Holokost`ta yaşamlarini yitirenler anildiAlti milyon Yahudi iç

II. Dünya Savaşı`nda Nazi kamplarında çocuk, genç, yaşlı farkı gözetmeden sadece Yahudi oldukları için katledilen altı milyon insan, bu yıl da dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de Aşkenaz Sinagogu`nda düzenlenen törenle anıldıEster YANNİER

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
II. Dünya Savaşı’nda yaşamlarını yitiren altı milyon Yahudi’nin anısına 15 Nisan Pazar günü Aşkenaz Sinagogu’nda bir tören düzenlendi. Törene Hahambaşı Rav İsak Haleva başta olmak üzere Bet-Din üyeleri, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Aşkenaz Cemaati Başkanı Benyamin Poluman, İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Mordehai Amihai, Konsolos Michal Gur -Aryeh, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, Aşkenaz Cemaati Onursal Başkanı Mario Frayman, cemaat kurum, kuruluş dernek temsilcileri, Hahambaşılık müşavirleri ve dindaşlar katıldılar. Her yıl gibi bu yıl da törene çok sayıda gencin katılması dikkat çekti. Rav Mendy Chitrik’in okuduğu Minha duasıyla başlayan anma töreni,  gün  için özel olarak  gelen Tenor Kantor Simon Cohen ve Koll Rina Korosu’nun Aşkenaz makamına özgü  seslendirdikleri Tsadik Katamar, Veshomru, Zacharti Lach, Kel Melech Yoshev, Tfilat Tal, Ledor Vador, Uvenucho Yomar, Avinu Shebashamayim ve Shomer Yisrael Mizmor’larını ve  Arvit duasını okumalarıyla devam etti.
Yaşamlarını yitirenlerin anılarına  birinci mumu Hahambaşı Rav Haleva, ikinci mumu Başkonsolos Amihai yakarken, Başkan Ovadya’nın, savaşın son aylarını Fransa’da ebeveynleri kampa gönderilen diğer çocukların arasında geçiren ve  sondan bir önceki trenle Türkiye’ye gelerek mutlak bir ölümden kurtulan Louise Behar’ı  davet ederek üçüncü mumu kendisiyle beraber yakması töreni daha anlamlı kıldı. Dördüncü mum Aşkenaz Başkanı Poluman, beşinci mum Neve Şalom Vakfı Başkanı Jojo Nasi, altıncı ve son mum ise FKD  Başkanları tarafından yakılmasının ardından Auschwitz’e giden trende yazılan “Ani Maamin” şarkısı Kantor Cohen ve korosunca seslendirildi.
Günün konuşmacısı İlker Barouh, Holokost etkinlikleri kapsamında Karakare Film Günleri’nin bu yılki teması “Sayıların İsimleri Unutturduğu Yerde…” başlığına bir paralellik çizerek yaptığı konuşmasına: “Aranızdan yanımda yatan, aramıza dün gelen yaşlı adamı gören var mı? Peki ya uzun boylu olanı? Hani zayıf Polonyalı genci? İsimleri mi? Yaşlı olan 185106. Genç olan ise 185403.
Benim adım mı ne? Adım 174235. Adım bir sayı. Burada hiçbirimizin adı yok, sadece kollarımızda kazılı birer sayı. Hepimizin adı bir sayı. Burası Auschwitz. Burada kuşlar ötmez, çiçekler açmaz, insanlar doğmaz, sadece insanlar ölür.
Sayılar... Şoa’ya özgü sayılar. Amacının çok dışında kullanılmış sayılar. Bir resim geçti elime bu konuşmayı hazırlarken. Kalem ile çizilmiş basit ama çok şey anlatan bir resim. Ressamın adı, 174342” sözleriyle başladı.
Barouh, Holokost’ta yaşam hakları ellerinde alınan altı milyon insanın, rakamsal olarak ne denli ulaşılamaz bir sayı olduğunu vurgulayan sözlerle devam etti ve: “Sayılar... 6,000,000.”
Altı milyon insan, altı milyon Yahudi. Saymayı deneyin. Sadece saymayı. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11... Kaça kadar sayabileceksiniz sanıyorsunuz? Ne kadar dayanabilirsiniz ki hem saymaya kalkışsanız?  Saniyede iki rakam sayabildiğinizi düşünün. Dakikada 120... Bir saatte 7200... Altı Milyonu sayabilmek için 833 saat gerekli. Hiç uyumadan günde 24 saat sayarak 35 gününüzü ayırmanız gerek. 35 gün, bir aydan daha fazla.
Şimdi etrafınızda şöyle bir göz gezdirin. Kaç kişiyiz şu an burada? 200 kişi - 300 kişi. Altı milyonu elde edebilmek için burada bulunan topluluktan 30.000 adet daha gerek. Başka şekilde sorayım aslında. Ne kadar büyük bir salon gerekir altı milyon insan için onu hesaplamaya çalışın.
Sayılar... Geriye kalan sadece sayılar. İsimler ile eşleştirilemeyen, birleştirilemeyen sayılar. Bugün ne yazık ki hala, ismi bilinmeyen ve Şoa’da kaybettiğimiz sayısız dindaşımız bulunmakta. Kadın, erkek, genç, yaşlı. Hiçbir bilgi yok, sadece bir sayı. Şoa için sayılar çok önemli ama asıl önemli olan o sayıları anlayabilmek.
İnsanlık tarihinin en büyük ayıbı Şoa. Bizler Türkiye Yahudiler’i olarak, Şoa’yı yaşamayan şanslı Yahudiler’deniz. Önemli bir görevimiz var.
O da günümüzde hala inkar edildiği örneklerini gördüğümüz Şoa’yı çocuklarımıza öğretmek ve dünyada böyle bir felaketin gerçekleşmesini engellemektir. Okula yeni başlayan çocuklarımıza sayı saymayı öğretirken hepimiz bu sayıların önemini bir daha hatırlayalım” dedi.
Rav Mendy Chitrik, Rav İsak Alaluf, Rav Naftali Haleva’nin okudukları Teilim duasının ardından, Nekamot Hazan David Sivi; Mişna, Rav Yeuda Adoni; Zohar, Rav Moşe Benveniste; Kadiş Hahambaşı Rav Haleva, Kel Mole Rahamim ise Kantor Cohen tarafından okundu.
 Yosef Grosman, Gal Fridman ve Daniel Aşkenazi yaptıkları kısa konuşmalarda temsil ettikleri genç neslin Holokost’a bakış açılarını ve duygularını dile getirdiler.
Kantor Cohen’in seslendirdiği Sefirat Aomer’in ardından Ehal’in kapıları Hahambaşı Rav Haleva, Rav Adoni, Rav Benveniste ve  Avi Alkaş tarafından açılıp, duaların okunmasıyla anma töreni son buldu.