Bush: ‘İsrail’in en büyük müttefiki olmaktan gurur duyuyoruz’

ABD Başkanı George Bush’un İsrail’in 60.yıl kutlamaları kapsamında Knesset’te yaptığı konuşma kamuoyu tarafından büyük beğeni ile karşılandı. Bush, Knesset’te konuşmasının kendisi için büyük bir onur olduğunu belirtti. İşte, Bush’un yaptığı tarihi konuşmadan bazı alıntılar

Dünya
21 Mayıs 2008 Çarşamba

Bizler burada tarihi bir anı anmak için toplanmış bulunmaktayız. 60 yıl önce Tel-Aviv’de David Ben-Gurion, Yahudilerin doğal olarak sahip olduğu kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi hakkından yola çıkarak İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etti. Bu aslında yeni bir devletin kuruluşu değil, Abraham ve Moşe’ye verilmiş ‘Eretz İsrail’in seçilmiş çocuklarına ait bir anayurt’ tarihi sözün devamıdır. 

Bu olaydan sadece on bir dakika sonra Başkan Harry Truman, İsrail’i tanıyan ilk ülkenin ABD olduğunu açıkladı. Bu yıldönümünde, Amerika’nın İsrail’in en büyük müttefiki ve en yakın dostu olmaktan duyduğu gururu bir kez daha yenilemek isterim.  

***

Bizler, her erkeğin, kadının ve çocuğun varolma hakkına inanıyoruz. Dolayısıyla İsrail halkının, diğer devletlerin vatandaşları gibi, normal ve barış içinde bir hayat sürme hakkı olduğunda ısrarcıyız.

Bizler insan haklarının uygulanmasının tek yolunun demokrasi olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, BM’nin Ortadoğu’nun en demokratik ülkesine insan hakları konusunda devamlı bildirgeler yayınlamasının bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyoruz.       

Bizler, din özgürlüğünün modern toplumun temel taşı olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle antisemitizmin her türlüsünü – İsrail’in varolma hakkını sorgulayanları ya da bunu sorgulayanları affedenleri – tamamen kınıyoruz.

Bizler, barış için fedakarlık yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, cesur kararlar veren İsrail liderlerini alkışlıyoruz.

Bizler ayrıca her milletin kendini savunma hakkı olduğunu ve onu yıkmak için ant içen katillerle görüşmek zorunda bırakılmaması gerektiğine inanıyoruz.

Bizler, politik amaçlara ulaşmak için masum insanların hayatlarının hedef alınmasının her zaman ve her yerde yanlış olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle, teröre ve aşırılara karşı tek vücut olarak duruyoruz.             

***

Bazı insanlar, ‘Eğer ABD İsrail ile ilişkilerini keserse, Ortadoğu’daki tüm sorunlar yok olacaktır’ demektedir. Ancak bu düşmanların savunduğu tamamen yanlış bir savdır ve ABD bunu reddetmektedir. İsrail’in nüfusu sadece yedi milyon olabilir ancak terörle mücadele gücünüz 307 milyonun gücüdür çünkü bu noktada tüm Amerika Birleşik Devleti sizin yanınızdadır.

Amerika, terör ağlarını yıkarken sizin yanınızdadır. Amerika, İran’ın nükleer tehdidine karşı sizin yanınızdadır. Dünyanın, terörü destekleyen ülkeler listesinin önde giden devletinin, dünyanın en ölümcül silahına sahip olmasına izin vermek, gelecek nesillere yapılacak en büyük kötülüktür. Bu nedenle, barış için İran’ın nükleer silaha sahip olmasına izin vermemeliyiz.

***

İsrail’in kuruluşunun 60.yılını kutladığımız bu günde hep beraber 60 yıl sonrayı gözümüzde canlandırmayı deneyelim. Bu vizyon bir gecede oluşmayacak, çoğu kez de direnişle karşılaşacak ama geleceğin başkanları, Knesset üyeleri bu vizyonu korurlar ve ideallerine inanırlarsa 60 yıl sonra şöyle bir Ortadoğu görmemiz içten bile değildir;

İsrail, 120. kuruluş yıldönümünü Yahudiler için gelişmiş ve güvenli bir anavatan, dünyanın en büyük demokrasilerinden biri olarak kutlayacaktır. Filistin halkı, uzun süredir hakkettiği ve hayal ettiği, yasalarla yönetilen, insan haklarına saygılı ve terörü reddeden bir devlete kavuşacaktır. Kahire’den Riyad’a, Bağdat’tan Beyrut’a kadar tüm milletler özgür ve bağımsız toplumlarda yaşayacaklar, diplomasi, turizm ve ticaret, bu milletlerin barışı koruması için destekleyici olacak. İran ve Suriye, insanların özgürce konuşabildikleri ve yeteneklerini uygulayabilecekleri barış içindeki toplumlar olacak. El-Kaide, Hizbullah ve Hamas yenilgiye uğratılacak, tüm Müslümanlar teröristlerin amaçlarındaki adaletsizliği ve yanlışı görecek. İsrail ve komşuları birbirleriyle dost olacak. Bölge liderleri, halklarının sorunlarına cevap arayan, enerjilerini roket saldırılarına ve intihar bombalarına değil, eğitim sistemine ve iş olanaklarına harcayacaklar. Böylece Herzl ve 1948 kurucularının rüyaları sonunda tamamıyla gerçekleşmiş olacak.