Hahambaşı Rav İsak Haleva, konuk devlet başkanına hitaben İbranice bir konuşma yaptı. Hahambaşı konuşmasında; “Tanrı’nın eseri bugünü neşeyle kutluyoruz. Bizleri yaşatıp var ederek bugüne ulaştırana şükürler olsun.
Bu kutsal yerde, size şahsım ve cemaatim adına hoşgeldiniz diye seslenirken, ‘Gelişiniz kutlu, dönüşünüz kutlu olsun. Kendisine tabi olanlara onurundan pay veren mubarek olsun.’
İnsan sevgisiyle dolu bir kişi olarak; Barışa katkılarından ötürü Nobel Ödülünü hakeden İsrail Devlet Başkanı’nın İsrail halkının birliğini olduğu kadar, komşularıyla yakınlaşmasını da etkileyecek bir güce sahip olduğunu biliyoruz.
Ve günümüzde barışın bütün dünyaya egemen olması için hep birlikte “Amen” diyelim”dedi.
Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya konuşmasında; “Türk Yahudileri 600 yılı aşkın bir süredir dünyadaki diğer cemaatlere göre daha huzurlu bir yaşam sürdürmüşlerdir. İçinde bulunduğunuz Neve Şalom, - Barış Vahası- sinagogu da varlığımızın simgelerinden biridir. Bugün, daha önce de muhtelif defalar gelmiş olduğunuz ülkemizde, sizi bu çatı altında İsrail Devlet Başkanı olarak karşılamaktan büyük bir onur ve mutluluk duymaktayız. Kohanim duasının ana teması “Şalom”, yani “Barış” dilemektir. Siz bu bilincin ülkenizde ve bütün dünyada, halklar ve devlet yöneticilerince kavranabilmesi için yıllarca emek sarfetmiş bir büyüğümüzsünüz. Barışın gerçekleşmesinin, savaşın başlatılmasından çok daha zor olduğu dünyamızda, “Şimon Peres” isminin hepimizde barış çabalarını çağrıştırması bir tesadüf değildir. Sizin şahsen varlığınız ve gayretleriniz, barış ümitlerini artırmaktadır. Kuvvetle ümit ediyor ve kalpten dua ediyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin de katkılarıyla çabalarınız artık bölgeye barış getirsin” dedi.
İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres; “Türkiye’nin oynadığı en önemli rol barışı Ortadoğu’ya yaymaktır. Bu yaklışımını çok önemsiyorum. Papa bir gün bana ‘Dinlerarası dialog bizi bir yere götürür mü?’ diye sormuştu. Üç dini biraraya getirdiği göz önüne alındığında Türkiye’nin barışın anahtarı olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda Türkiye’nin AB’ye neden henüz alınmamış olmasını bir türlü anlayamıyorum. Türkiye hem siyasi, hem de ekonomik alanda barış istiyor. Türk işadamlarının Batı Şeria’da inşa edeceği sanayi bölgesinin yanısıra, Bilkent’in kuracağı üniversite ve hastane yöre halkına iş olanakları sağlayacak” dedi.
Ermeni sorunu konusunda çelişkili fikirler bulunduğunu belirten Peres, gerçeğin anlaşılması için arşivlere bakmanın zorunlu olduğunu söyledi ve olaylara önyargılı yaklaşmamanın önemini vurguladı.
Peres konuşmasına şöyle devam etti: “Biz İsrail olarak savaşmak ve kendimizi savunmak için başka bir ülkenin askerini yardıma çağırmayız ama barış yapmak için her ülkeyi çağırabiliriz. Bugün, artık kendimizi savunmak için entellektüel açıdan gelişmeliyiz. Böylece çocuklarımıza daha iyi bir gelecek vaad edebiliriz.”
