Barinyurt`un dernekler arasi Dayanişma Günü

20 Kasım Salı günü Matan Baseter- Barınyurt`un düzenlediği geleneksel dernekler arası Dayanışma Gününe katılan dernek, kurum, kuruluş başkan ve üyeleri bir öğle yemeği eşliğinde paylaşımda bulundular.

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Barınyurt Hanımlar Kolu Başkanı Nora Uyar tarafından karşılanan misafirler Barınyurt’un profesyonel mutfağında Catering Başkanı Ceni Franko önderliğinde hazırlanan öğle yemeği için salona davet edildiler.
Nora Uyar yaptığı konuşmada öncelikle Ağustos ayında ailesi ile geçirdiği feribot kazasına değindi. Oldukça sıkıntılı ve keyifsiz günlerinde derneklerin ve kurumların gösterdikleri destek ve yakın ilginin onları nasıl ayakta tuttuğunu belirtti. Uyar şöyle devam etti: “Bu kaza bize cemaatimizin ne kadar birlik ve beraberlik içinde olduğunu gösterdi. İnsanlar tek kanatlı meleklerdir. Ancak biz birlerine destek olarak uçabilirler. Sevgi, yardım severlik duygularımız ve güzel şeyler yapabilme çabalarımız bizi hep yükseklere uçuracaktır. Bir Danimarka atasözü “Kendi ışığı ile başkalarını aydınlatan kendi ışığından bir şey yitirmez” diyor. Yıllardır cemaatimiz erimemeye çalışan mumlarla aydınlık ve ayakta durmaya çalıştı. İçinizdeki tüm güzel duyguların bu mumlar gibi kutsal olmasını, hiç sönmemesini, cemaatimizi, kurumunuzu, derneğinizi, evinizi ve ayak bastığınız her yeri sıcak ve aydınlık tutmasını, hayallerinizi ve yapmakta olduğunuz vazifelerinizi bu ışıkla sürdürmenizi diliyorum” dedi.  Başkan Uyar yemek bitiminde mikrofonu tekrar alarak mini bir bilgi yarışması düzenledi. Matan Baseter-  Barınyurt hakkında çeşitli sorular yönelterek kurumunun herkes tarafından daha yakından tanınmasını sağladı. Sorulara doğru cevaplar veren davetlilere pansiyonerlerin kendi elleriyle hazırladıkları tahta boyama hediyelikler birer anı olarak sunuldu.
Daha sonra söz alan Kişisel Gelişim ve Farkındalık Uzmanı Suzi Kasuto suyun sihri, gizemi ve canlılığı hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Alternatif Tıp Uzmanı Japon Masuro Emoto’nun yaptığı bilimsel bir araştırmadan yola çıkarak suyun canlı olduğunu belgelerle ispatlandığını belirten Kasuto, barkovizyon eşliğinde katılımcıları bilgilendirdi. Suya dinletilen farklı tarz müziklerin, konuşmaların veya hakaretlerin sonucunda dondurularak mikroskop altında incelendiğinde değişik şekillere büründüğü gözlemleniyor. İnsan vücudunu %75’inin sudan oluştuğu düşünülünce suyun verdiği tepkilerin insan vücudunun verdiği tepkilerle benzer olduğu görülüyor. Kasuto bu bağlamda insanların hepsinde sevgi enerjisi olduğunu belirtirken onu kullanmanın önemine değindi: “Gülmeye odaklı bir yaşam yaşayın. Negatif konuşmalardan, ortamlardan, televizyon programlarından kaçının. Sürekli pozitifle beraber kalmaya gayret göstererek neşeli ortamlara odaklanın. Su insan enerjisidir. Suyu içerken bir nesne olarak değil, onu onurlandırarak için. Ayrıca gerçekten Tanrı’yı hissetmek istiyorsanız derin ve farkındalıklı nefes almayı unutmayın” sözleriyle sunumunu tamamladı.