Günümüzde Aşkenaz Cemaati ve Başkan Av. Benyamin Poluman ile...

Pesah Bayramını kutladığımız şu günlerde “Türkiye`de Aşkenazlarla, Sefaradların farkı yok; bir babanın iki çocuğu gibiyiz” diyen Aşkenaz Cemaati yeni Başkanı Av. Benyamin Poluman ile görüştükEster YANNİER

Toplum
9 Ocak 2008 Çarşamba
Avukat Benyamin Poluman 1942 İstanbul  doğumlu. İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.  41 yıldan beri mesleğini sürdürüyor. 1980’de Aşkenaz Cemaati   Başkanı Av. Nihat  Hofer ve Viktor Bronştayn’ın daveti üzerine cemaatte görev almaya başladı.  Mesleği avukatlık olan ikinci başkan olduğunu altını çizen  Poluman, bunun hukuki konularda büyük bir avantaj sağladığını düşünüyor.  Evli, iki çocuk ve bir torun sahibi. 

Başkanı olduğunuz cemaat yönetiminde kimler var?
Onursal Başkan Mario Frayman,  Başkan Vekili Moşe Grosman, Genel Sekreter Erdal Henri Frayman, Üyeler: İzel Rozental, Dan Vansten, David Zilbergleit, İrvin Mandel.

Aşkenaz Cemaatini nasıl anlatırsınız?
Tarihte İstanbul’da Aşkenazlar’ın  çok dağınık halde yaşadıklarını görüyoruz. Ancak 1900’de gelen  Doktor Marcus onların bir çatı altında toplanmasını sağladı. Osmanlı Hahambaşısının kendisini atamasıyla da  Aşkenazların Hahambaşısı oldu. O tarihten günümüze cemaat olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.  Cemaatimizin  12. başkanıyım. Aslında Sefaradlarla bir farkımız yok; bir babanın iki çocuğu gibiyiz. Dini ritüellerimiz aynı. Sadece Aşkenazlarda bilindiği üzere, duaların makamlarında bir farklılık var;  Sefaradlarınki biraz daha doğu, Aşkenazlarınki ise, batı esintileri taşır.  Belki 200 sene önce arada bazı çekişmeler olmuşsa da günümüzde bu kalmadı.  Diasporada iki cemaatin büyük bir uyum içinde olduğu tek ülke olduğumuzu da söyleyebiliriz.
Örneğin; Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvyo Ovadya ve Onursal Başkan Bensiyon Pinto  desteklerini esirgemezler...
Aşkenaz Cemaati olarak,  Türk Musevi Cemaatine  katkılarımızı sürdürüyoruz.  Diğer başkanlarımız da ifade etmiştir; hahambaşılık binasını onardık, İYD’deki midraşı yaptık, UÖML’de derslikler yaptık ve her konuda destek veriyoruz.
Cemaat bireylerinin azalmasıyla orantılı olarak bazı sinagoglarınız kapatıldı. Şimdi  bir sinagogunuz faal durumda, bir diğeri ise Kültür Merkezine dönüştürüldü...
Çocukluğumda üç sinagogumuz açıktı. Biri çok eskiydi elden çıkarttık.  Bir diğeri  söylediğiniz gibi  faal, üçüncüsünü ise bir süre önce Onursal Başkanımız Frayman ve daha sonraki başkanımız Feldman’ın gayretleriyle Schneidertempel Kültür Merkezi’ne dönüştürüldü. Kültürel etkinlikleriyle, ünü Türkiye’yi aştı. Aşkenazlar kültüre ve sanata   hep önem vermiştir. 
Daha önceleri yerinde tahta bir ibadethane bulunan Yüksekkaldırım Sinagogu, 1900 yılında Avusturya İmparatorunun verdiği bin adet altın ve cemaat bireylerinin katkılarıyla bu günkü haline getirildi. Sinagog günümüzde göçlerle azalan cemaatimizin ihtiyaçlarını karşılıyor.

Aşkenaz cemaati kaç kişi?
Bu gün yaklaşık 250 aile, bu da 750- 800 kişi arası denilebilir. Toplantılarda bazen hanımlar yanıma gelerek bir Sefarad ile evlendiklerini, ancak aslında Aşkenaz olduklarını ve bunu koruduklarını ifade ediyorlar. Bu,  hoşumuza giden bir tutum.  Bir etkinlik olduğunda veya bayram kutlamasında, hem Aşkenaz kardeşlerimizle, hem de  kimliklerini unutmayan bu kişilerle irtibata geçiyoruz. Onlar bizi unutmadıkları için, biz de onları unutmuyoruz. Her şeye evet, kimlikten sapmaya hayır.

Sinagogdan bahsetmek ister misiniz?
Akustiği çok iyi,  mikrofona ihtiyaç duyulmaz. Ben ve oğlum da  bu sinagogda evlendik. Ritüellerimiz  biraz farklı. Talled yerine, Hupa altında evleniyor,  düğün öncesinde hazan altın alyansı gösteriyor, damat üst kattan gelini almaya gidiyor ve gelin yedi kez damadın etrafında dönüyor.  Yılda iki, en fazla üç düğün oluyor. Aşkenaz erkeklerin oranı daha az.  Prensip kararı olarak Amerikalı çiftlerin düğünlerini sinagogumuzda yapıyoruz.
Mezarlığınızda Sefaradlar için ayrılmış bir bölüm de var... Burada uzun süredir gömü yapılmıyor...
Böyle bir durum yok. Halen Sefaradlara ait bölümde gömü yapabiliyoruz.  Bildiğiniz gibi uzun bir süredir belirli nedenlerden ötürü İstanbul’un başka semtlerindeki mezarlıkları tercih ediyorlar.  Yaşanan terör olaylarında yaşamlarını yitiren dindaşlarımız için anıt mezar da burada bulunuyor. Ayrıca, mezarlığımızda bulunan Midraş, bir yardımseverimiz tarafından yenilendi.

Türkiye Aşkenazları olarak Yidiş diline sahip çıkmak ve  yaşatmak yönünde bir çalışmanız var mı?
Bu yönde bir çalışmamız yok. Bilen kişi sayısı da çok azaldı. Ama Aşkenaz Müziğini yaşatmak için çaba gösteriyoruz. Kültür Merkezimizde  Klezmer müziği konserleri düzenleniyor, Aşkenaz sanatçılara sergiler açılıyor, kitapları tanıtılıyor vs…  Kızım, Yidiş –Türkçe  sözlüğü çalışması içinde.
Av. Poluman, bu vesile ile tüm Türk Musevi Cemaatinin Pesah Bayramını candan kutlayarak söyleşimize son verdi.