Washington Ortadoğu Politikasi Enstitüsü raporu

İsrail Güvenlik Konseyi`nin eski başkan yardımcılarından Chuck Freilich`in hazırladığı rapora göre; İsrail ve ABD`nin en kısa zamanda bir araya gelerek İran`ın nükleer programını, İran`ın nükleer tesislerini vurmanın yollarını ve bunun olası sonuçlarını tartışmaları gerekiyor

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Geçen hafta sonu Washington Ortadoğu Politikası Enstitüsü tarafından, İsrail ve ABD’nin İran politikası hakkında İsrail Güvenlik Konseyi’nin eski başkan yardımcısı Chuck Freilich imzalı bir rapor yayımlandı.
Freilich’e göre, ABD ve İsrail’in İran hakkındaki şu andaki bilgi alışverişi; istihbarat paylaşımı, diplomatik manevraların koordinasyonu ve sofistike silahların İsrail’e verilmesini kapsıyor.  Ayrıca İran’ın yarattığı tehlikenin boyutu da ABD ve İsrail’de farklı olarak algılanıyor. İsrail’in görüşüne göre İran’ın nükleer programı İsrail’in varlığına yönelik bir tehdit oluşturuyor, bu yüzden ne pahasına olursa olsun durdurulması gerekiyor. Öte yandan İran’ın nükleer programı ABD’yi nükleer silaha yol açacağı fikri nedeni ile rahatsız ediyor, fakat bu durum ABD’nin varlığına yönelik bir tehdit olarak görülmüyor.
Freilich’e göre durumun iki ülke tarafından farklı değerlendirilmesi diyalogu etkiliyor. ABD İran’a karşı askeri operasyon fikrine temkinli yaklaşırken, İsrail İran’ın nükleer ülke statüsünün kabul görmesi durumunda güvenliğini sağlamak için düşünülen alternatifleri endişe ile karşılıyor.
Freilich, bu diplomatik görüşme ve yaptırımlar alternatifinin bir sonuca varması ihtimalini düşük görüyor. Freilich yarı askeri bir alternatiflerden de bahsediyor. Bu alternatifler İran’a karşı denizden bir kuşatma, özel sabotaj girişimleri, İsrail ve ABD tarafından girişilecek askeri harekâtlar veya nükleer bir İran’ı kabullenme ve buna karşılık ABD’nin İsrail’in güvenliğini sağlayacağına dair güvence vermesi gibi planları kapsıyor.
Freilich, İsrail’in İran’ı caydırmak için kendi başına eyleme girmesine karşı çıkıyor. Bunun yerine ABD’nin İran’a saldırmasının tercih edileceğini belirtiyor. İsrail’in kendi başına gireceği bir harekatı ABD’nin veto edebileceğini ve bu şekilde saldırı planının kamuoyuna açılabileceğini, bu durumun İsrail tarafından tercih edilmeyeceğini bildiriyor. ABD’nin de benzer bir biçimde bir operasyon planlaması durumunda bunu İsrail’den gizli tutacağını iddia ediyor.
Freilich iki tarafın birbirine karşı çekincelerine karşın bir araya gelerek İran’a karşı yapılabilecek bir operasyonu tartışmaları gerektiğini söylüyor. Bu durumun tek taraflı girişilen bir operasyonda diğer tarafın güçlerinin arada kalması tehlikesini önleyeceğini belirtiyor. Ayrıca İran’ın yapılan herhangi bir operasyonda İsrail ve ABD’yi ortak hareket ediyor varsayacağını ve yanıtı ikisine birden vereceğini de iddia ediyor.
Freilich bu sepeple iki tarafın diyalog kurarak olası bir operasyon sonrası İran’ın verebileceği tepkileri (terörist saldırılar, Batı’ya verilen petrolün kesintiye uğratılması vb.) veya nükleer bir İran’la nasıl yaşanacağını araştırması gerekiyor.

Kaynak: Haaretz Gazetesi’nden çeviri