Dağılan Sovyet Birliğinden gelenlerin sayısındaki azalma, savaş ve İsraillilere karşı düzenlenen terörist saldırılar İsraile yapılan göçleri önemli ölçüde azaltırken tek bir ülkeden göçler artarak devam ediyor: Fransa.
Göç ve Uyum Merkezi, 2001den beri her yıl iki binden fazla Fransız Yahudisinin İsraile göç ettiğini belirtiyor. Bu sayı 1990lardaki göç miktarının iki katı ve aynı zamanda günümüzde tek bir ülkeden İsraile yapılan en yüksek göç miktarı.
Dünyada en yüksek Yahudi nüfusuna sahip ülke başta yedi milyon ile İsrail, arkasından ABD ve Fransa yer alıyor. Fransada altı yüz bin Yahudi yaşıyor, ABDde de ise bu sayı altı milyon kişi. Fakat göç rakamlarına bakınca bir sorun olduğu açıkça anlaşılıyor: Fransadan İsraile olan göç ABDnin tam on katı.
Genelde İsraile göç dini veya ideolojik sebeplerden meydana gelir. Fakat Fransadaki artışın ardında başka sebeplerin de olduğu oldukça belirgin. Son zamanlarda Yahudi okullarına, sinagoglara, mezarlıklara ve Ortodoks Yahudilere karşı yapılan ve gittikçe artan ırkçı saldırılar Fransız Yahudilerinin bu zor kararı vermesinde önemli bir etken oluşturuyor.
İsraile göç eden yirmi üç ülke Yahudileri yeni vatanlarına alışabilmeleri için önce göçmen merkezlerinde kalıyorlar. Güney Kudüste yer alan bir merkezde, yeni ülkelerine alışmak için ilk altı aylarını burada geçiren göçmenlerin üçte birini Fransızlar oluşturuyor. Göç etmelerinin arkasındaki ana sebep sorulduğunda birinci sırada antisemitizm olarak belirten tek toplulukta onlar. Merkezin Kültür Başkanı Ahuva Volk, Fransız Yahudilerinin antisemitizmi sanki havada varmış gibi tanımlamalarının üzücü olduğunu belirtti.
Strasburg kentinin Nazi askerlerinden kurtuluşunun 60. yıldönümünde dönemin Fransa Başbakanı Jean-Pierre Raffarin konuşmasında Fransada artan ırkçı suçları ve antisemitizmi özellikle vurgulamıştı. Raffarin, Strasburg kentinde bulunan Brumath Yahudi Mezarlığında bulunan 88 mezara ve Nazilere ait Gamalı haç ve SS çizilmesine değinerek Burada yapılan hata o kadar büyük ki affedilemez. Devlet ırkçılığı ve antisemitizmi özleyenler ve özendirmeye çalışanların üstüne kararlılıkla gitmektedir ve durumun ciddiyetini bilmektedir dedi.
2004 yılında İsraile göç eden iki yüz Yahudiyi karşılama töreninde bir konuşma yapan dönemin İsrail Başbakanı Ariel Şaron tüm Fransa Yahudilerini İsraile hemen göç etmeleri talebinde bulunmuştu. Fransız yetkilileri kızdıran bu çağrı aslında Fransa Yahudilerinin yaşamak zorunda kaldığı antisemit saldırıların vahimliğini de ortaya koyuyordu.
Fransa Ulusal İnsan Hakları Komitesinin raporunda yer alan sayılarla duruma bakarsak antisemitik saldırılar 2001de 32 iken 2002de 193e yükseldi. Bu rakam Fransada meydana gelen ırkçı saldırıların yarısını oluşturuyor. 2003 yılında hafif bir düşüşle 125e inen saldırılar son yıllarda ve özellikle 2006 yazındaki Lübnan savaşı sonrasında tırmanmaya başladı.
Antisemit saldırganların tümünü oluşturmasa bile önemli bir bölümünü Filistin meselesi yüzünden İsraile kızgın olan Müslümanlar oluşturuyor. Altı milyonluk sayıları ile eski Fransız Kolonisi olan Kuzey Afrika ülkelerinden Fransaya göç etmiş Araplar Fransa nüfusunun %10unu oluşturuyor. Yahudiler ise 600 bin ile toplam nüfusun sadece %1ini oluşturuyor. Fransada yaşayan Yahudilerin %70i de aynı ülkelerden geliyorlar: Fas, Tunus, Cezayir. Ortak geçmişlerine rağmen artan Arap nüfusu Fransayı bir Yahudi için yaşanılamaz hale soktu diyor Yahudi Merkezi Avrupa Komitesi Başkanı Avi Zana.
Kuzey Afrikadan Fransaya göç etmek zorunda kalan Müslüman ve Yahudiler Fransaya ilk geldiklerinde ortak bir geçmişi paylaştıklarından huzurlu bir şekilde bir arada yaşıyorlardı. Aynı dili konuşuyor, yabancı bir ülkeye alışmanın zorluklarını yaşıyor ve doğum yerlerinden getirdikleri ortak gelenek ve görenekleri koruyorlardı. Fakat yeni bir ülkede bir yabancı olmak kimlik bunalımını da beraberinde getirdi. İki tarafta kendi dininin gerekliliklerini öğrenmeye ve uygulamaya başladı. İsrail-Filistin çatışması artınca herkes dinine göre taraf tutmaya başladı. Bu duruma birde Yahudilerin Fransadaki yaşama adapte olup para kazanmaya başlaması, statülerinin artması ve Fransız mahallelerine taşınması eklenince geride kalanlar ile aralarında oluşan uçurum gittikçe büyüdü. Bir diğer sebep ise Kuzey Afrikalı Müslüman gençler kendilerini Fransız toplumundan soyutlanmış görmeleri. Geçen sene Paris banliyölerinde başlayan ve tüm Fransaya sıçrayan olaylardan bunun açık bir göstergesi. Fransızlar tarafından kabul görmüş olan Yahudilere tepkilerinin önemli bir sebebi de bundan ileri geliyor.
Fransada antisemitizm Kuzey Afrikadan gelen göç ile başladı demek büyük bir yanlış olur. Fransa tarihinde Yahudi politikası hep iki uçta yer aldı. XIX. Yüzyılın başında İmparator Napoleon Yahudilere karşı uygulanan tüm sosyal ve ekonomik sınırlamaları kaldırarak Avrupa Yahudilerini ülkesine davet etti. 1936 yılında Leon Blum Fransanın ilk Yahudi Başbakanı seçildi. Fakat Blum, II. Dünya Savaşı sırasında Vichy hükümeti tarafından on binlerce Yahudi ile birlikte yakalanıp Nazilere teslim edildi ve ölüm kamplarına yollandı.
Öte yandan Fransız antisemitizmi aynı zamanda İsrail Devletinin kurulmasına da yardımcı oldu. 1894 yılında, Yahudi olması nedeni ile casuslukla suçlanan Fransa Ordusunda görevli Alfred Dreyfusun davasını bir gazeteci olarak izleyen siyonizmin babası sayılan Theodor Herzl iki yıl sonra yayınladığı Yahudi Devletinde Yahudilerin ancak kendi ülkelerinde güvende olacağını ilk kez vurguladı.
İsrail karşıtlığının Yahudi düşmanlığına dönüştüğü Fransada Fransız Yahudileri medyayı taraflı yayın yapmak ile suçluyor. İsrailin Filistin Özerk Yönetimine karşı yaptığı saldırılar geniş yer tutarken, Fransanın içinde bir Yahudiye yapılan antisemit saldırı medyada genelde yer almıyor diyorlar.
Yapılan bir araştırmaya göre Fransa, Kanada, Avusturya ve İngiltere ile antisemitizmin 2006da yükseldiği ülkeler arasında gösteriliyor. Bu saldırıların en akılda kalanı ve ses getireni ise Haliminin öldürülmesi oldu. 21 Ocak 2006 tarihinde kaçırılıp işkence edilerek öldürülen Yahudi genç İlan Haliminin ardından birçok siyasinin de katıldığı antisemitizm karşıtı protesto yürüyüşleri düzenlendi. Ancak 26 Nisan 2007ye geldiğimizde durumun pek değişmediğini görüyoruz. Marsilyada genç bir kadın kolyesinde Davidin Yıldızı olduğu için trende saldırıya uğrayıp karnına Nazilerin işareti olan gamalı haç çizildi.
Dönüş Yasasına göre İsraile göç eden her Yahudi İsrail Devleti vatandaşlığına hak kazanır. Fransa bu kanundan en çok yararlanan ülkeler arasında. Fransız Yahudileri son yıllarda tatil yeri olarak da İsraili seçiyor. Bu seçimin altında iki neden yatıyor. İsraile yakın olmak ve İsraile göç edersem beni nasıl bir yaşam bekler? sorusunun cevabını bulmak. Fransız turistler hayat sigortası olarak düşünüp İsrailde küçük daireler de alıyorlar. Fransada durum kötüleşir ve İsraile gelmeye karar verirsem burada bir evim olsun diye düşünen Fransız Yahudileri İsraile yerleştikten sonra daha büyük evlere taşınıyorlar. Fransızlar yaşamak için daha çok Kudüs, Kuzey Tel Aviv, Ashdod ve Eilatı tercih ediyorlar.