Basindan > Kendi değerlerini kötüleyen bir toplumuz

Jerome Socolovsky, JTA.orgMadrid (JTA). 94 yaşında ve zorlukla görebilmesine rağmen Angela Pipano, Selanik`teki çocukluk anılarını berraklıkla hatırlıyor.

Perspektif
9 Ocak 2008 Çarşamba

M. Ali Birand, Hürriyet, 31 Mart 2007
(…)
Orhan Pamuk’un Nobel’i kazanmasının tadını tadamadığımızı defalarca yazdım. Hala tadamadığımız gibi, birde kötü muamele ediyoruz.
İnanamıyorum.
Üstelik, bir de buna milliyetçilik etiketi iliştiriliyor.
Bunun neresi milliyetçiliktir, anlayabilmiş değilim.
Böyle milliyetçilik mi olurmuş?
Pamuk sayesinde Türkiye’nin adı kültür dünyasında daha fazla duyuluyor. Türkiyemiz şimdiye kadar kültür ile yanyana getirilmezdi. İlk defa Pamuk sayesinde Türkiye bambaşka denizlere açıldı. Her gün dünyanın bir başka dergisinde veya gazetesinde bir demeci çıkıyor, röportajları yayınlanıyor. İnsanlar onu dinlemek için salonları dolduruyor. Kitapları kapış kapış satılıyor.
Bu insan hiçbir şey yapmasa dahi, durduğu yerden Türkiye’ye milyonlarca dolarlık reklam yapıyor. Hem de abuk sobuk ve büyük paralar verilerek gerçekleştirilen reklâm filmlerinin marjinal faydası yanında, bedavadan ve çok daha etkin bir kampanya yapıyor.
Hiç değilse bundan dolayı teşekkür edelim, yeter.
Onun yerine itip kakıyoruz. Hor görüyoruz.
Neden? Zira resmi görüşleri paylaşmıyor da ondan…
Bizim bu huyumuz yeni de değildir.
Nazım Hikmet’e de aynı muameleyi yapmadık mı?
Dünya onu omuzlarında taşırken, “Büyük Türk şairi” diye alkışlarken, biz onun adını ağzına alanları, şiirlerini okuyanları hapislere attık. Komünist damgası vurup hayatlarını söndürdük.
Neden böyleyiz
Neden kendi kıymetlerinin değerini bilmeyen bir toplumuz?
Neden çağımızı yaşamıyor da, geçmiş çağlarda dolaşmayı daha çok seviyoruz?
(…)
 
TÜRK YAHUDİLERİN TÜRKİYE SEVGİSİ...
Geçen hafta sonu Türk-Yahudiler Derneği (Association Juive de Turquie) davetlisi olarak  Cenevre’deydim. Bu derneğin eşi yok, çünkü ilk defa olarak diasporadaki Yahudiler Türkiye’ye bağları yüzünden bir araya gelmişler ve 6 yıl önce derneği kurmuşlar.
Fikir babası o zaman Cenevre’de Birleşmiş Milletler nezdindeki Büyükelçimiz Murat Sungar. Albert Covo  adlı iş adamı ise 6 yıldır derneğin başkanı. 1999 depreminin ertesi günü bir grup Türk Yahudisi Büyükelçiliğe gelerek ne gibi bir katkıda bulunabileceklerini sormuşlar, bir günde 50.000 dolar toplamışlar. Bu parayla deprem bölgesinde bir okul yapılmış. Ancak bu işbirliği burada bitmemiş, devam etmiş ve dernek kurulmuş.
Türk-Yahudiler Derneği her yıl Türkiye ile ilgili konserler, konferanslar, sergiler düzenliyor. Türkiye’deki dostlarından da destek görüyorlar.
Karşımda uzun yıllar dışarda olmakla birlikte Türkiye’nin bugünü ve geleceği ile fevkalade ilgili bir topluluk buldum... Ve işte lobicilik buysa bunu diğer ülkelere de tatbik etmek gerektiğini düşündüm.
Bu insanların Atatürk’e bağlılıkları ve AK Parti’nin politikalarından duydukları kaygı çok çarpıcıydı. Keskin sorular sordular, sert yorumlar yaptılar. Tüm halleriyle, ülke dışında yaşıyor olsalar dahi, Türkiye’ye bağlılıklarını sürdürdüklerini belli ettiler.