Yahudi Dünyasindan

Nelly BAROKASTire`deki Yahudi varlığının son temsilcisiBir zamanlar geniş bir Yahudi nüfusuna sahip Tire`nin günümüzdeki tek Yahudi`si Sami Günel Beja sağlık sorunları nedeniyle yaşam mücadelesi veriyor. Kendisini ziyaret eden Dr. Davi Habif, Tire`nin son Yahudi`sini anlatıyor

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Tire’de yaşayan son Yahudi olan Sami Günel (Beja) ağır hasta. Bir ay öncesine kadar iyi durumda iken bugün prostat büyümesine bağlı sağlık sorunlarıyla boğuşmakta. İleri yaşta evlendiği eşi Füruzan Hanım kendisine büyük bir özveriyle adeta bir çiçek gibi bakıyor. Akrabalarından yardım ve destek göremeyişiyle ilgili şikâyetlerini bile ılımlı bir üslupla ve dolaylı olarak ifade ediyor.
Çevresinde “Eczacı Sami” olarak bilinen ve çok sevilen Sami Beja (doğumu 1922) peynircilik yapan Hayim Bey’le ev hanımı Bohora Hanım’ın iki oğlundan biri. Ağbisi Nesim Beja İsrail’de yaşıyor, yakın zamana kadar fırsat buldukça Türkiye’ye, Tire’ye geliyormuş. Ağbi- kardeş sürekli telefonla görüşüyorlar ve bayramlarda birbirlerine kart yolluyorlar.
Uzun süre eczacı kalfalığı yaptığı için Yahudi doktor olarak bilinirmiş. Aynı muayenehaneyi paylaştığım KBB uzmanı, Tire kökenli arkadaşım Dr. Hürriyet Derebaşı çocukluğunda Yahudi Doktor’un yapma ilaçlarıyla büyüdüğünü bizzat bana söyledi.
Süt ve süt ürünleri pazarlayarak baba mesleğini de icra eden eczacı- doktorumuz tartıya çok dikkat eden bir insan olarak biliniyor. Tire’nin eşrafından Ayhan Gülcüoğlu, Sami Bey’in, alışverişte, gramına ve kuruşuna kadar hassasiyet ve dürüstlük gösterdiğini aktarıyor. Tabir yerindeyse bir Osmanlı Beyefendisi portresi çiziyor. Yardımsever, çalışkan, çevresinde sevilen, efendi ve dürüst bir insan portresi.
Bir Tire aşığı olarak ben Sami Bey’i ziyaret ederek kendisine geçmiş olsun dileklerini ilettim. Tire’nin geçmişteki Yahudi kültürel varlığıyla ilgili sorularımızı hastalığı nedeniyle anımsayamayan ve cevaplayamayan Sami Bey bizi Türk Yahudi tarihiyle ilgili önemli bilgilerden yoksun bıraktı. Kendisine acil şifalar diliyoruz.

İranlı Yahudi liderlerden tepki
İran Yahudi Cemaati lideri, geçtiğimiz hafta 40 İran Yahudi’sinin İsrail’e göç etmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad yönetimindeki İran’da Yahudilerin tehlikede olmadığını ileri sürdü.
Geçtiğimiz hafta salı günü 40 İranlı Yahudi’nin adı açıklanmayan üçüncü bir ülkenin yardımı ile İsrail’e göç ettiği haberi dünya basınında yer aldı.
Tahran Yahudi Cemaati Başkanı Ciamak Morsathegh hemen ertesi günü bir açıklama yaparak göçmenlerin İranlı olamayacağını, zaten televizyon ekranlarına yansıyan görüntülerde göçmenlerin yüzlerinin gizlendiğini söyledi. Oysa İsrail, göçmenlerin İran’daki yakınlarını zor duruma düşürmemek amacıyla yüzlerinin gizlenmesinin uygun görüldüğünü belirtti.  Morsathegh, İran’a ve İran’ın Yahudi Cemaati’ne ilişkin yanlış bilgilendirme kampanyası yürütüldüğünü ileri sürmekte. Morsathegh ile İran Parlamentosu Hukuk Komisyonu’nun tek Yahudi üyesi olan Morris Motamed’in imzalarını taşıyan bildiride, İran Yahudilerinin hiçbir zaman organize bir göç hareketinin içinde yer almadıkları belirtildi.
Günümüzde İran 25 bin kişi ile Ortadoğu’nun en kalabalık Yahudi nüfusuna sahip ülkesi. Ciamak Morsathegh, Tahran’da yirmi sinagog, sekiz kasap, beş okul, dört gençlik derneği ve iki lokanta bulunduğunu söylüyor. “Biz İran’daki en eski cemaatlerden biriyiz. Dinimizi serbestçe uyguluyoruz. Antisemitizm, Batı’nın uydurması… Bizler hiçbir zaman İran’da tehlikede olmadık” diyen Morsathegh, Holokost’u inkar eden Ahmedinecad’la aynı fikirde olmadıklarını ancak cumhurbaşkanın bu söyleminin İran Yahudi Cemaati açısından bir tehlike oluşturmadığını söyledi.
Uluslararası bir Yahudi-  Hıristiyan ortak kuruluşunun İran’dan göç edecek her Yahudi’ye 10 bin Dolar yardımda bulunacağını açıklamasına tepkisini Morsathegh şöyle dile getirdi: “Biz Yahudiler İranlı kimliğimizle gurur duyuyoruz. Hiçbir maddi kaynak bizi ülkemizi terk etmeye cesaretlendiremez. Bizim vatandaşlığımız satılık değildir.”

ABD ve Kanada’dan yılın son göçü
İranlı göçmenlerin ardından, ABD ve Kanada’dan 191 kişi bu hafta İsrail’e göç etti

Nefesh be Nefesh kuruluşunun girişimi ile 27 Aralık Perşembe günü ABD ve Kanada’dan 191 kişi New York’tan kalkan bir uçakla Ben Gurion Havaalanı’na indi.
Çoğunluğu gençlerden oluşan göçmenlerin arasında, Zürih Balesi’nden bir sanatçı, ayrıca Berta Lovinger adında 96 yaşında bir kadın bulunuyor. Berta Lovinger’in Holokost Kurtulanı olan kızı ve damadı geçtiğimiz yaz İsrail’e göç etmişlerdi.
Nefesh be Nefesh kuruluşu 2007 yılı içinde üç bin kişinin İsrail’e göçünde yardımcı oldu. Kurulduğu 2002 yılından günümüze Nefesh be Nefesh, on üç bin kişinin göçünü sağladı.
Kuruluşun Başkan Yardımcısı ve İsrail’in eski ABD Büyükelçisi Danny Ayalon; “Gerçekte, güçlü bir maddi kaynağa sahip olsaydık, daha fazla kişinin göç etmesini sağlayabilirdik” dedi.

Yuschenko Ailesi onurlandırılacak mı?
Ukrayna Cumhurbaşkanı, ailesinin Holokost yıllarında Yahudileri kurtardığına ilişkin belgeleri incelenmek üzere Yad Vaşem Müzesi’ne sundu

Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuschenko, savaş yıllarında ailesinin Yahudileri kurtarmak için verdiği mücadeleye ait arşiv belgelerini Yad Vaşem Holokost Müzesi’ne teslim etti.
Viktor Yuschenko bu arşiv belgelerini geçtiğimiz hafta Kiev’de bulunan Yad Vaşem Müdürü Avner Shalev’e verdi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Yuschenko yaklaşık bir ay kadar önce Yad Vaşem’i ziyaret etmişti. Shalev cumhurbaşkanına, arşiv belgelerini “Uluslararası Dürüst” araştırma komisyonuna teslim edeceği güvencesini verdi. İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudileri kurtaran ve “Uluslararası Dürüst” onuruna aday olan kişiler hakkında sunulan belgeler Holokost Kurtulanları, araştırmacılar ve tarihçilerden oluşan bağımsız bir komisyon tarafından değerlendirmeye tabi tutuluyor. İki saat kadar süren Yuschenko- Shalev görüşmesinde tarihi araştırmalar konusunda işbirliği kararı da alındı.

Almanya Koşer bira üretiyor
Almanya’da bazı bira fabrikaları Yahudiler için Koşer bira ve Müslümanlar için alkolsüz bira üretimine başladılar
Beck’s ve Loewenbrau’nun üretimine başladığı ve “Simcha” adını taşıyan Koşer bira şişelerinin üzerinde Davud Yıldızı yer alıyor.  İbranice “Simcha” neşe anlamına geliyor. Rav Yitshak Ehrenberg denetimini yaptığı üretim hakkında biranın Yahudi kurallarına göre hazırlandığını ancak Pesah’ta kullanımının yasak olduğunu belirtti. Koşer sertifikalı biraların, normal biralardan % 80 daha pahalı fiyata satışa çıkarıldı. Üretimin ilk 100 bin litresi Almanya’nın farklı Yahudi Cemaatleri’ne satılırken, Viyana, Belçika ve İngiltere’den de talep geldi.
Ayrıca Bavarya bölgesinde Müslümanlar için alkolsüz bira üretimine başlandı. Geçen yıl kurulan Grand Malt şirketi tarafından üretilen alkolsüz biranın Ortadoğu ülkelerine pazarlanması hedefleniyor.


Nazilerin yıktığı sinagog yeniden açıldı
1938 yılında Almanya’nın Bochum kentinde Naziler tarafından yıkılan sinagogun yerine yenisi inşa edildi

Bochum kentinde yeniden inşa edilen sinagogun açılışı geçtiğimiz hafta gerçekleşti. Açılış nedeniyle düzenlenen törende konuşan Almanya Yahudi Konseyi Başkanı Charlotte Knobloch, “Bugün burada Nazilere karşı adaletin zaferini kutluyoruz” dedi. 400 kişi kapasiteli sinagogun inşası 7 milyon Euro’ya mal oldu. Knobloch; “Bu sinagog, Almanya’da Yahudi yaşamını yok etmek isteyen Hitler’in bu konuda başarısız olduğunun kanıtıdır” şeklinde konuştu. Nazi dönemi öncesinde Bochum kentinde yaşayan bin Yahudi’nin sadece 33’ü hayatta kalabildi. Ancak 1990’dan sonra Sovyetler’den gelen Yahudi göçü ile nüfus yeniden bin kişiye ulaştı. Savaş sonrasında Almanya genelinde birkaç bin kişiye inen Yahudi nüfusu günümüzde 120 bine ulaştı.
Son dönemlerde Almanya’da yıkılmış sinagogların yerine yenileri inşa edilerek, açılış törenleri düzenlendi; ağustos ayında Berlin’de, geçtiğimiz yıl da Münih’te yeni sinagoglar hizmete girmişti.