İliya Gülerşen Kumaşçılık 50 yaşında

Toplum
6 Şubat 2008 Çarşamba

1958 yılından beri perakende kumaşçılık yapan İliya Gülerşen sektördeki 50 senesini geride bıraktı. Beyoğlu’nda modern görünümlü, özenle yenilenmiş iki katlı mağzasında ünlü markaların saf ipek, kuzu yünü, yün kaşmir ve kaşmir ceketlik ile klasik İngiliz tarzı elbiselik lüks kumaşlar satan Gülerşen giyimine özen gösterenlerin uğrak yeri. “Kumaşçılık konfeksiyona yenik düştü deniliyor. Ama kumaşçılık da, ben de daha ölmedim“ sözleriyle işine olan bağlılığını bir kez daha dile getiren İliya Gülerşen 1932 yılında Şişhane’de dünyaya geldi. Ilkokuldan sonra çeşitli işlerde çalışmanın yanı sıra boş zamanlarında balık pazarında balıkçılık yapan babasına yardım etti.

Gülerşen, dönemin ünlü esnaflarından Acımanların yanında on yıl çalıştı ve bu zaman içerisinde kumaş ve terzilerle tanıştı. Askerlik sonrası 1958’de kendi mağzasını açarak kaliteli mal satma prensibinden asla ödün vermedi. 2003 yılında ipek kravat ve gömlek markası Roditi’yi yarattı. 50 yıldır dükkanının yerini değiştirmeyen ancak 1997 senesinde üç kat olarak yeniden tasarlayan İliya Gülerşen “Kendimi bu mağazada mutlu hissediyorum“ diyerek kumaşçılığa duyduğu büyük sevgisini gözler önüne seriyor.

Hürriyet Gazetesi’nin 1 Şubat Cuma sayısında özel bir söyleşi yaptığı Gülerşen müşteriyle iletişimini, profesyonelce çalışmanın ve kurduğu sıcak ilişkilerin geri dönüşümünü  şöyle anlatıyor. “İstiklal Caddesi’nde işler değişti. Vakko da, Beymen de İstiklal’den kaçtı. Araç girmeyince ünlü müşteriler o kalabalık caddede yürümek istemedi. Yaşam şartları da değişti. Artık kimsenin zamanı fazla değil. Ben bundan çok etkilenmedim. Çünkü bize gelmeyen müşteriye biz gidelim sistemini kurdum. Tecrübeli personelimiz, tüm koleksiyonun kartelalarını alarak, mağazamıza gelemeyen müşterilerin evine veya ofisine tanıtmaya gidiyor. Benim çok zengin olmak gibi bir derdim yok. Müşterilerim arasında ünlüler çoktur. Istanbul’un krem tabakasının ikinci adresiyim. Aynı aileden dört neslin kumaşlarını ben verdim.“

Gülerşen; Cüneyt Arkın ve Ediz Hun müşterileri arasındayken aldığı jönlük teklifini ticaret dışında başka bir iş bilmediği için nasıl kabul etmediğini de söyleşi esnasında sözlerine ekliyor.