Londra`da sinemalar Yahudi filmleri için perdelerini açti

İngiltere`de her yıl düzenlenen Yahudi Film Festivali`nin on birincisi geçtiğimiz hafta perdelerini araladı

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
11. İngiliz Yahudi Filmleri Festivali, geçtiğimiz hafta Cuma gecesi, cemaatin önde gelenleri ve bazı ünlülerin katılımıyla Londra ünlü Leicester Square’de start aldı. Toplamda 43 filmin gösteriminin yapılacağı festivalin açılışı The Band’s Visit (Bando) adlı filmin galası ile gerçekleşti.
Yahudilerle ve Yahudilikle ilgili film, belgesel ve kısa filmlerin gösteriminin yapılacağı festivalde ayrıca sayısız paneller, tartışmalar ve filmlerin yönetmenleri ile başrol oyuncuları ile gerçekleştirilecek soru- cevap oturumları yer alıyor. Festivale katılan 43 filmin, yirmi beşi festival sırasında İngiltere galasını gerçekleştirecek.
3 Kasım’da Londra’da başlayan ve 9 Kasım’a kadar sürecek olan film festivali, 2008 yılının ilk aylarında da İngiltere’nin diğer şehirlerini kapsayan bir turneye çıkacak.
Festival Yöneticisi Judy Ironside, bu seneki festivalin önceki yıllara kıyasla çok daha güzel olduğunu belirtti ve, “Seyircilerimiz de gösterimlerimizin ne kadar geniş kapsamlı olduğunu görünce bana katılacakladır. Bu yıl, dünya çapından ödül kazanmış filmler, dikkat çekici belgeseller ve çok sevilen eski klasiklerimizle çok iyi bir program hazırladık. Herkes kendine bir şeyler bulacaktır,” dedi.
Ironside, festivalde gösterilecek eserleri bulabilmek için dünyanın dört bir yanını dolaştığını ve çok başarılı eserleri bir araya getirdiklerini belirtti. Berlin ve Sundance Film Festivalleri’nde jüri tarafından beğeni toplayan Sweet Mud (Tatlı Çamur) filmi de bunlardan biri. Yazar- yönetmen Dror Şaul’un kişisel hatıralarının yansıması olan filmde, 1970’li yıllarda kibbutzlarda yaşayan gençlerin toplumun kati kuralları altında yaşadıkları bireysel çelişkiler anlatılıyor.
Festivalin açılış filmi olan Aviva My Love’da ise yönetmen Şemi Zarhin’in memleketi olan Tiberya’da çalışan sınıf bir ailenin basit, günlelik yaşamı kamera sinema ekranına aktarılıyor.
Daha önceki yıllarda olduğu gibi bu sene de kısa filmler konusunda iddialı olan festivalde bu sene öne çıkan kısa filmin adı The Nose  (Burun). Filmde, kendi yaş grubunun stereo tiplerin estetik ameliyatla mücadelesini veren genç kızın hikâyesi anlatılıyor.
Festivalin ilgi çekici diğer bir eseri de, geçtiğimiz yıl Kudüs’te düzenlenen ‘eşcinsel yürüyüşü’nün hazırlık sürecini gözler önüne seren Jerusalem is Proud to Present (Kudüs Gururla Sunar). İzleyicilerin beğenisine sunulan diğer bir film de ünlü yönetmen Eytan Fox’un yeni filmi The Bubble. Fox yeni filminde Romeo ve Julyet’in hikayesini İsrail’li bir asker ile onun kontrol noktasında tanıştığı Filistinli adamı aşkı ile yeniden canlandırıyor.
Festivaldeki birkaç film Holokost ve Holokost’un daha sonraki nesiller üzerindeki etkilerine de odaklanıyor. Encounter Point isimli filmde ise İsrail- Filistin çatışması sırasında öldürülenlerin aileleri bir araya gelerek kendi adlarına yürütüldüğü iddia edilen bu şiddetin sonra ermesi için çağrıda bulunuyorlar. Başrol oyuncuları Robi Damelin ve Ali Abu Awwad ile birlikte yapımcı Ronit Avni de özel konuk olarak filmin İngiltere galasına katılacak.