Bir Pesah Öyküsü: Tanri`ya bir mektup

Pesah Bayramı yaklaşırken aile büyüklerini tatlı bir telaş sararken, aynı zamanda bütçelerini zorlayacak bir telaş içine de girerler. Özellikle geçim sıkıntısı çeken aileler için pesah gereklerinin layıkıyla yerine getirilmesi için gerekli alışverişler, yiyecekler, çocuklara alınacak yeni bayramlıklar, matza, şarap, tatlılar vs. vs

Kavram
9 Ocak 2008 Çarşamba
İşte öykümüzdeki Şemuel de bu açmazları yaşayanlardandır:
Şemuel, bir terzihanede ütücü olan, fazla okumamış, cahilce ve saf bir adamdır. Tüm gün boyunca atölyede ütücülük yapar ama evine, karısına ve on çocuğuna kıt kanaat geçinecek kadar kazandığı parayla azıcık birşeyler verebilmektedir. Oysa Pesah’a neredeyse hiç zaman kalmamıştır. Seder sofrası nasıl kotarılacak, beklentileri olan çocuklarını nasıl mutlu edecektir? Elindeki gömleğin yakasını umarsızca ütülerken aklına parlak bir fikir gelir. Tanrı’ya bir mektup yazmaya karar verir. Onun çok sevdiği ve yürekten iman ettiği Tanrısı ona kesin olarak yanıt verecektir.
Akşam olup işi bitince heyecanla evine koşar. Masanın başına geçer temiz beyaz bir kağıdı önüne koyar. Kalemin ucunu mürekkebe batırır ve yazmaya koyulur. Şimdi öncelikle Şemuel’i cahil bir adam olduğundan zaten söz etmiştik. Aksi halde kim Tanrı’ya mektup yazmayı düşünür ki? Sonuç olarak kalemi eline aldı, elleri titreyerek ama dikkatle mektubunu yazdı. Arzusu çok basitti, onu yazdı. Sonra bir zarfa koydu. Ucuna balmumu döküp yapıştırdı. Zarfın ön yüzüne ise Tanrı’ya diye yazdı. Kendinden çok memnun bir biçimde yatağına yattı. Huzurla içini çekti ve uykuya daldı. Sabah olduğu zaman terzihaneye gitmeden önce postaneye gitti. Zarfı postadaki memura uzattı. Pul parasını ödedi ve işine gitti.
Posta memuru zarfa baktığı zaman gözleri şaşkınlıkla açıldı. “Tanrı’ya mektup” diye bağırdı; “Bu ne yaman bir işti böyle?” “Ben bu mektubu nereye göndereceğim?” diye yardım ister gibi diğer memurlara baktı. Zarf elden ele dolaştı. Herkes çaresizlikle iki elini yana açtı, omuzlarını yukarı kaldırdı! Mektup son olarak postanenin müdürü Muhammed Ussif’in eline verildi. Muhammed Ussif mektubu açtı ve yüksek sesle okudu;

Sevgili Tanrı’m
Pesah bayramı yaklaşıyor ama benim yeterli param yok. Pesah sederini ailem için nasıl temin edeceğimi bilemiyorum. Sen mutlaka biliyorsundur, nasıl gece gündüz demeden çalıştığımı, didindiğimi... Ama yetmiyor işte kazancım daha fazlasına yetmiyor. Bütün sene elbise ütüleyip durdum ama Pesah için bir lira bile fazla param yok. İnan bana Tanrı’nın borç olarak para isteyebileceğim hiç bir yakınımda yok. Herkesin hali malum. Onun için umudum yalnız sende. Lütfen Tanrı’m bana yardım et. Yüzümü sana döndüm, lütfen. On çocuğum var. Onların hatırı için lütfen bana 10 lira gönder. Teşekkür ederim. Tanrı’m.
Şemuel

Şimdi de mektubu okuyan Muhammed Ussif öylece kalakalmıştı. Etrafındaki bütün memurları da sessizlik içindeydiler. Muhammed öksürerek boğazını temizledi.  Sesi alçak tondaydı ve merhametle titriyordu.
“Bu fakir Yahudi’ye yardım etmek lazım. Şimdi hepimiz cebimizi yoklayalım ve bu adamcağız için birer lira verelim. Sonuç olarak kaç kişiyi mutlu edeceğimizi bir düşünsenize” dedi.
Muhammed ve diğerleri ceplerinden çıkardıkları paraları ortaya koydular. Sayınca tam 9 liranın toplandığını gördüler. Bunu bir zarfa koyarak fakir Yahudi’nin evine postaladılar.
Zarfı alan Şemuel’in sevincini tahmin edebiliyor musunuz? Şarap ve matsa seder sofrasının baş köşesindeydi. Karısı Hava yeni elbisesinin içinde öyle güzel görünüyordu ki!  Şemuel ise mutlu ve gururluydu. Masanın başına geçmiş, Pesah gecesinin mutluluk ve gururunu derinlemesine yaşıyordu.
Aradan bir yıl daha geçti. Günler günleri, geceler geceleri kovaladı. Şemuel hiç durmaksızın gece gündüz çalıştı; çabaladı, ütüledi. Ama hayatında hala bir aşama yoktu. Pesah yine yaklaşmıştı ve o yine kara kara düşünüyordu. İhtiyaçlar boyunu aşıyordu. Fakir bir adam ve yapabilirdi ki? Tabii ki yine kağıda ve kaleme sarıldı. Bu kez şöyle yazdı;

“Sevgili Tanrı’m
Geçen yıl bana Pesah’ta gönderdiğin para için sana çok teşekkür ediyorum. Karım Hava kendine yeni bir elbise aldı. Seder sofrası için şarabımız ve matsamız da vardı.
Çok iyi bilmelisin ki bütün sene boyunca çalıştım durdum. İşte yine Pesah ve Tanrı’m benim tam on çocuğum var. Lütfen bize on lira gönder ki bayram için gerekli olan hazırlıkları yapabileyim.”
Şemuel tam mektubun altına adını yazacakken bir durdu ve düşündü. Mektuba son bir not eklemeye karar verdi;
“Sevgili Tanrım
Bunu sana söylemeye utanıyorum ama, geçen yıl zarfımı postaya verdiğim zaman, zannediyorum ki orada çalışan memurların arasında bir hırsız vardı. Bana gönderdiğim paranın bir lirasını aldı. Zarftan sadece 9 lira çıktı. O yüzden bu yıl senden özel bir ricam var. Lütfen Tanrım eğer sana çok zor gelmeyecekse bu yıl zarfı doğrudan bana gönder.
Şemuel

İran Yahudi halk hikayesi