, bunun için de hazırlandık. Sponsorların yardımıyla bastığımız kitapları çeşitli dernekler vasıtasıyla Anadolu’ya yollayacağız. Böylece çocuklar hiç bir ücret ödemeden kitaplarımıza sahip olabilecekler.  Sponsorun da adını  kitabın içine yazacağız. Bu şekilde hazırlanan ilk kitabımız basılmak üzere. Daha önce de çok küçük bir renk hatasıyla basılan 300 kitabı Batman’a göndermiştik. Yaşadığımız toprakların masallarını mutlaka özel bir seri haline getirmek istiyoruz. Hezarfen Çelebi gibi tarihsel kişilikleri ve tarihi olayları hikayeleştirerek çocuklara tanıtmayı amaçlıyoruz.