IV. Gila Kohen Öykü Yarişmasi ödül töreninden…

Gözlem Yayıncılığın 1999 yılında yitirdiği Kitap Editörü Gila Kohen`in adını ve anısını yaşatmak, onun amaçları doğrultusunda yazım hayatına yeni isimler kazandırmayı hedefleyen Gila Kohen Öykü Yarışması`nın ödül töreni 7 Haziran Perşembe akşamı Ulus Amram Oditoryumu`nda gerçekleşti

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
2000 yılında ilki gerçekleştirilen Gila Kohen Öykü Yarışması artık kendi türünde saygın yarışmalar arasında yerini aldı. İki yılda bir gerçekleştirilen bu yarışma bu yıl da yurt içi ve dışından yoğun ilgi gördü. İstanbul dışında Mersin, Antakya, Ankara, Kocaeli, İzmir, Batman, Bursa, Ardahan, Kütahya, Balıkesir, Yalova kentlerimizden ve yurt dışında Meksika, İsveç, İngiltere, Almanya, İsrail, ABD’den yüz kırk dört yazar, iki yüz elli öykü ile yarışmaya katıldı. 17 ile 75 yaş arası olan katılımcılardan 22’si cemaat bireyleriydi.
Edebiyat dünyasına emek vermiş kişilerden oluşan Seçici Kurul’da bu yıl Feridun Andaç, Mario Levi, Solmaz Kamuran, Liz Behmoaras ve Stella Hazbay yer aldı.
7 Haziran Perşembe gecesi Ulus Amram Oditoryumu’nda gerçekleşen ödül töreninde Hahambaşı Rav İsak Haleva ve eşi ile Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya hazır bulundular. Etkinliğe ayrıca Gila Kohen’in ailesi, yarışmacılar ve yakınları, Şalom ailesi, sanatseverler katıldı.
Etkinlik Şalom Gazetesi çizeri İzel Rozental’in “Babama karikatürcü olduğumu söylemeyin, o beni adam oldu sanıyor” başlıklı sunumuyla başladı. İzel Rozental barkovizyon eşliğinde gerek çizimler, gerek fotoğraflar aracılığıyla yaptığı sunumda karikatürcülük yaşamının çocukluk yaşlarına dayandığını, ardından gelen okul yıllarında çizimlerinin zaman zaman hocaları ile başına iş açtığını mizahi bir dille anlattı.  Oysa o dönemde, kendisinde doğal olarak gelişen bu yeteneğin ileriki yıllarda yaşamının ciddi bir bölümünü oluşturacağını, yurt içi ve yurt dışında çalışmalara katılacağını ve Türkiye’nin tanıtımında karikatürleri aracılığı ile yer alacağını bilmiyordu. 1990 Körfez krizi sırasında Şalom’a çizmeye başlayan Rozental, bugüne dek hiç ara vermeksizin gazeteye ülke ve dünya gündemini yakından takip eden karikatürlerini göndermeye devam etti.
Şalom’un İdari Koordinatörü Moris Levi ile İdari Kurul Üyesi Riva Şalhon gecenin sunuculuğunu yaptılar. 
Konuşmasına; “Gözlem Gazetecilik olarak Sevgili Gila Kohen’in ismine yaraşır bir yarışmayı gelenekselleştirebildik” sözleri ile başlayan Moris Levi, sözlerine şöyle devam etti: “Bu yarışma ile sadece cemaatimize değil Türk öykücülüğüne karınca kararınca bir katkımızın olması hepimizi çok gururlandırıyor.
Biliyorum ve hatta eminim ki bir yerlerde ismini taşıyan bu yarışmanın cemaatimizin sınırlarını aşmasını keyifle izliyordur. Sevgili öykü yazarları dostlarımız, bu güne kadar gerçekleştirdiğimiz her dört yarışmanın da bir yerlerinde bulunmuş bir düzenleyici olarak sizlere hoş geldiniz diyorum. Aslında öykü yaratma içgüdüsü gülümsemek gibidir,  karşınızdakine gülümsediğinizde onun da size gülümsemesini teşvik edersiniz. Öykü yarattığınızda da karşınızdaki bir öyküyü anlatma ya da yaratma içgüdüsünü hisseder. Bu bakımdan öykülerin yarışması bana garip geliyor. Ama bu yarışmaların doğasında var.
Kiminiz buradan ödül alarak çıkacak kiminiz ise sadece hoş bir anıya sahip olacak. Ama hepiniz, ödül alan veya almayan öykü yazarları, bizlerle birlikte çok güzel ve yararlı bir geleneğin yaşamasına katkıda bulundunuz.”
Moris Levi’nin konuşmasını tamamlamasından sonra Riva Şalhon, Seçici Kurul üyelerine plaketlerini sunmak üzere Hahambaşı Rav İsak Haleva’yı davet etti.
Seçici Kurul Başkanı Feridun Andaç’ın geceye katılamaması üzerine yazar Mario Levi söz aldı. Mario Levi konuşmasına başlarken İzel Rozental’e sunumundan ötürü teşekkür ederek muzip gülümseyişi ile “Adam olmamak buysa, keşke kimse adam olmasaydı” dedi. Andaç’ın yerine kürsüye geldiğinde “Joker olmak buysa, ben bu akşam jokerim” diyerek sözlerine devam etti.
“Her şeye rağmen bu ülkede hala öykü yazılıp okunuyorsa bu gerçekten güzel. Diğer yandan bir jüri üyesi olarak önüme okunacak onca öykü geldiğinde, bir panik de yaşıyorum. Ya benden iyisi varsa? Sonra kendimi toparlayıp okumaya başlıyorum. Sorumluluk burada başlıyor. İki yüz elli öykü, iki yüz elli umut demek. Kazananlarla kazanmayanların arasında karar aşamasında çok büyük bir duygusal güçlük yaşadım. Ödül alamayanların umutlarını kaybetmemelerini diliyorum. Bu böyle yaşanıyor. Gila Kohen’in adını yaşatıyoruz. Kim kazandıysa kazandı, kim kaybettiyse kaybetti. Önemli olan edebiyat kazandı. Türkiye ve Türkçe de kazanacak.”
Ardından Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya kürsüye davet edildi.
Konuşmasının başında, bir kişinin adını kimliği ile idealleriyle uzun süre yaşatmanın çok zor olduğuna değinen Ovadya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sevgili Gila; Şalomcular zoru başardılar ve aradan geçen sekiz yıla rağmen, adını ve kitap sevgini dili Türkçe olan tüm insan topluluklarına duyurdular. Önceleri sadece toplumumuz çerçevesinde düzenlenmeye çalışılan Gila Kohen Öykü Yarışması, ilkin ulusal çapta, daha sonra ise Türkçe lisanında uluslar arası boyutta gerçekleşmektedir. Böylece Gila Kohen adı tüm dünyada yankı bulmaktadır. (…) Arzum ve temennim Gila Kohen’in daha nice yıllar Türk edebiyat yaşamına hizmet vererek anılmasıdır.”
Ödül törenine Gençlik Teşvik Ödülleri’nin verilmesi ile başlandı. “Bitmemiş Hüzünlü Bir Ezgi” öyküsü ile Elif Ezgi Uzmansel, “Elveda Türkiye” öyküsü ile Sindy Şulam, Mansiyon ödüllerini “İn Limbo” öyküsü ile Şebnem Vitrinel, “Burhan Cumaziye” öyküsü ile Metin Solmaz, “Niça’nın Sarayları” öyküsü ile İzel Çiprut aldı.
Üçüncülük ödülünü “Ziz” adlı öyküsü ile Ayşe Gül Sayman; “Son Nota” adlı öyküsü ikinciliğe layık görülen Elvan Okaygün Eryurt aldı. Yarışmada “Atraş ve Çocukları” öyküsü ile birincilik ödülünü alan Bedi Gümüşlü’nün, ödülünü Gila Kohen’in eşi Niso Kohen, oğlu Albi Kohen ve kızkardeşi Stella Hazbay verdi.
Albi Kohen’in “Sekiz yıl önce burada olmak mutsuz bir gündü. Bugün bu kalabalığı gördüğümde bunun çok doğru bir gün olduğunu anlıyorum. Anneme ‘nasıl anılmak isterdin?’diye sorsalardı, ‘bir kağıt ve bir kalemle’ diyeceğinden eminim” sözleri ile IV. Gila Kohen Öykü Yarışması ödül dağıtım töreni son buldu.

Kimbilir yıllar sonra dünya çapında bir başka yazarımız kendini tanıtırken, ilk öykümü Gila Kohen Öykü Yarışması sayesinde yazdım diyecek.
Ve işte o zaman hepimiz, her birimiz, kalbimiz çarparak, ben de bu öykü yarışmasının bir parçası oldum diyeceğiz.