İzmir Ticaret Odasi Başkan Vekili Jak Eskenazi

Gerek ticaret dünyasında, gerekse sivil toplum kuruluşlarında aldığı görevlerle tanınan Jak Eskenazi`yi yakından tanıtmak istedik. Kendisinin ayrıca İzmir`in kültürel mirası, bunların nasıl korunacağı gibi konularda da görüşlerini aldıkEster YANNİER

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
1954 İzmir doğumlu Jak Eskenazi ilkokul, orta ve lise eğitimini İzmir’de tamamladı. 1971’de girdiği İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden 1975’de mezun olduktan sonra beş yıl süreyle inşaat mühendisliği yaptı. Vatani görevi süresince de bu mesleğini sürdürdü. Ardından aile işi olan konfeksiyona başladı ve üçüncü kuşak olarak bu mesleği devam ettirdi.1985 senesinden sonra iki ortağıyla birlikte bir ihracat şirketi kurdu. Ayrıca bir grup şirketiyle beraber bu gün Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından olan bir dış ticaret sermaye şirketi var.
Jak Eskenazi ayrıca İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin de mütevelli heyeti üyesi ve idari kurulunda bulunuyor. Yüksek Teknik Üniversitesi’nin Tekno Parkı’nın yönetim kurulunda ve buraya bağlantılı şirketlerin idarelerinde görev alıyor.
Beş yıldan beri de Ege İhracatçı Birlikleri Hazır Giyim Konfeksiyon Birliği Başkanlığının yanı sıra üç senedir İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevine devam ediyor.  Evli ve bir kız çocuğu sahibi. 
Bu kadar görev üstlenmişken sosyal faaliyetlere de vakit ayırabiliyor musunuz?
 Bu kadar işin içinde sosyal faaliyetlere pek vakit ayıramıyorum. Cemaat içi çalışmalarıyla ancak eşim ilgilenebiliyor. Ancak babam İzmir Yahudi Cemaati’nin en faal üyelerindendi. 25 sene görev aldı.
İzmir Cemaat bireylerinin sivil toplum kuruluşlarında sizin gibi oldukça faal oldukları biliniyor…
İzmir Ticaret Odası’nda benden başka dört cemaat üyesi var. Ege İhracatçılar Birliği’nde ise oniki birliğin beşinin başkanı cemaatimiz üyelerinden.  İzmir Cemaati aslında kendi içindeki sosyal konularda çok aktif olamasa dahi sivil toplum örgütlerinde oldukça söz sahibi.
İstanbul Cemaati  Holokost’u genç nesillere aktarmayı hedefleyen bazı faaliyetlerin düzenlenmesinde önayak oluyor. Örneğin geçtiğimiz yıl Ankara Bilkent’te Holokost filmlerinin gösterimi yapıldı. Benzer bir faaliyet İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleştirilebilir mi?
Bu konuda İstanbul Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya’ya görüştük. İzmir Ekonomi Üniversitesi bu tür etkinliklere çok açık.  İzmir Ticaret Odası olarak da 2007’nin ilkbahar aylarında ABD’den gelen ilgililerin de hazır bulunduğu Kaşerut sertifikası için sektörü bilgilendirme paneli yaptık.
Havralar sokağında biri cemaat merkezi diğeri sinagog olan iki binanın restorasyonu söz konusu. Bu konuda görüşünüz nedir?
İzmir Ticaret Odası oradaki binaların restorasyonu ve civarın canlandırılması için iki senedir bütçesine para koyuyor. Ancak maalesef İzmir Cemaati ile İzmir Ticaret Odası arasında bu binaların kullanımı ve inşaat değeri ile ilgili bazı prosedür eksiklikleri var.  Hahambaşılık binasının bütün rölövelerini çıkardık, belediye başkanının onayını aldık, ancak Kültür Bakanlığı’na bunu yolladığımızda aslına uygun kullanım olmadığı için reddedildi. Yeniden Hahambaşılık gibi bir işlevde kullanılırsa onay vereceklerini belirttiler.  Bilindiği gibi İzmir’de böyle bir kurum olmadığı için başka bir amaçla kullanmayı düşünüyorduk. İzmir Yahudi Cemaati’nin en büyük sorunlarından biri patronaj eksikliği. Başkan Ovadya’nın da konu hakkında görüşlerini aldık. Yardım edebileceğini söyledi.
Restorasyonlar için yurtdışından bir fon bulabilmek mümkün mü?
Avrupa Birliği fonları var. İzmir Ticaret Odası olarak bu fonları takip ediyoruz.
Ege bölgesi en eski Yahudi yerleşim bölgesi olarak biliniyor. Özellikle Bergama’da bulunan tarihi eserler ülke turizmine katkısı olacak şekilde Turizm Bakanlığı’nın desteği ile elden geçirilerek değerlendirilebilir mi?
Bu gün bulunabilen en eski Yahudi ibadethanelerinin Sard’da olduğu biliniyor. 2000- 2500 senelik. Sard Yahudilerin ilk yerleştikleri bölge.
Diğer yerlerdeki tarihi eserlerde ise yine aynı sorun karşımıza çıkıyor; mülkiyet tespiti yok.  İzmir Hahambaşılığı zamanında resmi bir kurum olmadığı için bu tür konularda bazı sorunlar yaşıyoruz. Sinagoglar şahısların üzerlerine kaldı. Kayıtlarda sadece sinagog olarak gözüküyor, sahibi yok. Bunlar sadece İzmir Cemaati’nin yapacağı işler değil. Türkiye Hahambaşılığı’nın bu konuda bazı çalışmalar yapması gerekiyor.
İzmir’in Yahudi mirasının korunması hakkında ne düşünüyorsunuz?
İzmir Cemaati’ndeki arkadaşlarımızın çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. İzmir tarihinde çok büyük bir cemaat iken günümüzde sayıca çok azaldı. Ve bu mirası korumak da oldukça güç. Tarihte 50 bin  kişinin yaşadığı bir şehirde bırakılan mirası 1,500 - 1.600 kişinin kendi imkanlarıyla koruyabilmesi kolay değil. bu eserlerin korunabilmesi için maddiyattan çok ilgilenecek kişilere  ihtiyaç var; İzmir Hahambaşılığı, İzmir Musevi Cemaati kimliğine ihtiyaç var. Şu anda maalesef bu kimlik de yok. İstanbul Cemaati’nin yapabileceği en büyük yardım resmi kimliğe kavuşabilmesi için İzmir’e yardım etmesidir diye düşünüyorum. Daha sonra bizler de, sivil toplum örgütleri bireyleri olarak üstümüze düşen görevleri yerine getirebiliriz.
İzmir Cemaati kan kaybediyor. İzmir Yahudi Cemaati’nin yarınını nasıl görüyorsunuz? Bir  sonraki nesil sizler gibi sivil toplum örgütlerinde görev alacak mı?
Bu gün metropoller dünyanın her yerinde cazibe merkezi. Gençler istediklerini ancak oralarda bulabiliyorlar. Belirli bir yaştan sonra doğdukları yerlere dönüşleri gerçekleşebiliyor. Ancak Türkiye’de bu metropollere akışlar yeni. O nesil bir doyuma ulaştıktan sonra kendi yerlerine dönecektir. Tabii bu benim varsayımım… Dönmezlerse bile İzmir’de 100 kişi kalsa dahi bu mirasın korunması gerekiyor.
Cemaat bireylerimiz gelecekte de sivil toplum kuruluşlarına katkıda bulunmalı, hatta  siyasal partilerden bile aday olmalı. Bizlerin de TBMM’de temsil edilebilmemiz lazım. Bugün İran’da dahi  mecliste Yahudi milletvekili var.