Gizli Holokost kahramanının onurunu iade ediyor

Dünya
28 Mayıs 2008 Çarşamba

Rezso Kasztner’in tarih’ten yana şansı yaver gitmedi. Kasztner Holokost sırasında en çok hayat kurtaran Yahudi’ydi. Ancak ödülü ruhunu şeytana sattığı yönündeki iddialar ve sonunda aşırı uçtaki bir Yahudi grup tarafından suikasta uğramak oldu.

Kasztner, II. Dünya Savaşı sırasında sarhoş, geveze ve tepeden tırnağa silahlı Adolph Eichmann ile Yahudilerin hayatları karşılığında para, mücevher ve kamyon vermek için pazarlığa girişeli 60 seneden fazla oldu.

Bugünlerde Kasztner’in onurunun tarihçiler tarafından iade edilmesi söz konusu. Kasztner hakkında iki yeni kitap yazılırken bir de belgesel çekildi. Bu üç yeni kaynak da Kasztner’i, Naziler ile sayısız pazarlığa oturarak yaşamını riske atmış, Holokost’un gizli kalmış bir kahraman olarak gösteriyor.

Bu kaynaklara göre Kasztner neredeyse 1700 Macar Yahudisinin sağ salim İsviçre’ye götürülmesi için bir tren ayarladı fakat kendisi trene binmeyerek Naziler ile pazarlığa devam etti.

Ayrıca savaşın son yıllarında Albay Kurt Becher adında bir SS subayı ile toplama kamplarına giderek kamp komutanlarından cinayetlere son vermelerini istedi. Uzmanlara göre bu çabası ile 100.000 Yahudi’nin hayatını kurtardı.  Almanya’nın kaybedeceğini gören ve sonrasında mahkemeye çıkacağını öngören Becher’in beraat etmek için bir Yahudi tanıkla çalışmak istediği tahmin ediliyor.

Daha önce yayımlanmamış belgeler ile röportajlara dayanan, yedi yıllık çalışmanın ürünü Kasztner’in Treni adlı yeni kitabın yazarı Anna Porter’a göre Kasztner’in onurunu iade etmenin ve hakkındaki suçlamaları bırakmanın zamanı geldi.

Kasztner hakkındaki diğer kitap ise yarı inceleme yarı hatıra niteliği taşıyor. “Şeytanla İşbirliği Yapmak: Rezso Kasztner’in Cüretkâr Kurtarma Operasyonu” adlı kitabın yazarı, Alman Edebiyatı Profesörü Ladislaus Lob Bergen-Belsen kampından İsviçre’ye giden trenine bindiğinde 11 yaşındaydı.

Kasztner’in hakkındaki belgesel film “Dr. Israel Kasztner’in Eziyeti ve Suikastı”nın yapımcısı Gaylen Ross’a göre ise Savaş öncesinde Kasztner küçük bir Siyonist Komite’nin önemsiz bir görevlisiydi. ABD, Türkiye ve İsviçre’deki Yahudileri kurtarmak isteyen gruplarla olan bağları sayesinde kendini pazarlıkların içine atmayı başardı.

Savaştan sonar Kasztner ve ailesi İsrail’e göç etti. Ve hemen ardından Amerikalı senaryo yazarı ve gazeteci Ben Hecht’in kitabı ile hakkında suçlamalar başladı. Hecht kitabında Kasztner’i müttefik kuvvetlerden bilgi saklayan, trene akrabalarını doldurup tren bileti ücreti alan bir Nazi işbirlikçisi olarak gösterdi.

Gerçekte Kasztner’in ondokuz akrabası trende kendine yer bulurken 100’ün üzerinde akrabası Auschwitz’de öldü.

Bilet parası olarak da 1700 yolcudan sadece 150’si bilet parası ödedi ve bu para daha yoksul Yahudilerin masraflarını karşılamada kullanıldı.

Kasztner 1952’de yaşlı bir afiş yazarı olan Machiel Grünwald tarafından Naziler ile işbirliği yapmak ile suçlandı.

İsrail Hükümeti Grünwald hakkında iftira davası açtı, fakat dava Kasztner’i suçlamak için bir mecra haline gelirken Yargıç Kasztner’in “Şeytanla anlaşma yaptığına” kanaat getirdi.

Mahkeme kararı 1957’de temyiz edildiğinde artık çok geçti. Kasztner evinin önünde üç aşırı uçtaki Yahudi tarafından öldürülmüş ve şanı beş paralık olmuştu.

Nobel Barış Ödüllü Holokost yazarı Elie Wiesel’in yorumu Kasztner’in davasını takip ettiği, Kasztner’in yardım etmeye çalıştığına inandığı fakat yanlış yöntemi seçtiği yönünde oldu.

Film yapımcısı Ross ise Kasztner’i Rorschach mürekkep testine benzetip,  insanların Kasztner’de görmek istediklerini gördüğünü ifade etti.

Kasztner’in davasında öncelikle bir hayatta kalma suçluluk duygusu, yani diğerleri ölürken hayatta kalanların hissettiği duygu ve Yahudilerin hayatlarının para ile satın alınmasının getirdiği Ahlaki ikilemlerin mesele olduğunu söyledi.

Ross Yahudilerin diğer Yahudilerin niyetlerini sorgularken, Holokost’un insanlığa karşı Yahudiler tarafından değil Naziler tarafından işlenen bir suç olduğunu unuttuğunu da ekledi.

Porter’a göre Kasztner’in cesur eylemleri Yahudi olmayan Oskar Schindler ve Raoul Wallenberg’den aşağı kalmamasına rağmen çok tartışma yarattı. Porter, Schindler’in Kasztner hakkında “tanıdığı en cesur kişi” tanımlaması yaptığını söyledi.