MAX BAER EFSANESİ

Hitler`e kafa tutan, Cindirella Man filminin kötü adamı, ABD tarihinin en ünlü boksörlerinden Max Bauer`in ilginç hayatını paylaşıyoruz bu hafta…Selim ÇİPRUT

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba
Çoğunuz  Ron Howard’ın yönettiği, başrolünü Russell Crowe’un oynadığı, James J.Braddock’un hayatının anlatıldığı “Cindirella Man” isimli filmi izlemişsinizdir. Filmin en sonunda Braddock’un karşısına çıkan, insandan çok canavar havası verilmiş dünya şampiyonu bir boksör ile olan efsanevi maçı sanırım hatırlamışsınızdır. Braddock’un karşısındaki rakibin adı Max Baer idi. Filmde kendisi o kadar kötü bir karaktere boyanmıştır ki, oğlu Max Baer Jr. bu işin peşini bırakmamış ve Cindirella Man yapımcıları aleyhine sayısız dava açmıştır. Filmde Baer, karşımızda boks ringinde adam öldüren, ruhsuz, duygusuz ve kadınlara karşı zaafı olan bir adam portresi çizmişti. Aksine Max Baer’i tanıdıkça aslında Braddock’tan çok onun efsane olduğunu göreceksiniz.
Maximilian Adalbert Baer, 11 Şubat 1909 yılında dünyaya geldi. Ailesi Almanya’dan göç etmiş Yahudi asıllı Jacob Baer ve Dora Bales idi.  Kasaplık yapan baba Baer, Max’ın kardeşleri Bernice ve Buddy doğmadan evvel aile Colorado’ya taşındı. 1921 yılında Max babasının yanında çalışmaya başladı. Ağır etleri sırtında taşıyarak herkesin dikkatini çekiyordu. Amatör olarak boksa başladı. Amatörlük yaşamında hiç yenilmedi. 1929 yılında profesyonel oldu. Ringdeki 24 dövüşün 22’sini kazandı. Bunlardan dokuz tanesi ilk raund nakavtıydı. Gün geçtikçe inanılmaz derecede güçleniyor, herkes tarafından takdir edilen ve bir o kadarda korkulan bir adam oluyordu.
25 Ağustos 1930 yılında yaşadığı kötü olayı asla unutamayacaktı. Brooklyn Dodgers takımın yıldızı Doplh Camili’nin kardeşi Frankie Campbell ondan yediği yumrular yüzünden hayatını kaybetti. Yapılan otopsi sonucunda Campbell’in kafatasının çatladığı, beyin kanamasından öldüğü ortaya çıkıyordu. Baer hakkında bir sürü suçlamalar oldu. Bu dönemde psikolojik destek aldı. Artık ringlerde ki adı ‘’Katil’’idi. Bir sene süreyle dövüşmeme cezası aldı. Boks dünyasının en kuvvetli sağ yumruğu olduğu kabul ediliyordu. Ringlere dönmek istemiyordu. Bu konuda en büyük destekçisi efsane Jack Dempsey oldu.
1932 yılında Baer, Ernie Schaaf’ı nakavt etti. Maç sonunda Schaaf hastaneye kaldırıldı. Baer hemen ardından onu ziyarete gitti. Onun başında bekledi. Schaaf iyileştikten altı ay sonra tekrar ringlere dönmüştü, fakat rakibi Primo Carnera’nın kroşesi ile hayatını kaybetti. Buna en çok üzülenlerin başında Baer geliyordu. Otopside asıl ölüm nedeni  Baer’den aldığı yumruğa bağlandı. Baer, tek kelime ile yıkılmıştı.
Oğlu Max Baer Jr, babası hakkında şunları söylüyor: “Frankie Campbell’in öldüğü gece babam sabaha kadar ağladı. Uzun bir süre kabus gördü. Aslında babam, hayatta tanışabileceğiniz en ince, en nazik ve en duygusal insanlardan biridir. Boksu spordan çok şov amaçlı yapıyordu. Schaaf’ın rahatsızlığında yanından ayrılmadı. Frankie’nin çocuklarının koleje girmesini sağlayan kişide babamdan başkası değildir.’’
Cezası bittikten sonra ringlere dönüşü oldukça sönük oldu. Yaptığı ilk altı dövüşün dördünü kaybetti. Kendini toparlaması fazla zaman almadı. 1933, hem Baer hem de dünya açısından asla unutulacak bir yıl değildi.. Dünya şampiyonu olmuş ünlü boksör Max Schmeling Amerika’ya Baer ile dövüşmeye geldi. Buna otoriteler ‘’Max’lerin Savaşı ‘’ ismini vermişlerdi. Max Schmeling Hitler’in en sevdiği sporcusuydu. Ona partisine katılması için çok baskı yapmış, ancak asla razı edememişti. En sonunda Scmeling’in Yahudi menajerini tehdit unsuru olarak kullanmış ve onun hayatına karşı Nazi partisine mecburi bir giriş yapmıştı. Kendi halkı o zaman kendisinden uzaklaşmıştı. Schmeling ringe yuhlamalarla çıktı, ardından ringe Baer geldi. Bornozunu çıkardığında şortunda ki altı köşeli yıldız oldukça dikkat çekiyordu. Kendisi Yahudiliği ile gurur duyduğundan, karşısındaki Schemling’i Hitler olarak görüyordu. O günden sonra bütün maçlarına o yıldızlı şortuyla çıktı. Namağlup şampiyon Schemling’i 10 raund sonunda nakavt ettiğinde ring tek kelime ile yıkılıyordu.
Bir zamanlar katil, cani yakıştırması yapılan Baer, Amerikan halkı için artık bir efsane olmuştu. 1935 yılında Braddock ile yaptığı maç asla unutulacak cinsten değildi. “Cindirella Man” filmine konu olmuş bir dövüştü bu. Fakat Baer için bu filmde acımasız, umursamaz, şımarık bir portre çizilmişti. Hatta filmde geçen diyalogların hiçbiri gerçekten yaşanmamıştı. Her zaman basın tarafından katil yakıştırılmasına maruz kalmıştı. Bundan dolayı her zaman vicdan azabı çekiyordu. Campbell’in eşi bile onu affetmişti. Fakat basın onu yerden yere vurmaya devam ediyordu.
Max, 1929 -  1941 arasında tam 84 dövüşe çıktı. 72 galibiyet 12 yenilgi aldı. Galibiyetlerinin büyük çoğunluğu nakavttı.14 Haziran 1934 yılında dünya şampiyonu oldu. Bunu tam bir sene Braddock maçına kadar başarı ile sürdürdü. İlk naklen boks maçında Lou Nova ile karşılaştı. Bu onun son maçıydı ve son maçını kaybederek ringlere eda etti. Hayatında sadece bir kez nakavt oldu. 1935 yılında Joe Louis’e... Boksörlüğünün dışında çeşitli filmlerde de rol aldı. Sinemayı her zaman çok severdi. Çektiği filmler çok ünlü oldu hatta bir tanesi Almanya’da yasaklandı. Buna Baer’in yorumu şu olmuştu: “Filmi ben Yahudi olduğum için değil, Schmeling’i nakavt ettiğim için yasakladılar.”
Baer iki kere evlendi, üç çocuğu oldu.  Bir sabah otel odasında tıraş olurken, geçirdiği kalp krizinde hayata gözlerini yumdu. Her ne kadar bizler bu yufka yürekli insanı “Cindirella Man” filminde bir canavar olarak tanımış olsak da, şu sözleri belki de onun karakterini bizlere daha iyi yansıtabilir: “Ring dışında hayatımda kimse ile kavga etmedim. Her gece yatmadan evvel Campbell için dua ederim, bunu son nefesimi verene kadar yapacağım. Huzur içinde yat dostum.”