Lyon`un örnek alinacak hikayesi

Fransa`nın gururu Lyon, geride kalan hafta sonunda peş peşe altıncı kez şampiyon olarak Avrupa`nın büyük liglerinde bu başarıya ulaşan ilk ve tek takım oldu. Lyon`un zaman içinde "süreklilik" sayesinde gelen bu başarısı her kulübe örnek olması gereken ince detaylarla bezeli!

Spor
9 Ocak 2008 Çarşamba

43051 kişilik muhteşem Stade de Gerland’ı kullanan OL, ya da daha çok bilinen adıyla Lyon 1899’da Lyon Olimpik Üniversitesi olarak kuruldu ve 1950’de tam anlamıyla bir kulüp oldu. 2000’li yıllara gelene kadar Fransa İkinci Ligi’nde bile daha çok kupa kazanan Lyon günümüzde Avrupa Futbolunun “patronları” olarak bilinen G14’lerin bir üyesi. En son başarısını, Fransa’da peş peşe altı kez şampiyonluğa ulaşarak yakalayan Lyon’un son dönemlerde başlayan önlenemez yükselişinin hikayesi!
Fransa’da 2006񮖧 sezonunda Olympique Lyon şampiyon oldu ve Avrupa’nın büyük ligleri arasında, peş peşe altı şampiyonluğa ulaşan ilk ve tek takım olmayı başardı. Bu büyük ligler arasında yer alan Fransa, İtalya, Almanya ya da İspanya ile İngiltere’de başka bir takım böylesine bir beceri bugüne kadar sergileyemedi.
Fransa’da ligin tamamlanmasına altı maç kala başarıya imza atan Lyon açtığı 17 puanlık farkla, kimsenin kendisini yakalayamayacağının garantisini verdi ve yeni bir rekor kırmayı başardı. Lyon’un yıllardır devam eden bu başarısının sırrı nerede saklı?
Letonya’dan Skonto Riga takımı, Avrupa’da peş peşe şampiyon olma rekorunu 2004’te 14. kez şampiyon olarak kırdı. Ancak Letonya Ligi ile Avrupa’nın Devleri’ni kıyaslamanın imkanı yok!
Norveç’ten Rosenborg’un da, peş peşe 13 şampiyonluğu bulunuyor ama bırakın Norveç’i İskoçya Ligi bile Avrupa’nın Dev Beşlisi’nden çok uzak bir lig ki orada da Rangers ve Celtic’in peş peşe dokuzar şampiyonluğu bulunuyor.
Tartışmasız bir şekilde Lyon'un bu başarısı diğerlerinden çok daha üstün bir başarı. Ne de olsa Lyon kendi liginde olduğu kadar Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde de her zaman adından söz ettiren ve “şampiyonluk” unvanı yakıştırılan bir ekip.
Lyon Şampiyonlar Ligi’nden üç kez çeyrek finalden elendi!

Sabır en büyük erdem
Şu anda Lyon Başkanı olan Jean-Michel Aulas takımı yaklaşık 20 yıl önce Ocak 1987’de devraldı.
O, hayallerini süsleyen Fransa Ligue 1 şampiyonluğu için tam 15 yıl bekledi.
Lyon 2. Lig’deyken kulübün başına geldiğinde bir yazılım firmasında başkanlık yapan Aulas, takımı dört  yıl içinde ikinci ligden çıkartacağını ve Avrupa Kupaları’na katacağına söz verdi.
1988’de Aulas takımın Sportif Direktörü olarak Bernard Lacombe’yi atadı. Aynı dönemde Lyon’un eski futbolcularından ve şu anda da Fransa Milli Takımı’nın çalıştırıcısı olan Raymond Domenech de Lyon’un teknik direktörü oldu.
Domenech anında takımı, birinci lige taşıdı.
Aulas'ın dört  yıl içinde geleceğini taahhüt ettiği Avrupa Kupaları’nda mücadele etme şansı da aynı zamanda geldi. Ancak Lyon’un UEFA Kupası serüveni Trabzonspor’a toplamda 8dž ile elendiklerinde son buldu.
1991񮖘’de ise Lyon küme düşmekten ancak iki puanla kurtulabildi.

Avrupa’dan bir onur listesi
Skonto Riga: 1991񮖤 (14)
Rosenborg: 1992񮖤 (13)
Celtic: 1966񮖆 (9)
Rangers: 1989񮖝 (9)
Juventus: 1931񮕟 (5)
Real Madrid: 1961񮕽 & 1986񮖖 (5)
Lyon’un kayda değer bir kupa kazanması için 10 yıl daha beklemesi gerekti ve Mayıs 2001’de Fransa Lig Kupası’nı aldı. Bu, onların 1973’te kazandıkları Fransa Kupası’ndan beri müzelerine giden ilk değerli kupa oldu.
Lig şampiyonu olmadan önceki üç yılda ise Lyon iki kez üçüncü sırada ve 2001’de de ikinci sırada kaldı.
Ancak sonraki sezon, ligin son gününde Lyon Fransa Ligue 1 şampiyonu olmayı başardı. O gün bir puanla önünde yer alan Lens’i 3ǃ yenerek tam bir final havasındaki maçı kazanıp şampiyon olmanın gurunu tattılar.
Lyon’un zaman içinde yakaladığı başarısındaki sır kesin olarak Aulas tarafından sağlanan süreklilik ve Sportif Direktör Bernard Lacombe’nin çalışmalarıyla geldi.
Ne de olsa 1980’lerden beri Lyon’u aynı isimler idare ediyor. Aules Başkan ve Lacombe da Sportif Direktör!
Lyon istenilen, arzu edilen neticeleri alamadığında da bir arada kalmayı, sonraki yıllarda gelecek başarıların da alt yapısını hazırlamayı başararak çok güzel bir örnek oluşturdu.

Çalıştırma becerisi
Lyon’un Aules yönetiminde, birçok teknik direktörü oldu.  Domenech, Fulham’ın eski Beşiktaş’ın şimdiki Fransız efsanesi Jean Tigana bu isimlerden bazıları. Ancak bu aralar Rangers’da bulunan Paul le Guen ile Jacques Santini ve şimdiki teknik direktör Gerard Houllier Lyon’a büyük başarılar kazandıran isimler olarak ön plana çıktı.
2000’de  gelen Santini, iki yıl içinde de en önemli kupayı Lyon’a kazandırdı. Santini daha sonra  Fransa Milli Takımı’nın başına geçerek Lyon’dan ayrıldı.
Le Guen, Santini’nin yerine gelen isimdi. Ama ne isim: Le Guen peş peşe gelen üç şampiyonluğun mimarı oldu.
Ancak 2005 yaz mevsiminin  başında Lyon’un başına gelen tecrübeli futbol adamı Houllier, belki de Aules’ın Lyon’u taşımak istediği bir sonraki adımın ilk ismi oldu.
Birçoklarına göre Houllier, zaman içinde Lyon’un Şampiyonlar Ligi’nde arzuladığı kupayı kazanmasını sağlayacak.
Santini ile başlayan Le Guen ile devam eden ve Houllier ile süslenen Lyon, bugün kesinlikle Avrupa’nın devleri arasında anılıyor!

Saha dışında da Lyon!
Peş peşe Fransa Ligue 1 şampiyonu olan Lyon, her seferinde Şampiyonlar Ligi’nde de başarı yakaladı. Lyon bu başarılarının yanı sıra  finansal anlamda da çok büyük bir güç haline gelmeyi başardı.
Geride kalan iki yılda Lyon önemli isimlerini kaybetti; Michael Essien ve Mali orta saha oyuncusu Mahamadou Diarra bunlardan bazıları. Ancak Lyon’un finansal gücü her zaman yükselmeye devam etti: Lyon 2006’dan beri yılda 250 milyon Dolar çeviren bir güç olurken, bu sayede de en iyi Fransız futbolcuları rahatlıkla kadrosuna kattığı gibi, yetiştirdikleriyle de para kazanmayı her zaman sürdürdü.
Diarra, Nantes’dan alınan 23 yaşındaki Jeremy Toulalan ile yer değiştirildi. Lyon’da ortaya koyduğu futbol ve gelişimle de Fransa Milli Takımı’nda Claude Makelele'nin devamı olarak anılmayı başardı.
Lyon’un bu yükselişine ayak uyduramayan Fransız devleri Paris Saint Germain, Marsilya ve Monaco’nun en büyük eksiği, Lyon’u tamamlayan “devamlılık”tan yoksun olmaları oldu.
Ne de olsa Chelsea gibi zengin kulüplere oyuncu satmayı başaran, kendi oyuncularını yetiştiren ve sürekli para kazanarak en iyi Fransız oyuncuları alan Lyon bir de “süreklilik” sağlayarak ezeli rakipleri karşısında muhteşem bir üstünlük kurmayı başardı.
“Eğer iyi bir Fransız oyuncuysanız 2000’lerden beri Lyon’dan başka bir takımda oynamak kesinlikle istemezsiniz!”

Yetenekleri de keşfediyorlar
Parası ve gücü sayesinde istediğini alabilen Lyon, aynı zamanda muhteşem bir “araştırma” ekibinin de sahibi. Lyon, Brezilya’dan birçok yeteneği ele geçirmiş olmanın keyfini, ekibi sayesinde yaşıyor.
Lyon’un Brezilya’daki yetenek “araştırma” ekibini,  90’larda takımda  oynayan ilk Brezilyalı  oyuncu Marcelo  kurdu ve geliştirildi.
Sportif Direktör Lacombe ile “tandem” çalışan Marcelo ne kadar iyi bir yetenek avcısı olduğunu da kısa sürede kanıtlamayı başardı.
Lyon’un zaman içinde yakaladığı ve devam ettirdiği başarısında, Brezilyalı defans oyuncuları Cris ve Cacapba ile orta sahanın yıldızı Juninho ve golcü Fred’in payı büyük!
Özellikle de Juninho, ne kadar önemli bir alışveriş olduğunu birçok kez kanıtladı. Üzerine düşenden çok daha fazla gol kaydeden Juninho, orta alandaki yetenekleri ve muhteşem serbest atış gol ortalamasıyla Lyon’un vazgeçilmezlerinden biri oldu.
O’nun geldiği ilk sezonda Lyon’un ilk lig şampiyonluğunu yakalamış olması da kesinlikle bir tesadüf olamaz.

Dillere destan Lyon akademisi
Lyon’un yakaladığı başarılarda, Fransa’nın en iyi futbol akademilerinden birinin sahibi olmasının da payı çok büyük.
Özellikle ilk dönemde gelen başarılarda Lyon’un kendi yetiştirdiği gençlerin payı yadsınamaz. Günümüzde Fransa’nın en iyi akademisi Lyon’un olmayabilir ama hala en azından kendilerine yetecek kadar yetenekli gençleri yetiştirebiliyorlar!
İki-üç yılda bir yeni isimleri sahneye çıkartan Lyon’da şimdi de Hatem Ben Arfa ve Karim Benzema’nın sahalara damga vurması bekleniyor.
Karim Benzema şimdiden Sylvain Wiltord ile kıyaslanmaya başladı bile!