Olmert`ten Arap Birliği`nin bariş çağrisina olumlu yan&

Riyad`da yapılan Arap Birliği zirvesinden çıkan barış planına olumlu yaklaşan İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Haaretz Gazetesine yaptığı açıklamada, bölgesel bir barış konferansına İsrail`in hazır olduğunu bildirdi. İlk bölgesel barış konferansı 1991 yılında Madrid`te yapılmış, ardından da Oslo Barı

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba

Suudi Arabistan’ın, Arap ülkelerini İsrail ile uzlaşmaya varabilmesi için ikna edecek güce sahip tek ülke olduğunu vurgulayan İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Filistinlilerle yapılan müzakereleri destekleyecek bölgesel bir konferans düzenlenmesini önerdi.  Başbakan Yardımcısı Şimon Perez ise tek taraflı deklarasyonlarla bir yere varılamayacağını vurgulayarak, Mısır ve Ürdün’ün yaptığı gibi Arap ülkelerini İsrail ile masaya oturmaya davet etti.

Arap Birliği’nden Suudi Barış Planına Destek
28ᆱ Mart tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi, yayınlanan sonuç bildirisiyle sona erdi. Arap ülkelerinin liderleri, beş yıl önce Arap Birliği tarafından kabul edilen, İsrail ile Arap ülkeleri arasında ilişki kurulmasına yönelik barış planını yeniden canlandırma kararı aldılar.
İki gün süren zirvenin sonunda yayınlanan bildiride, İsrail’in Suudi barış önerisini kabul etmesi, Araplarla doğrudan müzakerelere başlaması çağrısı yapıldı. Zirvede ayrıca bölgede olası nükleer silah yarışına karşı uyarıda bulunuldu.
Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa tarafından okunan bildiride, “İsrail-Filistin çatışmasının barışçıl çözümü için doğru yol olan ve Arap barış girişimine uygun, ‘toprak karşılığı barış’ temeline dayalı, adil ve çok yönlü bir barış Arap ulusu için stratejik bir tercihtir.” denildi.
Bölgenin kitle imha silahlarından arındırılmasının önemine vurgu yapılan bildiride, “Bölgede ciddi ve yıkıcı nükleer silah yarışının başlayabileceği uyarısında bulunuyoruz. Uluslararası standartlara ve denetim sistemine uygun barışçıl nükleer enerjinin bütün ülkelerin hakkı olduğunu kabul ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Zirveye Filistin Özerk Yönetimi (FÖY) ulusal birlik hükümeti Başbakanı İsmail Haniye ile birlikte katılan FÖY Lideri Mahmud Abbas, ''Eğer Arap girişimi sonuç vermezse, yakın gelecekte barış için bir şans daha doğacağını zannetmediğini'' söyledi. Suudi Dışişleri Bakanı Prens Suud el Faysal da, İsrail'in planı reddetmesi halinde, "geleceğini savaş tanrılarının ellerine teslim edeceğini" ifade etti.
Zirveye katılan BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, "Ziyaretim ardından bu zirvenin son yıllarda yaptıklarınızın en önemlisi olduğuna ikna oldum. Ortadoğu uzun zamandır olmadığı kadar karmaşık, kırılgan ve hassas bir durumda." dedi.
Geçmişte, birçok Arap ülkesi, İsrail ile müzakerelerde bulunmuş, hatta aralarından Mısır, Ürdün ve Moritanya İsrail ile ilişkilerini normalleştirmişti. Ancak ilk kez bir bütün halinde Arap Birliği, bu yönde niyet bildiriyor ve müzakere başlatmak için bir mekanizmayı hayata geçiriyor.

Erdoğan da katıldı
Zirveye katılan  Başbakan Recep Tayip Erdoğan, konuşmasında Ortadoğu’daki sorunların çözümü için yeni fırsatlar doğduğunu belirtti. FÖY’deki ulusal birlik hükümetinin halkın ihtiyaçları doğrultusunda gerçekçi adımlar atması gerektiğini vurgulayan Erdoğan ayrıca, uluslararası toplumdan yeni FÖY hükümetine önyargısız yaklaşmasını istedi.
Irak problemine de değinen Başbakan Erdoğan, Irak’ın bölünmesinin tüm bölge için felaket olacağına dikkati çekti. Erdoğan, Kerkük’teki olumsuz bir gelişmenin tüm Ortadoğu’yu etkileyeceğini vurguladı.

Barış Girişimini Canlandırma Kararına Destek
Arap liderlerin 2002’de gündeme getirilen Suudi barış girişimini canlandırma kararı almasını destekleyen ABD, Riyad’daki Arap birliği zirvesi’nden çıkan kararın çok olumlu bir adım olduğunu belirterek bildiriyi memnuniyetle karşıladı.
Zirve sonrası İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Filistinlilerle İsrail arasında diyalogun gerekli olduğu belirtildi. Açıklamada ılımlı Arap ülkelerinin bölgesel işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunarak olumlu bir rol oynayabileceği ve İsrail’in barış isteyen Arap ülkeleriyle daha fazla diyalog fikri ile samimi olarak ilgilendiği vurgulandı.
Davet edilmesi halinde ılımlı Arap ülkeleriyle görüşmelere başlamaya hazır olduğunu ilan eden İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in de olumlu bulduğu Arap barış inisiyatifi, ilk olarak 2002'deki Arap zirvesinde o zaman veliaht prens olan Suudi Arabistan Kralı Abdullah tarafından ortaya atılmıştı.
Plan, özetle, İsrail'in 1967 sınırlarına çekilmesi, bir Filistin Devletinin kurulması ve Filistinli mülteciler sorununa adil bir çözüm bulunması karşılığında Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini öngörüyor.
Bu zirvede bazı ilkler de yaşandı. Açılış oturumunda BM Genel Kurulu'nun Başkanı sıfatıyla bir konuşma yapan Bahreynli diplomat Haya Raşid El-Halifa, Birliğe 1945 yılında kurulmasından bu yana hitap eden ilk kadın oldu. İsrail'in Yedioth Ahronot gazetesinden bir muhabir de zirveyi izleyen ilk İsrailli basın mensubu oldu. 

Riyad’da İsrailli bir gazeteci
Ilk Ortadoğu ziyaretine başlayan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un son durağı Suudi Arabistan’da yapılan  Riyad zirvesi oldu. Beraberindeki heyet ile Riyad’a inen Ki-moon’un uçağında farklı milletlerden gazeteciler bulunuyordu. Gazetecilerin aralarında bulunan Yedioth Ahronoth gazetesinden Orly Azoulay’ın Riyad’a gelmesi ile Suudi Arabistan tarihinde bir ilk gerçekleşmiş oldu.
Azoulay’ın pasaportu diğer gazeteciler ile birlikte vize almak üzere Suudi Arabistan yetkililerine teslim edildiğinde vize talebine red cevabı alması çok uzun sürmedi. Genel sekreter yoğun bir çaba gösterdi ve direk Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Saud Al Faysal’ı arayarak vize ricasını yeniledi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile olan görüşmesinde konuyu anlatan Ki-moon, Faysal’dan cevap beklediğini fakat olumlu cevap almayı ummadığını dile getirdi.
Uçağın kalkmasından birkaç saat önce ise İsrailli gazetecinin Arap zirvesine davetli olduğu Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı tarafından mail ile bildirildi. Riyad’a gelen Orly Azoulay tüm kadınlar gibi bir başörtü taktı ve resmi katılımcı listesinde kendi ve çalıştığı gazeteni adını gördü. Suudi Arabistan ilk defa resmi olarak kapılarını İsrailli bir gazeteciye açmış oldu.