Yanar misin, yanmaz misin?

Dany Brillant`ı en az 10 yıldır büyük bir zevkle dinlerim ve hemen hemen bütün CD`lerini satın almışımdır. Frank Sinatra ve Charles Aznavour karışımı sesine, stiline hayranım. Geçen yazın başında, gazeteyi açıp da yaz konserleri programını görünce, gözlerime inanamamıştım: Dany Brillant geliyordu...Aylin YENGİN

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Riva HAYİM

Sevgili günlük..
Doktorlar basbas bağrıyor…’Aman güneşlenmeyin, akşam 5’ten sonra  çıkın’ diye… Güneş ışınları zararlı yapmayın etmeyin diye..
Ben anlamıyordum günlük.
İnsanlar yanık yanık dolaşmaya devam ediyor ya günlük ben ona yanıyordum ..
Ben beyaz peynir kıvamı… Bir yere kadar dedim kendime..
Kendimi radyosyonlu ışıkların kucağına bırakmamak için zaten zor tutuyordum..
Yaptım yapacağım günlük…
De doktorlar yapma diyordu...
Yaptım günlük... Hadi sana itiraf ediyorum….
O kadar entel dantel geziniyordum… Baktım etrafta insan yok, doktor yok… dedim ‘Riva fırsat bu fırsat’...
Hadi itiraf ediyorum… Geçtim havuzda (gönül ister müstakil olsun) güneşin altına günlük…
Yaptım günlük… Sere serpe hem de…
Tam cahil işi… Zararlı ışınlardan korunmak için krem mrem de sürmek yok… Zaten şurada iki dakika kestireceğim… Ne kremi Tanrı aşkına!
Birden tatlı bir uyku bastırdı ya günlük… Çok fena…
İş yorgunluğu mu desem… Tembellik mi… Sen boşver ayrıntıyı... Sen de her sabah 6’da kalkıp İkitelli’ye git… İşte o zaman anlarsın…
Nerde kalmıştık… Hah…. Güneş tepemde… Aldım kitabın tekini… Okuyacağımdan değil… Maksat uykumu getirecek bir şeylerle oyalanmak.
Nitekim öyle oldu… Kitabın kapağına bakarken benim gözler kapanmış…
İnan günlük 2 dakika uyudum.. 2 dakika.
Sonrasında hemen gözlerimi açtım..
Şöyle bir esnedim.. İnan kış uykusundan uyanır gibi.. Böyle gerine gerine... Bir  de bir susamışım… Bir susamışım ki… Güneşin işidir bu derken bir baktım aaa güneş etraflarda  yok…
Ya günlük… Tam ne oldu  derken bir baktım insanlar da yok.. (nerede bu insanlar, daha karpuz kesecektik?)
Ne oldu kıyamet mi koptu derken… Saate bir baktım günlük..
4 saat uyur mu ya insan güneş altında… 4 saaat!
Etrafa baktım allahtan doktor moktor yok.. En azından dedim… Ona şükür..
Dedim ki kendi kendime “Olan oldu artık… bari yandım mı?” sevgili günlük şort ve atlette uyuyakaldığımı hatırladım ya benim kafamda şimşekler çaktı… Nitekim hiç şaşırmadım, anladın değil mi başıma geleni…
Hemen üzerimdeki atlet ve şortu çıkardım… Artık çok geçti günlük… Çok geç…
Saat, kolye, atlet, şort izi hepsi vardı…
Boşver diyeceksin değil mi…. Deme bence… ertesi güne davet var ya  günlük ertesi gün hem de…!
Atlattın mı diye sor
Atlattım şükür..
Biraz fondöten… Biraz pudra…
Şimdi ne yapıyorum biliyor musun?
Beyaz peynir kıvamına dönmeyi 4 gözle bekliyorum günlük... 4 gözle…
Böyle hafif transparan olacaksın deniz anası gibi… O zaman ne atlet ne şort izi kalacak haliyle…
Hayırlısı…

Sen sen ol günlük.. Doktorları dinle…
Sakın güneşlenme emi… Sakın güneşlenme.. ya da uyuma.
Oldu mu...?
Beni boşver sen…