Seçimler piyasayi derinden etkiledi

Yakın zamanda gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçiminden dolayı piyasada aşağı ve yukarı yönlü değişimler yaşanmaya başladı. Yerli ve yabancı yatırımcılar olayların gidişatını merakla bekliyor. Geçtiğimiz hafta olduğu gibi önümüzdeki günlerde de piyasalarda ağırlıklı gündem maddesinin Cum

Ekonomi
9 Ocak 2008 Çarşamba
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklaması durumunda, bu defa ''AK Parti'nin başına kimin geleceğine'' ilişkin yeni bir süreç başlayacak ve piyasalar genel seçimlere odaklanmaya başlayacak. Bu durumda da borsada yine aşağı ve yukarı yönlü hareketlerin yaşanması bekleniyor. Kafalarda oluşan bu soru işaretleri ancak genel seçimlerin erken bir tarihe çekilmesiyle cevaplanabilir. Uzmanlar Türkiye’de yaşanan bu karışıklara rağmen dünya piyasasında olumlu seyirler gerçekleştiğini belirtiyor ve onların vereceği bu pozitif sinyaller bizim piyasamızı da etkileyeceğini düşünüyor. Bu arada sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen Cumhuriyet Mitingi'ne ilişkin gelişmeler, ABD'de başta ÜFE olmak üzere açıklanacak ekonomik veriler ve TCMB Para Politikası Kurulu toplantısının haftanın yakından takip edilecek gündem maddeleri arasında olacak gibi gözüküyor. Bu toplantılarda konuşulanların piyasayı etkilemesi bekleniyor.

Borsa beklenenlerin tersini gösterdi
Yaşanan bu dönemde borsa cephesinde beklentilerin aksine yaşanan yükseliş hareketi, geçen haftaki "rekor serisi"ne kıyasla bu hafta yavaşlasa da, 46 bin direncinin aşılması ile olumlu grafiğini sürdürdü. Döviz ve faizdeki hareketlerin sınırlı kalmasına karşın borsadaki iyimserlik piyasaya para girişlerinin sürmesi ile açıklanırken, gelecek hafta Cumhurbaşkanlığı adaylarının belirlemesinden önceki son dönemeç olması sebebiyle, daha yatay ve satış ağırlıklı bir piyasa beklentisi ön plana çıkıyor. İMKB 100 endeksi, geçen cuma günkü 45 bin 845 puanlık kapanışına göre haftayı yüzde 0.43'lük değer artışıyla tamamladı. Geçen haftayı yüzde 5 primle geçen endeks, ocak ayı başından beri ise yüzde 18 değer kazandı. Bu hafta içinde döviz tarafında yükseliş yönlü hareketler yaşansa da, bunlar sınırlı kaldı. Cuma kapanışlarına göre dolar haftalık bazda yüzde 0.29, euro ise yüzde 1.36 yükseldi.

Adayların açıklanması bekleniyor
Borsa tarafında geçen hafta karışık bir seyir izlendiğine işaret eden uzmanlar, önümüzdeki günlerde kâr realizasyonu olabileceğini düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı adaylarının açıklanmasına 1 hafta kaldığı için, piyasa bu haftayı bekleyerek ve büyük ihtimalle satışa geçerek geçirecektir. Buna karşın herkesin kafasında bir aday belirlemesinden ve buna göre pozisyon aldığından ötürü "geçen isimler üzerinden bir alım-satım yaşanmayacağı" görüşünün etkisini göstereceği bekleniyor. Borsada çalışan yetkililer gelecek hafta endeksin 45.000 - 46.000 aralığında kalmasını beklediklerini, asıl olarak 44.500 puana kadar bir geri çekilmenin de yaşanabileceğini tahmin ediyor. Aynı zamanda döviz ve faiz cephesinde önümüzdeki haftaya ilişkin önemli bir hareket beklentisinin olmadığını da dile getiriyorlar. Onlara göre dolar 1.40 YTL’den daha fazla yükselemez.

Türk iş adamları bu karışık durumdan memnun değil
Yalnız Merkez Bankası’nın uyguladığı bu yüksek faizler iş adamlarını rahatsız etmeye başladı. "Merkez Bankası'nın görevi ülke sermayesini korumaktır. Ama bu konuda çok hovarda, bonkör davranıyor. Merkez Bankası'nın faizleri indirmesi için zaman geldi de geçiyor bile" diyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, beş yıl önce 40ᇆ milyon dolar etmeyen arsaların şimdi 800 milyon dolarlara satıldığına dikkat çekti. Türkiye’ye gelen sermayenin çok kaliteli olduğunu düşünen tekstilci iş adamı sözlerine “
“İhalelerde masanın etrafında 8ᆞ milyar dolarlar dönüyor. Ama buna rağmen yüksek faiz vermek Merkez'in kolayına gidiyor. Merkez Türkiye'ye orta ve uzun vadede güvenle bakan sağlam yatırımcıların gelmesini sağlamalı” diyerek devam ediyor. Satıcı seçimleri bahane ederek istikrar tüccarlığı yapmayı onaylamadığını belirterek Cumhurbaşkanlığı ya da genel seçimler piyasayı çok fazla ilgilendirmediğini düşündüğünü söyledi. Ayrıca da Merkez Bankası'nın Türkiye için doğru politikalar uygulamadığını ileri sürdü ve  bankanın piyasa ekonomisini bir takım örtülü operasyonlarla tıkadığını bunun da ilerde ülkeye büyük maliyet çıkaracağını savundu.

Yabancı yatırımcılar işin ciddiyetini farkında değil
Türk iş adamlarına nazaran yabancı yatırımcılar, Temmuz 2006'dan beri, cumhurbaşkanlığı seçimi, İran, Irak gibi belirsizlikler sanki yokmuş gibi davrandılar ve YTL cinsinden varlıklarını artırdılar. Ödemeler dengesi rakamları, ülkeye giren yabancı yatırımı, varlıkların fiyat değişiminden ayrıştırarak veriyor. Söz konusu rakamlara göre yabancı yatırımcının bono ve tahvil alımları temmuz ayından ocak sonuna kadar 12.3 milyar doları buldu. Bu rakam, mayıs ve haziran çalkantıları sırasında yabancıların elden çıkardıkları bono ve tahvil miktarının üç katı olduğu belirtiliyor. Hisse senedi tarafında ise Denizbank ve Finansbank'ın yeni sahiplerinin hisse senedi sahiplerine yaptıkları çağrıya uyarak hisse senedini satanlar nedeniyle yine temmuz ayından ocak sonuna kadar toplam 250 milyon dolar çıkış oldu. Aslında çağrı nedeniyle ülkeden net para çıkışı olmadı, bir yabancının sattığını, bir başka yabancı aldı ve hisse senedi yatırımından çıkan para kadar, doğrudan yatırımlara para girişi oldu.
 
Seçim sonuçları merakla bekleniyor
Yabancıların bono piyasasına yatırımları, şubat sonunda zirveye çıktıktan sonra, mart ayında bir miktar geriledi. Hisse senedi piyasasında ise yabancı yatırımlar son bir iki haftadır tekrar artmaya başladı. Diğer taraftan, Temmuz 2006'dan bu yana kendisini kötüye hazırlayan yerli yatırımcılar mart sonu itibariyle dolar cinsinden mevduatlarını yüzde 32, euro cinsinden yatırımlarını ise yüzde 19.5 oranında artırmış durumda. Bu kadar döviz alımı nedeniyle gerçek kişilerin YTL mevduatları reel olarak çok az artarken taşıdıkları bono miktarı da gerilemiş oldu. Bu tabloya bakınca, cumhurbaşkanlığı seçimi virajını düzgün bir şekilde geçemezsek, yabancı yatırımcılar, belki kendi dedikleri gibi geçici bir süre, belki de hiç bekledikleri kadar uzun bir süre zarar görmeye başlayacaklar. Çıkmak isteyen yabancılara döviz satmak için hazırda bekleyen yerli yatırımcılar ise yükselmeye başlayan kurun çok hızlı hızına engel olabilecek gibi gözüküyor. Böylece, yerli yatırımcı, son yedi sekiz aydır yabancı para stoklamanın faydasını görmüş olacak. Bu süreçte de piyasa harekerleri iki konuya odaklanacak: Birincisi, enflasyon rakamları; ikincisi, milletvekili seçim sonuçlarına ilişkin anket sonuçları. Dış piyasa koşullar ise her zamanki önemini sürdürecek. Ama eğer beklediklerimizin tam tersi olursa. Türkiye olarak bu engebeli sürece fazla zarar görmeden atlatabilirsek, o zaman yerli yatırımcı, elindeki dolarlarla bir başka fırsat kollayacak.