Annapolis’de, barış sürecinin ilerlemesi konusunda anlaşan İsrail ve FÖY ilk başarısız görüşmelerden sonra temel konuları görüşmek için yeniden bir araya geldi. Fazla dikkat çekmeden haftada bir sessiz sedasız sürdürülen görüşmeler ile iki taraf Annapolis yol haritasını uygulamaya çalışacak
Pazartesi günü İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ve Filistin Özerk Yönetimi eski başbakanı Ahmet Kurey bir araya gelerek İsrail ve Filistin arasındaki anlaşmazlığa temel olan ana konuları tartışmaya başladılar.
Annapolis Konferansı sonrasında 2008 yılının sonuna kadar sonuç alma amacı ile iki tarafın kurduğu müzakere heyetlerine başkanlık yapan ikili sabah saat 11:00’da Kudüs Oteli’nde buluştu. Buluşma ve içeriği medyaya fazla duyurulmadı.
Livni bu durumun iki tarafın müzakerelerinin daha kolay ilerlemesi için alınan bir karar olduğunu bildirdi. Livni bu görüşü , “Daha önceki tecrübelerimiz kameralarını önünde yapılan müzakerelerin iki tarafın aşırı uçlarda görüşler sunmasına, lafların çevrilmesine, beklentilerin artmasına, hayal kırıklığını ve sonunda şiddete yol açtığını gösterdi. Eğer dramatik gazete manşetleri ile sonuç almak arasında bir seçim yapmam gerekirse sonuç almayı tercih ederim” şeklinde özetledi.
İkilinin bu görüşmeden önce de medyaya yansıtılmayan gizli görüşmeleri olduğu ve bu görüşmelerde olumlu ilerlemeler kaydedildiği bildirildi.
Taraflar bu görüşmelerde müzakerelerin üç ayrı seviyede sürdürülmesine karar verdiler. Orta seviyede Livni ve Kurey’in başkanlık ettiği özel komiteler şu ana kadar iki tarafın üzerinde anlaşamadığı Kudüs’ün statüsü, Batı Şeria’daki İsrail yerleşimleri, Filistinli mülteciler, sınırların belirlenmesi, güvenlik ve su kaynaklarının paylaşımı gibi temel konularda müzakere yapacak. Livni ve Kurey haftada bir buluşacak.
Bu meselelerin uygulanmasına yönelik ve diğer sorunlar (güvenliğin uygulaması, uygulamalarda tarafların yükümlülükleri, silahsızlandırma, uluslararası güçlerin konuşlandırılması ve hava sahasının bölünmesi gibi) ise alt komiteler tarafından görüşülecek.
Müzakerelerin en üst sevi seviyesinde ise İsrail Başbakanı ve FÖY Başkanı Mahmud Abbas iki haftada bir buluşarak hem süreci gözlemleyecek hem de iki komitenin anlaşamadığı ve ilerleme sağlayamadığı konularda çözüm sağlamaya çalışacak.
Bütün bu olumlu gelişmelere karşın toplantıdan önceki gün İsrail Hükümeti’nin küçük ortağı İsrail Evimiz (Yisrael Beitenu) Partisi Başkanı Avigdor Lieberman barış görüşmelerine karşı muhalefetini sürdürdü. Özellikle Batı Şeria’daki yerleşimlerin kaldırılması başta olmak üzere İsrail’in ana mevzularda taviz vermesine karşı olan Lieberman bu konuda görüşmeler başlatılırsa partisinin koalisyondan ayrılacağını bildirdi. Lieberman benzer bir tehdidi Annapolis Konferansı öncesinde de dile getirmişti.
Olmert: Statükoyu sürdürmek istemek maceraperestliktir
Olmert ise Pazar ve Pazartesi verdiği demeçlerde bu yaklaşımı eleştirdi. Olmert, muhaliflerim şu andaki statükoyu korumak istediklerini fakat şu andaki durumu korumanın tehlikeli ve maceraperest bir tutum olduğunu, bugünkü FÖY yönetimi ile anlaşamazlar ise gelecekte İsrail’in bir Hamas hükümeti ile dünya kamuoyunun İsrail’in güvenliği konusunda fazla hassas olmayacağı bir ortamda müzakere etmek zorunda kalabileceğini belirtti. Olmert, ana konulara değinmeye müzakereleri sürdürerek ciddi bir barış sürecinde ilerlediklerini söyleyemeyeceklerini, müzakerelerin en temel konular inmesinin şart olduğunu da söyledi.
Olmert ilerleyen günlerde Lieberman ile buluşarak onu ikna etmeye çalışacak.
Peres: Müzakereler bir an için bile durmamalı
İsrail Cumhurbaşkanı Peres de Pazar günü yaptığı konuşmada Olmert ile benzer bir noktaya parmak bastı. Peres ikili müzakerelerin sonuçlandırılması için bir sene gibi çok kısa bir zaman olduğunu, iki tarafın müzakere etmeye hazır olana kadar beklemeye zamanın olmadığını söyledi. Peres, Annapolis Konferansı’nda karar verildiği üzere 2008’in sonunda bir ilerleme karar verilmesi durumunda önemli bir yılın kayıp olacağını belirtti.
Peres aynı zamanda 2009’da ABD’de yönetimin değişeceği konusunda uyarı yaptı. Peres ABD’nin liderliği ve arabuluculuğunun bugünkü barış sürecinde çok önemli olduğunu belirtti. Peres bu barış sürecinde, Oslo Süreci’nin aksine, ABD’nin varlığı nedeni dünyanın İsrail’e baskı yapamadığını ve barış isteğinden şüphe duymadığını söyledi.
Peres gelecek sene içerisinde İsrail ve FÖY’ de seçimlerin olabileceğini hatırlattı. Bu sebeple bir sene gibi kısa bir sürede iki tarafın anlaşabilmesi amacıyla, bir an için bile olsa görüşmelerin durdurulmamasının şart olduğunu belirtti.