2008 Start’ı verildi

Formula 1’de 2008 sezonu, üç aya yakın bir aranın ardından 15 Mart tarihinde Avustralya’da yapılan ilk yarışla başladı. Genel anlamda geçen senenin rekabetine paralel bir seyir izleyeceği düşünülen 2008’de; yeni düzenlemeler, yeni takım ve pilotlar ve yeni yarışlarla beraber bir kovalamaca son bulacak

Spor
27 Mart 2008 Perşembe

İzzet ANCEL

2007 sezonunda yarışların tamamını kazanan ve hatta podyumların neredeyse tamamına sahip olan Ferrari ve McLaren takımları test sürüşleri sırasında bu sene de bu geleneği pek bozmayacaklarını gösterdiler. Hatta ilk iki yarışın ardından bu görüntü biraz daha somutlaştı.

Elbette bu sene BMW veya Williams hatta Alonso’suna kavuşan Renault gibi takımlardan sürprizler beklense de senenin genelinde çekişme bu iki takım arasında olacağa benziyor. Elbette tek takım hegemonyaları ile geçen bazı sezonların ardından geçen sene Formula 1 takipçileri için tam olarak masal gibi geçti denebilirdi. Eğer bu sene de mücadele iki takım arasında kalmasına rağmen aynı heyecan yaşanacaksa hiçbir yarış severin bu durumdan şikayetçi olacağını düşünmüyorum.

2008 sezonda en belirgin farklılıklar olarak göze çarpan elbette mücadeleye yeni dahil olan takım ve pilotlar. Motor ve şasi ortaklığı değişikliklerini göz ardı edersek, bu sene piste çıkan tek yeni takım olarak Force India takımı görülüyor.

Pilotlar tarafında ise GP2 sahnesinden yakından tanıdığımız Nelson Piquet Jr.’ın dışında Sebastien Bourdais, Timo Glock, ve Kazuki Nakajima’yı bu sene pistlerde göreceğiz. Fakat bu değişikliklerin dışında açıkçası en ilginç olanı kurallarda yapılan bir farklılıklar.

FIA bu sene Elektronik Çekiş Kontrol Sistemi’nin artık kullanılmayacağını açıkladı. Kabaca açıklamak gerekirse pilotlar artık virajların ardından vites yükseltirken, gaza yüklenemeyecekler, zira geçen sene pilotlar gaza tam olarak basmalarına rağmen gaz ayarını araçların kendileri yapıyordu. Bu da oldukça basit bir anlatımla, pilotajın bu sene daha fazla ön plana çıkacağı anlamına geliyor. Hatta birçok kişi ilk yarışta sadece 7 pilotun finish görebilmesini bu durumla bağdaştırıyor.

Kısa olarak ilk iki yarıştan bahsetmek gerekirse; Avustralya Grand Prix’i sanki sezona başında ilgi çekmek istercesine pilotların teker teker kazalar, pilot hataları ve motor problemleri nedeni ile yarış dışı kalması ile başladı. Toplanda yedi pilotun bitirdiği ve bunlardan birinin daha sonra diskalifiye edildiği yarışı geçen sezonun şanssız/tecrübesiz pilotu Lewis Hamilton kazandı.

İkinci ve üçüncü sıralarda ise sanki testlerdeki başarılarını sezona taşıyacaklarını göstermek istercesine BMW’den Nick Heidfeld ve Williams’tan Nico Rosberg vardı. Felipe Massa, Coulthard’la yaşadığı kazanın ardından bir de mekanik arıza yaşayınca yarış dışında kaldı.

Kimi Raikkonen  ise, bitimine beşten az turu kalmasına rağmen aracının onu yarı yolda bırakması yüzünden yarış dışı kaldı. Fakat yarışın onda dokuzunu tamamladığı üzere klasmana girebildi ve tek puanı aldı.

McLaren’ın yeni pilotu Heikki Kovalainen beşinci sırada kendisine yer bulurken, Renault takımında iki sene şampiyonluk yaşamış pilot Alonso seneye dördüncülükle başladı.

Sezonun ikinci yarışında ise, Malezya’da ilkinin aksine daha sakin bir görünüm hakimdi. Yarışa ilk sırada başlayan Massa ilk pit stopların ardında yerini ikinci sırada başlayan takım arkadaşına verdi ve bunun ardından Kimi sorunsuz bir sürüş çıkararak yarışı birinci tamamladı.

Massa ise pilotaj hatası nedeni ile pist dışında çıkıp çakıllara saplandı. İkinciliği BMW takımından üstün bir performans sergileyen Kubica elde ederken, McLaren pilotu Kovalainen üçüncü olarak kariyerinin ilk podyum zaferine imza attı.

McLaren takımının diğer pilotu Hamilton, ceza alarak başladığı ve ilk pit stopunda uzun süre kaybettiği için yarışı beşinci sırada bitirdi. Alonso ise hayal kırıklığı yaratarak sekizinci sırada kaldı.

Sezonun bir sonraki yarışı yaklaşık 10 gün sonra Bahreyn’de koşulacak. Heyecanın ve rekabetin daha yüksek dozda olması elbette hepimizin tek dileği.