Jerusalem Post: AKP`nin zaferi kutlanacak bir şey değil

Hafta başında yayınlanan bir ankete göre; Filistinlilerin yüzde altmışsekizi erken seçim seçeneğinin FÖY`deki siyasi krizi sona erdireceğine inanıyor.

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba

(Anka Haber Ajansı)

İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post, diğer uluslararası basın kuruluşlarının aksine AKP'nin 22 Temmuz seçimlerinden zaferle çıkmasının "kesinlikle kutlanacak bir şey olmadığını" yazdı. Gazete, Türkiye'de ordunun rejimi koruma konusundaki gücünün de azalmaması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.
Gazetede Küresel Uluslararası İlişkiler Merkezi Türkiye Çalışmaları editörü Barry Rubin tarafından kaleme alınan köşe yazısında, Türkiye ile ABD'nin artık müttefik olmadığı, AKP Hükümetinin İran'la, ABD'ye göre daha rahat olduğu ifade edildi. Uluslararası basının AKP için "ılımlı" nitelemesinde bulunduğuna dikkat çekilen makalede, ancak AKP'nin ciddi tehlikeleri olduğu ve yakından izlenmesi gerektiği kaydedildi.
Uluslararası basın kuruluşlarının, AKP'nin İslami kökleri olmasına karşın Türkiye'nin AB üyeliğine ve güçlü bir ekonomi oluşturmasına odaklandığına vurgu yapılan makalede, bunun AKP tarafından projelendirilen bir imaj olduğu ve bunu kabul etmek içinde ortada bazı kanıtlar bulunduğu ifade edildi.

"AKP'NİN UZUN DÖNEM AMAÇLARI RAHATSIZ EDİCİ"
Halkın yarısının AKP'ye İslami bir amaçları olmadığına ikna oldukları, ekonominin de iyi gitmesi nedeniyle oy verdiğini yazan Rubin, ancak yine de AKP'nin "iyi huylu" olduğuna dair şüpheler oluşması için kanıtlar bulunduğunu kaydetti.
Makalede, AKP'nin uzun dönem amaçlarının rahatsız edici olduğu değerlendirmesi yapıldı. Kimsenin ne olacağını bilmediği ifade edilen makalede, "Eğer dünya tehlikenin farkında değilse, ki en kötü senaryoda öyle, sorunu abartmayalım ama yok da saymayalım" denildi.
Dış politika ele alındığında, AKP'nin ABD'ye nazaran İran'la daha rahat olduğu değerlendirmesi yapılan makalede, AKP'nin Orta Doğu'da, Irak, Lübnan, Mısır ve Filistin'de radikal İslam'ın yenilmesini isteyip istemediği de sorgulandı.
Makalede, AKP'nin Türkiye'de radikal İslam'ı empoze etmek istemese de yurt dışındaki radikal İslam'a da düşman olmadığı yorumu yapıldı.

"ABD VE TÜRKİYE ARTIK MÜTTEFİK DEĞİL"
Bir zamanlar Batı yanlısı olan Türkiye'nin şimdi tarafsız olduğu değerlendirmesinde bulunulan makalede, "1946'dan bu yana süren ABD-Türk ittifakı öldü. Bu iki ülkenin düşman olduğu anlamına gelmez. Hala iyi ilişkileri var. Silahlı kuvvetleri geçmişte olduğu gibi aynı şekilde düşünüyor olabilir. Ancak iki Hükümet artık gerçekten müttefik değiller" ifadeleri yer aldı.
PKK'nın bir terör örgütü olduğu ve Türkiye'nin Güneydoğu'sunu ele geçirmek istediği belirtilen makalede, ancak asıl sorunun bu olmadığı, iki hükümetin (Türkiye ve ABD) farklı taraflarda olduğu kaydedildi.
Makalede, AKP'nin ekonomik bir krizle de karşı karşıya kalabileceği değerlendirmesi yapıldı.
AKP'nin Meclis çoğunluğu yanında Cumhurbaşkanını da seçerse çok büyük bir güce sahip olacağına dikkat çeken Rubin, AKP'nin yargıçları seçerek yasaları düzenleyebileceği, Genelkurmay Başkanını seçerek ordunun müdahale yeteneğini engelleyebileceği, bürokrasiyi yandaşlarıyla doldurarak siyaseti İslami gündeme yaklaştırabileceğini yazdı.

"ORDUNUN GARANTÖRLÜĞÜ DEVAM ETMELİ"
Makalede, son olarak AKP'nin baskı altında tutularak merkezde kalması gerektiği değerlendirmesi yapıldı. Makalede, "Bu, Ordunun Türkiye'de demokrasi için garantörlüğünü devam ettirmesi, basının yıldırılmaması, mahkemelerin bağımsız kalması demek. Bu kontrol mekanizmalarında meydana gelecek erozyon, beraberinde bir felaketi de getirebilir" denildi.