Ehud Olmert’in gözünden İsrail

İsrail’in önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth, geçtiğimiz günlerde İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile düzenlediği bir röportajı sayfalarına taşıdı. Olmert’in, İsrail’in iç ve dış gündemi ile ilgili birçok soruyu yanıtladığı Nahum Barnea ve Shimon Shiffer imzalı bu röportajdan önemli alıntıları biz de sizlerle paylaşıyoruz

Virna BANASTEY Diğer
30 Nisan 2008 Çarşamba

Derleme: Virna BANASTEY GÜMÜŞGERDAN

Pesah Bayramı dolayısıyla İsrail’in önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth ile bir söyleşi gerçekleştiren İsrail Başbakanı Ehud Olmert, barışa olan inancını yineledi. Olmert, Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın yanı sıra İran ve Suriye’ye de mesajlar yolladı.

Suriye ile barış konusunda bir ilerleme var mı?

Suriye’ye barış için el uzatmaya hazırız, eminim Suriye Devlet Başkanı Başer Esad da uzatılan bu eli sıkmaya hazırdır. Geçen Eylül ayında bombalanan askeri üs ve Hizbullah Lideri Mugniyah’nın öldürülmesi sebebiyle Suriye ile aramızda gerginlik olduğunu kabul ediyorum, ancak Esad’ın yakın zamanda sakinleşeceğine ve barış adına somut adımlar atılacağına inanıyorum.

Amerikan Kongresi Suriye ile Kuzey Kore arasındaki nükleer bilgi alışverişini tartışıyor. Ancak bu alışverişten en fazla İsrail tehdit altında kalıyor.

Bu konuda bir şey söylemeyeceğim, tek söyleyebileceğim şudur; bildiğim kadarıyla hiçbir İsrailli Suriye’nin nükleer tehdidi altında değildir.

İki yıldır Hamas’ın elinde tutsak olan İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılmasının koşulu olarak İsrail hapishanelerinden serbest bırakılması istenen teröristlerle ilgili olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?

Tutsakların ve yakınlarının acısını anlıyorum. Bir başbakan olarak bu konuyla her gün, yakından ilgileniyorum ve bu konuda yapılabilecek her şeyi yapıyorum. Savunma Bakanlığı da bizi yüzde yüz destekliyor.

Şalit’in serbest bırakılması için öne sürülen koşul çok yüksek bir bedel mi?

Bu bedel Şalit’in serbest kalmasının önündeki engel değil. Her sorumlu başbakanın yapmayacağı şeyler vardır.

Jimmy Carter’ın bu konudaki müdahalesi yerinde miydi sizce?

Carter’ın zamanlamasının kötü oldu. Carter benim arkadaşım, onu boykot etmeyeceğim, ancak Hamas’ın tanınması sürecine de kesinlikle katkıda bulunmayacağım. Halid Meşal ile görüşmesinden iki gün önce benimle bir araya gelmesi kamuoyuna bizim aramızda arabuluculuk yaptığı izlenimini verecekti.

Tutsak olan askerlerden Ehud Goldwasser ve Eldad Regev’in artık hayatta olmadığı konusunda bir istihbarat aldınız mı?

Böyle bir istihbarat kesinlikle bana iletilmedi. Bir başbakanın böyle konularda tahminlere dayanarak karar vermesi sorumsuzluk olur. Ancak yetkili mercilerde bana ulaştırılan kesin bir bilgi olursa ben de bunu kamuoyu ile paylaşırım.

Filistinlilerle barış konusu gelince, anlaşılan şu ki, Başbakanlık haricinde hiç kimse Abbas ile yürütülen pazarlıkları ciddiye almıyor. İsrail halkının da olan gelişmelerden haberdar olmaya hakkı yok mu?

Konunun merak edilmesini anlıyorum ve haklı buluyorum ancak sorumlu davranmalıyız. Ciddi görüşmeler ve pazarlıklar spot ışıkları altında yapılmaz. Bu konu İsrail Devleti için çok büyük önem taşıyor, bir taraftan Filistin Özerk Yönetimi başkanı ile ciddi görüşmeler sürdürürken diğer taraftan bunları medyaya bildiremezsiniz. Görüşmeler daha önceden belirlenen gündem ve programa uygun olarak sürdürülüyor. Görüşülen konuların belli bir sırası var ve Kudüs konusunun bu sıralamanın en sonunda. Kudüs meselesi en önemli ve en hassas gündem maddesi, üzerinde önemli anlaşmazlıklar bulunan bir konunun gündeme ilk sırada gelmesi aptallık olurdu.

Abbas’ın Filistinliler üzerinde hiçbir şey uygulamaya gücünün olmadığı ile ilgili yoruma cevabınız nasıl olacak?

Karşımızda görüşecek başka kimse yok. Görüşmemek ise geçmişte daha kötü sonuçlar doğurdu, terörü arttırdı. Onun için görüşmeleri sürdürmemiz tek seçeneğimiz. İki devlet çözümüne ulaşamaz isek, iki milletli tek bir devlet oluruz, bu da Yahudi Devleti’nin sona ermesi demektir.

Ehud Barak ile birlikte Batı Şeria’daki yerleşimlerin inşaatının durdurulmasını emrettiniz.

Mevcut durum ve koşullar çok hassas. Sürecin nasıl gelişeceğini gözleyebilmek için inşaatların dondurulması emrini verdik.

ABD Başkanı George Bush’a 26 yasadışı yerleşimin boşaltılacağı sözünü verdiniz. Ancak Bush’un ziyareti öncesinde, sadece bir tane önemsiz yerleşim boşaltıldı.

Bizlerin de üzerimize düşenin tamamını yaptığımızı söyleyemeyeceğim. İki tarafın da yerine getiremediği sözler oldu. Ancak bu, görüşmelerin ve pazarlıkların durması için bir neden değil.

Gazze sınırları çevresinde yaşayan halk halen terör tehdidi altında yaşıyor. Devlet halen o yörede yaşayan halkın güvenliğini sağlayamadı.

Güneyde yaşayanların güvenliği konusundaki tehditler maalesef devam ediyor. Ancak ülkenin diğer bölgelerinin de terörden arınması bir günde olmadı, ya da bir yılda. İnanıyorum ki, bu bölgenin durumu da değişecektir. Ancak bunu Hamas taktiklerini taklit ederek yapmayacağız.

Gelecek sene Pesah’da artık Kassam füzelerinin biteceği sözünü verebilir misiniz?

Şu anda da bunun gerçekleşmesi için olağanüstü çaba harcıyoruz. Hatırlatmak isterim ki geçtiğimiz iki ay içinde Gazze’de 200 Hamaslı terörist öldürüldü. Çalışmalarımız gece gündüz devam ediyor.

İran’ın nükleer tehdidi konusunda neler söyleyeceksiniz?

İran’ın nükleer tehdidinin durdurulması çok önemli. Bu tehdit karşısında uluslar arası kamuoyunu uyandırmaya ve harekete geçirmeye çalışıyoruz, bu savaşı tek başımıza yürütemeyiz, başkalarının da yardımına ihtiyacımız var.

Peres Treblinka Kampı’nı ziyareti sırasında “Eğer II. Dünya Savaşı sırasında İsrail Ordusu var olsa idi Holokost yaşanmazdı.” dedi. Şimdi ile İran nükleer tehdidi ile karşı karşıyayız ve başkalarının - Avrupa’nın, ABD’nin- bunu durdurması için dua ediyoruz.

Bence hiç kimse İsrail Ordusu Holokost’u durdurabilirdi derken, tek başına Nazilerle savaşmasını düşünmüyordur. Aynı şey İran için de geçerlidir. İran sadece İsrail’i tehdit etmiyor. Bu nedenle uluslar arası kamuoyunu harekete geçirmeli ve bu mücadelede yanımızda olmalarını sağlamalıyız.

Son kamuoyun araştırmalarında size verilen desteğin düşmesi ve bu nedenle gelecek seçimlere yine Kadima başkanı olarak girip girmeyeceğiniz tartışılıyor.

Gelecek seçimlerde Kadima’nın başında olacağım ve seçimleri kazanacağım. Bir popülerlik yarışmasında değiliz. Halkın şu andaki bana olan desteği altı ay öncesine göre daha yüksek. Seçim zamanı da halkımız beni oyları ile destekleyecektir.

Kadima’nın İşçi Partisi ile birleşmesi fikrine ne diyorsunuz?

Bu fikre kesin çizgilerle karşı gelmiyorum, Kadima zaten İşçi Partisi’nden ayrılanların kurduğu bir partidir. Bu nedenle bu iki partinin birleşmesi düşüncesi çok da garip bir fikir değil.

İsrail’in son dönemlerdeki gelişmeleri hakkında ne yorum yapabilirsiniz?

İsrail artık vatandaşları için yaşaması daha güvenli bir ülke. Herkes bunun farkında olmayabilir ama ben bunun doğru olduğunu biliyorum. Ayrıca fakir halkın oranı çok küçük bir oranda olsa bile azaldı, eğitime daha fazla yatırım yapıldı ve işsizlik oranı düştü.

Son dönemlerde ekonominin kötüleştiği söz konusu. İsrail’i kötü dönemler mi bekliyor? Başlattığınız sosyal güvenlik paketlerini durdurmayı düşünüyor musunuz?

Maliye Bakanlığı’nın analizleri, Ulusal Ekonomi Konseyi ve İsrail Bankası ekonominin büyümesinde ufak bir yavaşlama olacağını öngörüyorlar. Ancak bu, resesyona girdiğimiz anlamına gelmiyor. 2008’in ilk çeyreğine ait rakamlar ekonomide büyüme olduğunu işaret ediyorlar.

Sosyal ödenekleri kesmek gibi bir düşüncemiz ise kesinlikle yok. Eğer ekonomi kötüye giderse ilk etkilenenler bu sosyal hakları kullanan kesim olur. Onların durumunu daha kötüleştirmek gibi bir niyetim yok.

Birkaç ay önce size prostat kanseri teşhisi konuldu. Sağlık durumunuz nasıl?

Sağlığım şu anda yerinde. Sağlığıma çok dikkat ediyorum, devamlı doktor kontrolü altındayım, düzenli olarak spor yapıyorum. Rahatsızlığına yönelik operasyon kararı çok yakında verilecek.