Şalomun 60. yılı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen günde yazar ve idari kadro bir araya geldi. Avram Leyonun manevi oğlu, gazeteci yazar Moşe Grosman, Şalomun 60. yıl kutlamalarında Leyondan sonra kendisinde olan ve artık Şalom idarecilerinin sahiplenmesi gerektiğine inandığı emanetleri gönül rahatlığıyla teslim etti.
Emanetleri teslim alan Şalomun İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Koordinatörü Av. Yakup Barokas yaptığı konuşmada, Leyonun manevi değeri olan özel eşyalarının kendi adını taşıyan salonda yer almasından ötürü, Şalom ailesinin duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Barokas, ŞALOM yaşadığı sürece bu eşyaların burada korunacağı sözünü verdi.
Kendi Şalom Kimlik Kartını da teslim eden Moşe Grosman bir konuşma yaptı. Grosman konuşmasında: Şalomun Avram Leyon sonrası dönemiyle ilgili olarak bir sürü sözler söylenmekte, yazılmaktadır. Bunu bu şekilde ifade etmeyi kendime yakıştıramıyorum ama gerçek bu
Bu gazetenin Avram Leyon sonrası yaşamını sürdürebilmesinin tek etkeni benim!...
1983 yılıydı
Şalomun otuz altıncı yaşını bitirmiş otuz yedi yaşına girişini kutluyorduk ama gazetemizin kurucusu hocamız Avram Leyon hastaydı. Gazetenin yavaş yavaş bilinmeyen bir sona doğru gittiğini düşündüm.
Çok değerli yazarımız Eliya Karmonanın 1931de gazetesi El Cugetonda raşi harfleriyle yazdığı makaleyi anımsadım. Şöyle diyordu:Ben sağlığımı yitirdim. Toplumumuzun yalnızca bir gazetesi kalmıştır ki, o da bir mizah gazetesidir. Ben ölürsem, Türkiyedeki Yahudi toplumu gazetesiz kalacak. Bu çok büyük bir ayıptır. Gazetesiz bir toplum düşünülebilir mi? Zaman kaybetmeden gereği yapılmalıdır.
İşte, Karmonanın aklımda kalan bu sözleri Şalomun yaşaması gerektiğini düşündürdü bana
Şalomun Avram Leyondan sonra yaşamını sürdürmesi ancak onun isteği ile gerçekleşebilirdi. Gazeteyi satın almak isteyen çok kişi vardı. Ancak kimseye vermeyi düşünmedim. Çünkü gazetenin kurumsallaştırılmasını istiyordum.
Avram Leyonu bu işe razı etmek çok zaman aldı. Kimseyle görüşmek istemiyordu. Kimseye güven duymak istemediğinden yaptığım girişimler gerçekleşemiyordu. Son iki yılında benden başka kimsenin sözüne önem vermedi. Alıcı kurum adına askerlik arkadaşı Sayın Eli Perahyanın kendisiyle görüşmesini önerdiğimde onunla bu konuyu görüşebileceğini söyledi. Onun söyleyeceklerine güvenebilecekti.
Hiç zaman yitirmeden Sayın Perahyaya gittim ve durumu anlattım. Eli Perahya benim de çok saygı duyduğum değerli bir büyüğümüzdü. Önerimi kabul edip gazetenin devir işini hem Avram Leyon hem de alıcılarla görüştü. Sonuç sevindiriciydi. Gazete yaşayacaktı. Hemen burada Sayın Eli Perahyaya basınımıza yaptığı bu önemli katkı için teşekkür etmek istiyorum. Satış fiyatını ben saptadım. Avram Leyonu bu işe benden başka hazırlayacak kimse olmadığına göre gazetenin yaşaması için büyük çabalar göstermiş olduğunu ileri süren biri veya birilerine her fırsatta methiyeler sunmaya gerek var mıdır? Size olayı aynen anlattım. O günleri yaşayanların tümü çok şükür hayatta. Ben istemeseydim ve tabii ki Sayın Perahya bana el vermeseydi. Sizler bugün bu gazeteyi çıkaramazdınız.
Kimsenin bize teşekkür etmesini beklemiyoruz. Avram Leyonun görüşmek bile istemediği biri veya birilerinin bu olaya sahip çıkması kadar mantıksız bir şey olabilir mi? dedi.
İdari İşler Koordinatörü Moris Levi ise baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş sözünden yola çıkarak tiyatroculuk ile gazetecilik arasında bir paralellik kurdu ve baki kalan bu arşivde bir yazı imiş dedikten sonra gazetenin büyük emekler karşılığında çıkarıldığını belirtti. Emeğin sadece yazı olmayacağını, bazen de mizan olacağını söyleyen Levi, 10 yıldır lojistik destek veren Anet Paseye tüm Şalomcular adına bir anı sundu.
Yayın yönetmeni Tilda Levi, yazarları yanına davet ederek Şalomda 60. yıl kitabını hediye etmesinin ardından Barokas gazetede 10. yılını dolduran yazarları onurlandırdı. Gece, Şalomun daha uzun yıllar yayın hayatını sürdürmesi dilekleriyle son buldu