Yahudi Dünyasindan

Nelly BarokasRaul Hilberg yaşama veda ettiHolokost konusundaki araştırmalarıyla dünya çapında tanınan bilim adamı Raul Hilberg, modern Alman toplumunun bir ölüm makinesine dönüşüm sürecini incelemişti

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
Vermont Üniversitesi’nde siyasi bilimler konusunda eğitim veren Prof. Raul Hilberg geçtiğimiz günlerde yaşama veda etti. Avusturya’nın Naziler tarafından işgalinden sonra çocuk yaşta ABD’ye göç eden Raul Hilberg, 18 yaşında orduya girdi. Savaş sonrasında Columbia Üniversitesi’nde eğitim görürken ABD Savaş Belgeleme projesinde görev aldı. Böylelikle Almanların arşivlerini de inceleme olanağını buldu. Üçüncü Reich’ın nasıl işlediğini araştırdı ve doktora tezinde Nazi Almanya’sının bürokrasisine yoğunlaştı. Modern Alman toplumunun bir ölüm makinesine dönüşüm sürecini de işlediği doktora tezini 1954’te tamamladı. 1961’de yayımlanan “The Destruction of the European Jews” Holokost konusunda temel alınan bir kitap oldu.
Daha önce de Holokost’u işleyen kitaplar yayınlanmıştı fakat Hilberg’in eseri analitik ve bilimsel açıdan Holokost eğitiminde temel kitap olma niteliğini kazandı. Hilberg 1933- 1945 yıllarındaki Nazi bürokrasisini bir tarihçi değil, bir siyaset bilimci olarak inceledi.
Prof. Raul Hilberg’e göre Hitler’in gelişmelerde küçük bir rolü olmuştu, çünkü başlangıçta partiyi hangi yönde yöneteceğini kendisi dahi bilmiyordu. Antisemitizm yeni bir olgu değildi, ırkçılık ABD dahil her yerde vardı. Almanya’da farkı yaratan unsur bürokrasi olmuştu. Tüm bürokratik kademeler bir “yok etme makinesine” dönüşmüş, başlangıçtaki belirsizlik Auschwitz ile simgeleşen devasal bir öldürme projesine dönüşmüştü.
 Hilberg’in 1985’te üç cilt olarak genişleterek yayınladığı kitabı birçok lisana çevrildi. Ancak yazar, Nazi döneminde Yahudi Konseyleri’nin tavrını eleştirdiği için Yad Vaşem bu kitabı uzun yıllar yayınlamayı reddetti. Buna rağmen Yad Vaşem ve İbrani Üniversitesi’nde Holokost eğitiminde kaynak kitap olarak kullanıldı. 2004 yılında Holokost tarihçiliği konusunda bir konferans vermek üzere Yad Vaşem’e davet edildi. Konferansın büyük ilgi görmesinden sonra Yad Vaşem, çeşitli üniversite ve araştırma enstitüleri Hilberg’in kitabının İbraniceye tercüme edilip yayınlanması kararını aldı.

14.yy kalıntıları teslim edildi
İspanya’nın Yahudi Mezarlığı Tarrega’da bulunan 14.yy’dan kalma 158 iskelet, Collserola Mezarlığı’na defnedilmek üzere Barselona Yahudi Cemaati’ne teslim edildi.

İskeletler, Belediye Başkanı Joan Amezaga’nın katılımı ile Tarrega yerel müzesinde düzenlenen bir törenle Yahudi Cemaati’ne teslim edildi.
Arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkan iskeletler 158 küçük sandık içinde Barselona’ya sevk edildi. İskeletlerin topraktan çıkarılma işlemi Rav David Kolmasovitz’in denetiminde Yahudi ritüellerine uygun olarak yapıldı.
Barselona Yahudi toplumu temsilcisi Dominique Tomasov Blinder, Yahudilerin İspanya’dan kovulmalarından sonra mezarlıkların korumasız kaldığını, günümüzde kentlerin genişlemesi doğrultusunda gerçekleştirilen kazılarda Yahudi mezarlarının ortaya çıktığını söyledi.
Dominique Tomasov Blinder, “Yahudilerde bir insan dün de gömülse, 2000 yıl önce de gömülse aynı saygıyı görmelidir. Bu konuyu yetkililerle görüşüp ortaya çıkarılacak diğer mezarlıklara da aynı duyarlılığın gösterilmesini isteyeceğiz. Bu şekilde eski mezarlıkların bir envanterini tutma olanağını bulabileceğiz” dedi.


Almanya’nın en büyük sinagogu yeniden açıldı
Naziler tarafından yıkılmasından 60 yıl sonra Berlin’deki Rykestrasse Sinagogu, onarılarak yeniden kapılarını açtı.

Almanya’nın en büyük sinagogu olan Rykestrasse Sinagogu, çoğunluğu Eski Sovyetlerden göç etmiş Yahudilere ev sahipliği yapacak.
1904’de inşa edilen ve kentin en görkemli yapılarından biri olan bu sinagog, aynı zamanda bir konser salonu hizmet etmiş ve çatısı altında diğer dinlerin etkinliklerine de yer verilmişti.
Nazilerin Yahudi işyerlerini yakıp yıktıkları Kristallnacht’ta ateşe verilen Rykestrasse Sinagogu, Almanların yaşadığı evlere yakın konumda bulunduğundan, yangının yayılmasını önlemek amacıyla civar halkı tarafından söndürülmüştü.
II. Dünya Savaşı yıllarında sinagog askeri depo olarak kullanıldı. Savaş sonrasında Doğu Almanya Komünist Hükümeti, Yahudi yaşamının yeniden canlandığını kanıtlamak için sinagogu açtı. Ancak Şabat günleri “Minyan” bulmakta güçlük çekiliyordu.
Günümüzden üç yıl önce başlayan sinagog onarımının maliyeti Alman Hükümeti tarafından karşılandı.
31 Ağustos Cuma günü gerçekleşen açılış töreninde Almanya’nın belli başlı partilerinin liderleri, İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble katıldılar. Yaptığı konuşmada sinagogun yeniden yaşam bulmasını bir mucize olarak nitelendiren Rav Chaim Roswaski; “Ölümden yaşama döndük. Berlin’de yeniden varlık gösterebilmemiz Tanrı’nın bize bir lütfüdür” dedi.