Yahudi Dünyasindan

Nelly BarokasHolokost Kurtulanları`nın üçte biri sefalet içindeHolokost Kurtulanları`na Yardım Vakfı tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada İsrail`de halen hayatta olan 260.000 Holokost Kurtulanı`nın 80.000`nin fakirlik sınırının altında oldukları belirtildi.

Kültür
9 Ocak 2008 Çarşamba
İçinde bulundukları ekonomik sorunların dışında, Holokost Kurtulanları’nın savaş yılları süresince kötü beslenmeden ve zor yaşam koşullarından kaynaklanan sağlık sorunları bulunduğu ifade edildi. Bu ciddi sağlık sorunlarının yanı sıra diş, kulak ve göz hastalıkları tüm Holokost Kurtulanları’nda rastlanan rahatsızlıklar. Holokost Kurtulanları’nın bir kısmı sosyal hizmetlerden yoksun durumda, düş kırıklığı ve yalnızlık içinde yaşamlarını sürdürmekteler. Yaşları 76 ile 86 arasında bulunan bu kesimin %73’ü kendi kendine bakamadığından sosyal yardıma ihtiyaç duyuyor.
2006 yılında Maliye Bakanlığı’ndan 20 milyon şekellik bir fon alan Holokost Kurtulanları’na Yardım Vakfı, sadece 30.000 kişiye yardım etme olanağını buldu. Hükümetin Holokost Kurtulanları’na desteğini sağlamak üzere Knesset üyelerine baskı yapan vakfın tüm ihtiyaçlılara yardım eli uzatmak için daha büyük maddi kaynaklara gereksinimi var.  Bu kaynak sağlandığı takdirde Holokost Kurtulanları’nın bakıcı, hastane, ilaç, psikolojik tedavi, işitme gereçleri, gözlük gibi temel ihtiyaçları karşılanmış olacak.
Devlet Başkanlığı’na aday İşçi Partisi milletvekili Colette Avital, Holokost’u anma gününde Knesset’te bir konuşma yaptı. Avital; Demir Perde ülkelerinde bulundukları ve 1953’ten önce İsrail’e ulaşamadıkları için koruma kanunu altına alınmayan ve Almanya’nın ödediği tazminatlardan faydalanamayan Holokost Kurtulanları’nın çok güç koşullar altında bulunduklarını söyledi. Başbakan Ehud Olmert’e hitaben yaptığı konuşmada Colette Avital; “Zaman bizim için çok değerli. Kaybedecek zamanımız yok. Birkaç yıl içinde Holokost Kurtulanları artık bizimle olamayacaklar. Varlığımızın, bilgimizin ve yaşama tutunmamızın simgesi olan onlara bu ülke, bu ulus çok borçlu.  Onların sorunlarını çözümlemek için daha az bürokrasiye başvurarak şimdi daha yardımsever, daha insancıl bir şekilde hareket ederek borcumuzu ödemenin zamanıdır.”

Holokost’ta susturulan besteciler konserlerle anılıyor
Nazilerin Avrupa’nın ünlü bestecilerini öldürmelerinden veya sürgün etmelerinden yaklaşık 70 yıl kadar sonra, bir grup Alman sanatçı, bu müzisyenlerin eserlerini Los Angeles’te verdikleri iki konserle onurlandırdılar. Programda Almanya, Avusturya, Polonya ve Çekoslovakya gibi ülkelerden, Arnold Schoenberg, Erich Zeisl, Alexander Zemlinsky, Pavel Haas, Viktor Ullman ve Roman Polanski’nin ‘The Pianist’ filminden tanıdığımız Wladyslaw Szpilman gibi 20.yy Yahudi bestecilerinin eserleri yer aldı. Kızının çabaları ile geçtiğimiz yıl adı ve müziği Almanya’da yeniden canlandırılan Izzy (Jack) Furman’ın eserleri de Los Angeles’teki konserlerde çalındı.
Yahudi bestecilerin eserlerinin yanı sıra yaşamları ve kaderlerinin anılması yönünde ilk etkinlikler 2001 yılında Almanya’nın kuzeyindeki Schwerin kentinde başladı. Schwerin Konservatuarı yöneticisi Volker Ahmels, “Verfemte Musik” (Sessiz Müzik) adı altında uluslararası bir müzik festivali düzenledi. Beş günlük festival Avrupa’dan genç müzisyenlerin katılımları ile diğer yıllar da devam etti. Festivali ayrıcalıklı kılan, müzisyenlerin sadece repertuardaki parçaları çalmaları değil, bu eserlerin yok edilmiş sahiplerinin yaşamlarını ve acı kaderlerini öğrenmekti.
Festival kapsamında genç müzisyenlere Holokost kurtulanları ile bir araya gelme olanağı da sağlandı. Los Angeles’li Brigitte Medvin, Schwerin Lisesi öğrencilerinin babası Izzy Furman’ın yaşamı ile ilgili hazırladıkları sergiden oldukça etkilendi. Izzy Furman, ünlü bir kemancı, orkestra şefi, besteci, 1920’lerin Berlin’inin ve Avrupa’nın öncü caz sanatçılarındandı. Hitler’in iktidara geçtiği 1933 yılında yaşam koşulları iyiden iyiye bozulan Izzy Furman, aynı yıl kızı Brigitte’in dünyaya gelmesine rağmen, doğduğu Polonya’ya geri döndü. Savaş yılları boyunca, baba, anne ve küçük Brigitte birbirlerinden kopuk kaldılar.
Furman partizanlara katıldı, karısı Annemarie sahte belgelerle Varşova’da yaşamaya devam etti, kızları ise Katolik bir çocuk olarak korundu. Savaştan sonra Furman, Berlin’e ve müziğe geri döndü, Yahudi cemaatinin hayatta kalan bireylerine ve müttefik askerlere konserler verdi, besteler yaptı. 1949’da ABD’ye göç eden aile Minneapolis’e yerleşti. ABD’de Jack adını alan Izzy, bir yandan fabrika işçisi olarak çalışırken diğer yandan kendi orkestrasını kurdu. O dönemlerden kalma kartvizitinde, “Her vesile için müzik yapılır- Yahudi, Rus, Polonya, Roman müziği- her türlü folk ve dans müziği” yazısı yer almakta.
Furman, 1971’de 67 yaşında hayata veda etti. 15 Nisan’da Simon Wiesenthal Merkezi Hoşgörü Müzesi’nde Furman’ın yaşamını konu alan bir sergi açıldı ve bir konser gerçekleşti. Konser 16 Nisan’da UCLA Hillel Center’da tekrarlandı.