Belirsiz bir döneme giren piyasalarda geçen haftakine benzer dalgalanmalar daha sik y

Suzi APALAÇİ DAYANYKB, Kıdemli EkonomistGeçtiğimiz hafta cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanan gelişmeler siyasi belirsizliği artırarak piyasalarda temkinli bir havanın oluşmasına neden oldu. Bu da, kur ve faizlerin ilk önce yükselmesine, daha sonra ise bir miktar gerilemesine neden oldu.

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba
Aslında, geçen hafta piyasalarda yaşanan hareketler bizim için sürpriz değildi. Doğal olarak, siyasi gelişmelerin ne olacağını tahmin etmek mümkün değildi. Ancak, gerek cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında, gerekse genel seçimler sırasında belirsizliklerin artabileceği, bunun da piyasalarda dalgalanma yaratabileceği beklentiler dahilindeydi. Öte yandan, yabancı yatırımcıların yerlilere kıyasla nispeten daha olumlu olması, yurtdışı piyasaların da olumlu olması ve gelişmekte olan ülkelere fon akımlarının güçlü olması yılın ilk dört ayında kur ve faizlerde hızlı bir düşüş olmasına neden olmuştu. Yine aynı nedenlerden dolayı geçen hafta piyasalara hakim olan olumsuz havanın sınırlı kaldığına şahit olduk. Diğer bir ifadeyle, yurtdışı havanın olumlu olması yurtiçindeki risklerin fiyatlara yansımasını bir ölçüde hafifletti.
Geçen haftanın ilk iki gününde (30 Nisan – 1 Mayıs) yaklaşık %4 değer kaybeden Türk Lirası, Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin başvurusunu kabul ederek cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunu iptal etmesinin ve AKP’nin erken seçim yapılacağını açıklamasının ardından haftanın son 3 gününde %2.3 değer kazandı. Buna paralel olarak, hafta başında yükselen faizler de daha sonra tekrar geriledi. Sonuç olarak, siyasi gerginlik başlamadan önce 1.33 YTL seviyesine kadar gerilemiş olan dolar kuru 1 Mayıs’ta 1.38 YTL’nin üzerine çıktıktan sonra haftanın son işlem gününde 1.355 seviyesine geriledi. Euro kuru ise, dalgalanmalar öncesinde bulunduğu 1.81 YTL seviyesinden en yüksek 1.885’e kadar yükseldikten sonra haftayı 1.837 seviyesinden kapadı. Aynı dönemde faizlerdeki hareketleri özetleyecek olursak, siyasi belirsizlik öncesinde %18.4 seviyesine kadar gerilemiş olan ikinci el bono ve tahvil faizleri (4 Şubat 2009 vadeli gösterge tahvil) 1 Mayıs itibariyle %19.3 seviyesine yükseldikten sonra hafta sonunda %19.1’e geriledi. Sonuç olarak, kur ve faizlerdeki net artışın oldukça sınırlı kaldığını söyleyebiliriz.
Şu an itibariyle, siyasi açıdan önümüzde birçok belirsizlik ve soru işareti var: Anayasa değişiklikleri Meclis’ten geçecek mi? Cumhurbaşkanı bu değişiklikleri onaylayacak mı, yoksa veto mu edecek? Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı’nı yeni Meclis mi seçecek, yoksa halk mı seçecek? Bundan sonraki hükümet yine tek parti hükümeti mi olacak, yoksa koalisyon hükümeti mi olacak? Bunun gibi, daha birçok soru işareti var... Yine de, piyasaların şu an itibariyle bu belirsizlikleri fiyatlara yansıtmadığını, bekle-gör tutumu içinde olduklarını ve adım adım olacakları izleyerek fiyatları bu şekilde belirlediğini görüyoruz. Bunda da, yabancı yatırımcıların panik havasında olmamasının etkili olduğunu düşünüyorum. Zira, yurtiçi piyasalarda yabancıların payının oldukça yüksek olması nedeniyle yabancı yatırımcıların hareketleri piyasaların yönünü belirlemede çok etkili oluyor.
Bu çerçevede önemli bir riske dikkat çekmek istiyorum. Önümüzdeki döneme ilişkin risklerin ve belirsizliklerin fiyatlara yansıtılmamış olması nedeniyle, bundan sonra risk algılamasındaki her artışta faizlerde ve kurlarda dalgalanmalar olabileceği göz ardı edilmemelidir. Özellikle, yabancı yatırımcılar genel seçimlerden tek parti hükümeti çıkma olasılığını ekonomi açısından en iyi olasılık olarak değerlendiriyorlar. Doğal olarak, tek parti hükümeti tek olasılık olamayacağına göre önümüzdeki dönemde yabancı yatırımcıların diğer alternatifleri de değerlendirmeleri sonucunda, farklı senaryolar gündeme gelebilecek ve farklı olasılıklar da tartışılacaktır. Bu süreçte de piyasalarda risk algılamasının değişmesine bağlı olarak dalgalanmalar olabilir.