Boğaziçi’ne Sığınanlar

Almanya’dan Türkiye’ye iltica eden ünlü fizikçi Fritz Neumark, ülkesinin savaştan önce çöküşe giden tırmanışını, Nazi rejiminin ilk etkilerini ve Almanya’dan diğer ülkelere başlayan beyin göçünün savaşla beraber zorunlu bir iltica haline gelişini “Boğaziçi’ne Sığınanlar”da gözler önüne seriyor

-
13 Şubat 2008 Çarşamba

Eski adı Dârülfünun olan İstanbul Üniversitesi, Malche tarafından yapılan ve genç Türk hükümetince onaylanan bir dizi reformla yenilendi. Atatürk bu dönemde batılılaşma çalışmaları çerçevesinde birçok (özellikle Yahudi asıllı) Alman bilim adamını Türkiye’ye davet etmişti. Aralarında önemli isimlerin de bulunduğu bu kişiler, dillerini hiç bilmedikleri, savaş yaralarını yeni yeni sarmaya başlamış bu ülkede, pek çok güçlükle karşılaştılar. Türkiye kendini yenileme adına birtakım devrimler gerçekleştirirken, Almanya’da da nazizm hızla yayılmaktaydı. Bulundukları mevkileri borçlu oldukları profesörlere hiçbir minnet duygusu hissetmeyen birçok Alman bilim adamı, nazizmin etkisine kapılarak, yüksek okul ve üniversitelerdeki safkan arî olmayan profesörlerin hayatını her geçen gün daha da zorlaştırıp, Almanya’dan göçü zorunlu hale getiriyordu.

Neumark “Boğaziçi’ne Sığınanlar” adlı kitabında, Türk insanının anlayışlı, kibar ve içten davranışları karşısında bu ülkede yabancı muamelesi görmediklerini açıkça dile getiriyor. Öğrenciler ve profesörler arasında kurulan bağın dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kalpten ve uzun ömürlü olmadığını, bunun büyük bir saygı çerçevesinde gerçekleştiğini belirtiyor.

II. Dünya Savaşı’nın başladığı yıllarda Türkiye bir tarafta müttefikler, diğer yanda Nazi Almanya’sı arasında zor durumda kalmış ve sadece tarafsızlık değil, silahlı bir tarafsızlık gütmüştür. Savaş, Türkiye’de çalışan Alman ve diğer yabancı uyruklu kişilerin işten atılmalarına ve hatta ülkeden sürülmelerine neden olmuştur. Savaşın Türkiye’ye en büyük etkisi, var olan ekonomik sorunları daha da arttırmasıdır. Neumark, Türkiye’nin içine girdiği bu mali zorlukları I. Dünya Savaşı sonrası Almanya’sına benzetmiştir. Türkiye’nin bu zorlu süreci ‘varlık vergisi’ olarak adlandırılan ve her kesime adaletli olarak uygulanmayan bir sistemle çözmeye çalışmasını da doğru bulmadığını belirtmiştir.

Neumark, Türkiye’deki eğitimli üst sınıfı derinden etkileyen mültecilerin savaşın sona erişiyle birlikte vatanlarına ya da diğer ülkelere başlayan göçünü anlatırken, bugünün Türkiye’si ile dünün Türkiye’sini kıyaslamıştır. Atatürk’ün yapmış olduğu reformların Türkiye’nin ilerlemesini ve batılılaşmasını sağladığını belirtmiştir. Türkiye’deki son politik gelişmelerin diğer Avrupa ülkelerinin çoğunda olduğu gibi kutuplaşmanın sonucu olduğunu dile getiren Neumark, Türkiye’de yaşadığı günlerden ve Türk insanından büyük bir sevgiyle bahsetmiştir. Burada gördüğü dostluğun ve kendisine verilen değerin yarattığı olumlu hislerle Türkiye’ye iltica eden birçok bilim adamının da sözcüsü olmuştur.

1930 yılında doğan Prof. Fritz Neumark, Frankfurt Üniversitesi’nde ekonomi profesörlüğü yaptı ve Hitler’in iktidara gelmesiyle Türkiye’ye gitmek zorunda kaldı. İstanbul Üniversitesi’nde önce “İktisat Enstitüsünü” kurdu. Daha sonra, 1937 yılında enstitüyü İktisat Fakültesi’ne dönüştürdü. Savaşın ardından Almanya’ya geri dönerek Frankfurt Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etti.

 

Boğaziçi’ne Sığınanlar

Fritz Neumark

Neden Yayınları

263 sf.

Kitabı; www.gozlemkitap.com

adresinden veya Gözlem Kitaplığı’ndan temin edebilirsiniz.