Brezilya`da Yahudilik tehlikede mi?

Brezilya Yahudileri, 16. yüzyılda şeker üretimi ve ithalatı yapmaya başladıklarından beri ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Günümüzde ise ticaretin çeşitli dallarında başarılı olan Yahudilerin yanı sıra Brezilya`da Yahudi bakanlar, yazarlar, sporcular, akademisyenler, belediye görevlileri ve bir vali bile bulunuyor. 17. yüz

Dünya
9 Ocak 2008 Çarşamba

Yahudilerin Brezilya’ya yerleşmesi 1497 yılında Portekiz Engizisyonu’ndan kaçmalarıyla başladı.  Engizisyon’dan kurtulmak için din değiştirip Hıristiyan olan Yahudiler, conversos veya yeni Hıristiyanlar adıyla anılıyorlardı.  Gizlice Yahudiliğin gereklerini yerine getiren yeni Hıristiyanlar, şeker kamışı üretimi ve ticaretini geliştirerek, 16. yüzyıldan itibaren Brezilya ekonomisine büyük katkı sağlamaya başladılar.
Hollandalıların 1624 yılında Brezilya’nın Kuzeybatı kesimini ele geçirmesinin ardından getirdikleri inanç özgürlüğüyle, Yahudiler dinlerini serbestçe yaşamaya başladı.  Amerika kıtasındaki ilk sinagog olan Kahar Zur, 1636 yılında Yahudi cemaatinin ibadet edebilmesi için Recife’de kuruldu.  Dini özgürlüklerine kavuşan Yahudiler, Portekizce ve Felemenkçe bilme avantajlarından sayesinde 17. yüzyılda şeker ticaretinde ustalaştılar. 
1654 yılında Brezilya’da Hollandalılar ve Portekizliler arasında çıkan savaş, Hollandalıları etkisiz kıldı ve Portekizlilerin Yahudilere olan zulmü, o yıl sayıları 50.000’e varan Yahudilerin çoğunluğunun Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etmesine sebep oldu.  Brezilya’da kalan Yahudilerin çoğu öldürülürken, bir kısmı din değiştirdi ve gizlice Yahudi dinine bağlı kalmaya devam etti.  Portekiz zulmünden kaçan gizli Yahudiler, Kripto Yahudileri adıyla bilinir. 
Brezilya’da Yahudiliğin büyük bir sembolü olan Amerika kıtasının ilk sinagogu olan Kahal Zur ise, 1655’de kapatıldı ve 2002 yılına kadar kapalı kaldı.  347 sene sonra kullanıma açılan sinagogda, günümüzde dini törenler de yapılıyor. 

Bağımsızlık ve dini özgürlük…
1822 yılında Brezilya, Portekiz sömürgesi olmaktan kurtulup, bağımsızlığını ilan edince Faslı Yahudiler ülkeye göç etmeye başladı ve elli yılın ardından Kuzey Brezilya’da bir sinagog inşa edildi.  Porta do Ceu adını taşıyan bu sinagogun anlamı ‘Cennetin Kapısı’ idi.  1880’lerde Brezilya’daki Siyonist hareket önderliğinde Rusları pogromlardan kurtarmak için Brezilya’ya geniş çaplı bir Yahudi göçü planlandıysa da, o sıralarda uygulanan katı kanunlar bu göçleri engelledi. 

Brezilya’da Yahudiliğin
en yaygın olduğu yıllar: 1960’lar

Brezilya’ya göç dalgaları, 1920’lerde 30.000 Batı Avrupalı Yahudinin göçüyle başladı.  1930’larda çeşitli yerlerden gelen 17.500 Yahudiyle Brezilya’nın Yahudi cemaati daha da zenginleşti.  1938 ile 1945 yılları arasında, Yidiş dilindeki gazetelerin ve Yahudi kurumların kapatılması gibi antisemit tavırlara maruz kalan Brezilyalı Yahudiler, 1945’de demokratik anayasanın yürürlüğe girmesi ile gelişmelerini tekrar devam ettirmeye başladılar. 
1950’lerin sonlarına doğru Kuzey Afrikalı 3.500 Yahudi Brezilya’ya göç etti.  Kuzey Afrika göçünün ardından bu yıllarda Suriye, Mısır ve çeşitli Arap ülkelerinden göçler devam ederek Brezilya’daki Sefarad toplumun temellerini oluşturdular. 
1960’lı yıllar ise Brezilyalı Yahudilerin ülkelerinde parlamaya başladığı yıllar olarak görülebilir;  1966’da çeşitli partileri temsil eden altı Yahudi bakan parlamentoya seçildi.  Aynı yıl zarfında, Yahudiler belediye meclislerinde ve yasama organlarında da önemli görevlere getirildiler.  Günümüzde 100.000 olan resmi Yahudi nüfusu, 1960’lı yılların kayıtlarında 140.000’i buluyordu. 
1970 ve 1980’li yıllarda Brezilya’ya Şili, Uruguay ve Arjantin gibi Güney Amerika ülkelerinden göçler oldu.  Günümüzde dış göçlere pek rastlanmamakla birlikte, Santo Andre, Campinas, Sorocaba gibi Yahudi cemaati az sayıda olan şehirlerden, en büyük Yahudi topluluğuna sahip ve Brezilya’nın ticari açıdan en verimli şehri olan São Paulo’ya iç göçe sıkça rastlanıyor. 

Antisemitzm , asmilasyon ve ekonomik kriz…
Bugün Brezilya’da Yahudi nüfusun en kalabalık olduğu şehir São Paolo.  75.000 Yahudiye ev sahipliği yapan São Paolo şehri, resmi kayıtlarda 100.000 olarak geçen fakat gayri resmi kayıtlarda 150.000 civarı olduğu tahmin edilen ülke Yahudi nüfusun yarısını oluşturuyor.  São Paolo şehrinde yer alan Congragacio Israelita Paulista, Amerika kıtasının en büyük Aşkenaz sinagogu olarak biliniyor.  Her Cuma 600- 700 kişinin dualara kutaldığı bu sinagoga giden 2000 kişi bulunuyor.  São Paolo’nun en ünlü Sefarad sinagogları ise; Ohel Yaakov ve Beit Yaakov.   Brezilya’da Yahudi nüfusun yaşadığı diğer şehirler arasında Rio de Janeiro, Rio Grande do Sul, Paraná ve Minas Gerais bulunuyor.
Geniş toplumla entegre bir yaşam süren ve ticaret, tarım, politika, spor, eğitim gibi alanlarda yıldızları parlayan Brezilyalı Yahudilerde nüfus azalmasının nedenleri arasında ülkede yıllardır süregelen sosyo- ekonomik kriz,  antisemitizm, asimilasyon ve dinler arası evlilik oranının %50’yi aşması gibi sorunlar yer alıyor.  Cemaatin azalmasına sebep olan en önemli problemlerden biri ise; gençliğin Yahudi dinine olan ilgisizliği ve din ile gelenekleri uygulamaması.  Gençleri çekmek için açılan üniversite grupları, gençlik organizasyonu ve gençlere hitap eden cemaat merkezleri, günümüzde istenilen kadar genci bir araya getiremiyor.  Din ve geleneklere olan ilgisizlik, asimilasyon ve buna bağlı olarak, dinler arası evliliklerle sonuçlanıyor. 
Yahudilerin geniş toplumla iç içe bir hayat sürmesi, sosyal hizmetler açısından Brezilyalılara büyük katkı sağlıyor; Brezilyalı Yahudiler tarafından kurulan fiziksel engellilere yardım kuruluşu olan Comunidade Shalom ve fiziksel engelli çocuklar için kurulan Centro İsraelita de Assistencia ao Menor, %95 i Yahudi olmayan kişilere yardım elini uzatıyor.  Yahudilerin din gözetmeksizin kurduğu yardım kuruluşları arasında çocuk yuvaları gibi eğitim kurumları da bulunuyor. 
Brezilya Yahudileri, 1994’de Arjantin’de Buenos Aires yakınlarındaki Yahudi cemaatinin toplandığı ana binanın bombalanmasından beri, diken üstünde yaşıyor.  Brezilyalı Yahudiler, Güney ve Latin Amerika’daki Yahudiler kadar büyük antisemit tehlikelere maruz kalmasa da, kamuoyundan uzakta meydana gelen antisemit tehditler, propaganda, taciz ve vandalizm olayları Brezilyalı Yahudilerin de yaşamının bir parçası haline geldi. 
Deutsche Welle’nin 6 Ekim 2007’de yayınladığı habere göre;  “Faşizmin el kitabı” olarak tanımlanan ve Hitler’in ideolojisini anlatan Kavgam (Mein Kampf) kitabı Brezilya’da yok satıyor.  Birçok ülkede basımı ve satışı yasaklanan kitabın Brezilya’da çok satanlar arasında yer alması, ırkçılık ve nazizmin bu ülkede canlı olduğunu üzücü bir şekilde gözler önüne seriyor. 
Elli yılı aşan Yahudi göçlerinin ardından zenginleşen Brezilya Yahudi kültürü, değişik inançlar, gelenekler gibi çeşitli farklılıkları da beraberinde getirdi.  Günümüzde Brezilyalı Sefarad ve Aşkenaz Yahudiler iç içe yaşasa da, Ortodoks, reformist ve konservatif Yahudiler arasındaki farklar, onları ayrı küçük cemaatler içinde olmaya itiyor.   Cemaat liderleri sosyo- ekonomik krizlerle başa çıkmak, Yahudi okullarını ve kuruluşlarını kalkındırmak, Yahudi kültürünü tanıtan organizasyonlar oluşturmak ve Yahudilere Brezilya’da iyi bir yaşam sağlamak  için çalışmaya devam ediyor. 
1951 yılında kurulan, yardım dernekleri, okullar, gençlik kurumları gibi 200 Yahudi kurumu ve 12 şehri temsil eden The Confederacao İsraelita do Brazil de (CONIB),  Brezilya Yahudilerini bir araya getirmeyi hedefleyen ana kurum olma görevini sürdürüyor.