Geçen hafta yaşadıklarımız ve haftasonu yaşanan gelişmelere bağlı olarak piyasaların bu haftaya başladığı nokta gerçekten de bu yılın finansal piyasalar açısından ne kadar büyük belirsizlikler taşıyabileceğine bir örnek oluşturuyor. Burada, dalgalanmadan kastımın sadece yukarı yönlü hareket olmadığını hatırlatmak istiyorum: dalgalanma bir aşağı, bir yukarı yönlü hareketler olarak tanımlanır. Dolayısıyla, geçen hafta faiz ve kurlardaki düşüşün ardından bu hafta yaşanan yükseliş tam bir dalgalanma örneği.
Son yaşanan gelişmelerin finansal piyasalara etkisini kısaca özetleyelim. Geçen haftaya başlarken, henüz cumhurbaşkanı adayının açıklanmamış olmasına rağmen, piyasaların oldukça olumlu olduğuna şahit olduk. Piyasaların genel beklentisi Başbakan Erdoğanın cumhurbaşkanı adayı olmayacağı yönündeydi. Bu da, hem gerilimin daha az olacağı, hem de genel seçimlerden bir kez daha tek partili hükümet sonucu çıkması olasılığını artırdığı şeklinde yorumlanarak piyasaları olumlu etkiledi. Benim şahsi görüşüm (ve benim gibi birçok ekonomistin) tek parti hükümetinin piyasalar açısından tek istikrarlı sonuç olmadığıdır, bir koalisyon hükümeti de ekonomik açıdan istikrarlı politikalar izleyebilir. Ancak, özellikle yabancı yatırımcıların büyük bir kısmı tek parti hükümetini ekonomik açıdan daha istikrarlı görüyor ve buna yönelik bir beklenti oluşması durumunda piyasalar olumlu etkileniyor. Geçen haftaki olumlu hava da bu şekilde açıklanabilir. Salı günü Abdullah Gülün cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması da, bu nedenle, özellikle yabancı yatırımcılar tarafından olumlu karşılandı. Ancak, Cuma günü yapılan ilk tur cumhurbaşkanlığı oylamasına CHPnin 367lik çoğunluğun sağlanmadığını öne sürerek itiraz etmesi ve Anayasa mahkemesine başvurması, bu durumda bu oylamanın iptal edilmesi ve erken seçimlerin gündeme gelmesi olasılığının ortaya çıkması; Cuma akşamı TSKnin internet sayfasından yaptığı açıklama piyasaların bu haftaya sert bir düşüşle başlamasına neden oldu. Pazartesi günü genel kanaat erken seçimlerin eskisine göre çok daha yüksek bir olasılık olmasıydı. Böylece, artan belirsizlik sonucunda Cuma günü %18.5 seviyesinde olan faizlerin (4 Şubat 2009 vadeli gösterge tahvil) Pazartesi günü %19.3 seviyesine yükseldiğini gördük. Öte yandan, Cuma günü 1.33 YTL seviyelerinde olan dolar kuru 1.375 YTL; 1.815 YTL seviyelerinde olan euro kuru ise 1.86 YTL düzeyine yükseldi. Önümüzdeki dönemde, piyasalardaki dalgalanmaların devam edeceğini düşünüyorum, gelecek haberlere ve seçimlere ilişkin gelişmelere bağlı olarak faiz ve kurlarda hem aşağı, hem de yukarı yönlü hareketler olabileceği göz önünde bulundurulmalı.