Yahudi Dünyasindan

60 yıl önce Filistin topraklarına ulaşmaya çalışan Exodus gemisi ve yolcularını anımsatmak üzere Larnaka’dan Hayfa’ya simgesel bir deniz yolculuğu düzenlendi. Bu yolculuğa 300 Fransız Yahudisi katıldı. 12 saatlik yolculuk sonrasında gemi İsrail karasularına girdiğinde, deniz kuvvetleri Exodus anısına bir karşılama yaptı.
1947 yılının Temmuz ayında çoğunluğu Holokost kurtulanı olan 4.515 yolcusu ile Marsilya yakınlarından yola çıkan Exodus gemisinin Filistin’e girmesi İngilizler tarafından yasaklanmıştı. İngiltere’nin bir kolonisi olan Kıbrıs’a sürülen göçmenler ancak devletin kurulduğu 1948’de İsrail’e dönebildiler.
Larnaka’dan Hayfa’ya bu simgesel yolculuğa katılanlar arasında; Yahudi yardımseverler, 30 yeni göçmen, 10 Holokost kurtulanı ve yasadışı göçmen gemilerinde bulunmuş tayfalar vardı. Yasadışı göçlerde bulunmuş gönüllüler bu yolculuk sırasında geçmişteki anılarını yolcularla paylaştılar.

Nazi belgeleme merkezi halka açıldı
Tüm Avrupa’da 17.5 milyon Nazi kurbanının kaderine ışık tutan Bad Arolsen Nazi arşivleri halka açıldı
Almanya’nın spa kenti Bad Arolsen’de bulunan Nazi arşivlerinin kapıları, 60 yıldır sadece kurbanların ailelerine açılıyordu. Bu merkezde Naziler tarafından tutulmuş 47 milyon belge toplam 27 km uzunluğundaki raflarda yer alıyor.
Bad Arolsen arşivleri, araştırmacıların ve özellikle ABD’li akademisyenlerin baskısı sonucunda halka açıldı. Uluslararası İzleme Servisi, artık tarihçilerin Holokost döneminde Nazi kurbanları hakkında daha ayrıntılı bilgilere sahip olabilecekleri açıklamasını yaptı. Arşiv Müdürü Reto Meistern, merkezdeki belgeler sayesinde tarihçilerin, esirlerin başkaldırıları, temerküz kamplarındaki yaşam ve zoraki işçilerin sağlıkları konusunda geniş bilgiler edinebileceğini belirtiyor. Merkezde, 300 kişinin Mauthausen kampında 1942’nin 20 Nisan günü öldürüldüğü gibi Naziler tarafından tutulmuş belgeler de bulunuyor. Belgede o tarihin Adolf Hitler’in doğum günü olduğu ve bu katliamın kamp komutanından Hitler’e verilmiş bir hediye niteliğini taşıdığı yazısı yer almakta.
Belgeler arasında yine Naziler tarafından tutulmuş, temerküz kampı esirlerinin isim listeleri bulunuyor.

Nazilerin ilk hedefi olan ‘Yahudi bir homoseksüelin’ yaşamı beyaz perdede
Almanya’da bir film yapım şirketi İsrailli yönetmen Eytan Fox ile Berlin’de homoseksüel bir Yahudi genç olarak hayatta kalmayı başarmış Gad Beck’in yaşamını filme çekmek üzere anlaştı.
İsrailli yönetmen Eytan Fox ile hayat arkadaşı Gal Uchovsky, Nazi Almanya’sında hayatta kalma mücadelesi veren Gad Beck adlı homoseksüel Yahudi gencin hatıralarından yola çıkarak Almanya’da yeni film çekecekler. 2008’in sonlarına doğru çekimine başlanacak filimde Alman, Amerikan ve İsrailli oyuncular rol alacak.
Fox ile Uchovsky daha önce tüm dünyada başarı olan ‘Walk on Water’ adlı film Holokost sonrası ikinci ve üçüncü nesil Alman ve Yahudileri konu ediniyordu.
Gad Beck’in yaşamını filme çekecek Alman prodüksiyon şirketi X- Filme Creative Pool, ‘Run Lola Run’, ‘Goodbye Lenin’ adlı filmlerin yapımcılığını yapmıştı. Prodüksiyon şirketinin öyküyü çok beğendiğini belirten Eytan Fox, filme çekilecek kitabın Holokost hakkında yazılmış en büyüleyici eser olduğunu söyledi.
Hayatı filme çekilecek olan Gad Beck, 1923’te Berlin’de Yahudi bir babanın ve Yahudiliğe geçmiş Hıristiyan bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Gad Beck kentteki Halutz grubuna katıldı.
Savaşın sonuna doğru 20 yaşındaki Gad, elinde İsviçre sahte pasaportları, Berlin’de gizlenmeye çalışan 50 gencin sorumluluğunu üstlenmişti.
Savaş sonrasında kentte kalan Gad Beck, hayatta kalabilen Yahudilerin Filistin topraklarına göçleri hazırlıklarında yardımcı oldu. 1947’de sevgilisi ile Filistin’e göç ettiyse de 1979’da Berlin’e geri döndü.
Yönetmen Eytan Fox; “Gad Beck, Naziler tarafından öldürüleceklerin ilk namzetleri arasında yer almasına rağmen hayatta kalma mücadelesi verdi. Homoseksüeldi, Yahudi’ydi ama dünyada yapmak istediği çok şeyler vardı. Onun mücadelesi benim hayatımla da yakından ilgili. Çünkü toplum tarafından dışlanmasına rağmen onun pes etmemesini, hayatta kalmanın yollarını arama çabalarını anlıyorum” dedi.